CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında, parti genel merkezinde haftalık olağan toplantısını gerçekleştirdi.
MYK'ya ilişkin değerlendirmelerde bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın laiklikle ilgili sözlerine değinerek, "Meclis Başkanı'nın kabul edilemez sözlerinin tarifsiz duyguları ile sizlerle bir aradayım." ifadesini kullandı.
CHP'nin de hedefinin çok net, amacının çok açık olduğunu anlatan Böke, "Bizim için laiklik bir kırmızı çizgi. Bizim için tek bir CHP'li hayatta kalana kadar savunacağımız ve kırmızı çizgimiz olarak da her zaman arkasında duracağımız bir laiklik davamız var." dedi.
Böke, hiç kimsenin, özellikle de Meclis Başkanı sıfatıyla bir koltukta oturan kişinin demokrasiyi ilga etme lüksü olmadığını belirterek, şunları söyledi:
"Bu sözler herhangi birinin şahsi görüşleri olarak sunulmadı. Bu sözler, Türkiye'de demokrasinin kalbi olan parlamentonun Meclis Başkanı tarafından sarf edildi. Eğer bu sözler, AKP tarafından kabul ediliyorsa, o zaman AKP de laikliği ortadan kaldırarak, Türkiye'de özgürlük, eşitlik ve demokrasinin önünde kendisinin de bir engel olduğunu kabul ediyor, demektir. Ancak eğer AKP bu sözleri kabul etmiyorsa, o zaman resmi bir sıfatla AKP'nin yaptığı bir seçim sonucunda o koltuğa oturmuş olan Meclis Başkanı'nı bizimle birlikte istifaya çağırması gerekiyor. Buradan bir kez daha söylüyoruz, Meclis Başkanı acilen istifa etmelidir. Türkiye'de laikliğin vazgeçilmez bir unsur olduğunu savunan herkes de tüm siyasi partiler de toplumun tüm kesimleri de bu istifa çağrısına ortak olmalıdır. İsmail Kahraman, Meclis başkanlığından derhal gitmelidir."
Kilis'e düşen füzelere ilişkin de görüşlerini aktaran Böke, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yine Türkiye, bu zihniyet sebebiyle her gün roketlerin, füzelerin sınır ötesinden Türkiye'nin bir şehrine, Kilis'e atıldığı ve canlarımızı kaybettiğimiz bir gerçekle yaşamak zorunda kalıyor. O füzeler düşmüyor, o füzeler atılıyor. Atılan bu füzeler bu topraklarda insanların canını alıyor. Bu radikal zihniyet, hükümetin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını korumasına da engel oluşturuyor. Atılan roketlere karşı vatandaşının ses çıkarmasını dahi kabullenemiyor. Hükümet vatandaşına ses çıkartıyor ama o roketlerin atılmasına maalesef ses çıkarmıyor. Bugün Kilis'te insanlarımızın ölüyor olmasının bir sebebi de mezhepçi ve radikal anlayışla tasarlanmış olan Suriye politikası. Dış politika, o maceracı dış politika, sınır ötesinden bizim sınırlarımızın için roketlerin atılmasına imkan veriyor.