CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır'da gazetecilerle bir araya geldi. Burada açıklamalarda bulunan Tanrıkulu, bütün seçim süreçlerinin zor olduğunu ancak bu seçim sürecinin daha zor olduğunu kaydederek, nedeninin ise seçim güvenliği ve dürüstlüğünün tehlike altında olması olduğunu dile getirdi. AK Parti'nin iktidara geldiğinden beri seçim güvenliği ve dürüstlüğünün tartışılmaya başlandığını ileri süren Tanrıkulu, "Hem seçim güvenliği hem de dürüstlüğü bakımından Türkiye en zor günlerini yaşıyor. Sokağa çıktığımız her yerde bütün seçmenlerin bize ilk sorduğu soru şu, ‘Sandıkları koruyacak mısınız, oylarımıza sahip çıkacak mısınız?' Seçimin güvenliği ve dürüstlüğü konusunda bu kadar kuşku duyulan başka bir dönem olmamıştır. ‘Biz her oya, herkesin siyasi görüşüne saygılıyız. AK Parti'ye oy versin vermesin. Her oy kutsaldır. Bu bizim güvencemiz altındadır' diye bir sözü ne Erdoğan'dan ne de Davutoğlu'ndan duyduk. Çıksınlar 78 milyon vatandaşımıza güvence versinler. Bütün siyasi partilere oy verecek vatandaşlarımızın oyları güvencemiz altındadır desinler" dedi.
Dün Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Diyarbakır'da olduğunu anımsatan Tanrıkulu, AK Parti'nin tarihinin en kötü mitinglerinden birincisi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır'a geldiğinde, ikincisini ise Davutoğlu'nun geldiğinde yaptığını savundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı mitingde, AK Parti'li bazı vatandaşların meydan kenarında ağladığını yakın dostlarından duyduğunu anlatan Tanrıkulu, ağlayanların meydanın hali ve Erdoğan'ın üslubu yüzünden Diyarbakır'da AK Parti'nin geldiği noktaya ağladığını iddia etti.
"PARLAMENTO ÇOK ŞEY YAPABİLİRDİ"
CHP olarak 4 yılda parlamentoda Kürt meselesi ile ilgili olarak çok esaslı çalışmalar içinde bulunduklarını da ileri süren Tanrıkulu, şunları kaydetti:
"Bizim çizdiğimiz çizgi Türkiye'nin bu meselesinin demokrasiyle, özgürlükle ve adaletle çözülmesi noktasında en esaslı yöntemdi. Türkiye'nin Kürt meselesi noktasında iki mihenk taşı var. Biri silahsızlanma, silah bırakma ve çatışmanın gündeme gelmemesi bakımından hangi yöntemin izleneceği noktası. İkincisi ise içerik. Kürt meselesinin demokrasi, özgürlük ve adaletle nasıl çözüleceği noktasında içerik. Her iki noktada da CHP grubu olarak çok esaslı çalışmalarda bulunduk. Bugün geldiğimiz noktada da CHP'nin haklılığı bir kez daha ortaya çıktı. İki yıl boyunca, Mart 2013'ten bu yana, parlamento Kürt meselesi için çok şey yapabilirdi. Ama bir tek adım atmadılar ve adım attıramadık. Türkiye'de Kürt meselesinin ortaya çıkardığı ve travma yaratan sembolik adımları atmakta bile hükümet yetersiz kaldı. Bu hükümete en azından son 3-4 yılda parlamentoda süreci yürütenler de bu konuda adım attırma konusunda ısrarcı olmadılar."
HDP'nin baraj sorununun olmadığını söyleyen Tanrıkulu, ellerindeki verilere göre HDP'nin barajı aştığını da dile getirdi.
