CHP'nin başvurusuna AK Parti'den ilk tepki
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, CHP'nin AİHM'e başvurusuyla ilgili, ''Türkiye'nin sorun alanları üzerinden istismar siyasi yapmak maalesef Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'sinin bir alışkanlığı'' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2017-07-04 12:47:19

Güncelleme Tarihi: 2017-07-04 12:47:19

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, AK Parti'nin '15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü' dolayısıyla düzenleyeceği anma programlarına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Konuşmasına, AK Parti Lice İlçe Başkan Yardımcısı Mercan ve Van Özalp İlçe Başkan Yardımcısı Aydın Ahi'nin PKK tarafından haince katledildiğini hatırlatarak başlayan Ünal, "Yılmadan mücadelemize devam edeceğiz, orada yaşayan insanlarımızı hiçbir şekilde bu vahşi terör örgütünün insafına asla bırakmadık, bırakmayacağız. Ana muhalefet partisi lideri de aradı ailelerine başsağlığı diledi. Bu siyaset açısından güzel bir gelişme ama beklerdik ki bu başsağlığı sırasında Kemal Kılıçdaroğlu'nun PKK diyebilmesini beklerdik. Terör örgütleri derken açık bir şekilde DHKP-C, PKK diyebilmesini, FETÖ diyebilmesini de beklerdik" ifadelerini kullandı.

15 Temmuz gecesi kurumsallaşmış siyasetin darbenin püskürtülmesinde ne kadar önemli olduğunun görüldüğünü belirten Ünal, "15 Temmuz ve 15 Temmuz'un önemi ne kadar perdelenmek istense de itibarsızlaştırılmak istense de 15 Temmuz'un önemi, kıymeti ve 15 Temmuz gecesi bu milletin nasıl bir destan yazdığını unutmadık, unutturmayacağız. Birilerinin 15 Temmuz'u itibarsızlaştırmasına müsaade etmeyeceğiz. Birilerinin 15 Temmuz için kontrollü darbe, başarısızlığa mahkum edilmiş darbe ya da sarayın 15 Temmuz'u, halkın 15 Temmuz'u gibi ifadeler üzerinden 15 Temmuz'un birileri tarafından perdelenmesine, itibarsızlaştırılmasına izin vermeyeceğiz" diye konuştu.

Ünal, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşları 15 Temmuz'u nasıl okuyorlar açıkçası şaşkınlık içerisinde izliyoruz. 15 Temmuz'un sembolü haline gelmiş, demokrasi nöbetleri için birileri 'sokakta demokrasi aramak' ifadesini kullanıyorsa bu her şeyden önce ya meselenin anlaşılmadığı ya da kasıtlı olarak böyle ifade edildiği anlamına gelir. Sokakta yok edilmek istenen demokrasimizi 15 Temmuz gecesi kurtardık. Hep beraber, demokrasimizi müdafaa ettik. 15 Temmuz'un yıl dönümünde de bir anma, hatırlama sembolü olarak tabii ki demokrasi nöbeti tutacağız. Cumhurbaşkanımızın talimatı ile birlikte demokrasi nöbeti başladı. Cumhurbaşkanımız ne anlama geliyor, Cumhurbaşkanımız üzerindeki bu milletin teveccühüdür, CHP'nin bunu anlaması gerekiyor. Recep Tayyip Erdoğan yoldan geçerken Külliyeye gitmiş oturmuş bir insan değildir. Bu milletin demokrasisine sahip çıkması, meşru hükümetine sahip çıkması, Cumhurbaşkanına sahip çıkması, reyine, iradesine sahip çıkmasıdır. Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşları bunu anlamalıdır. 15 Temmuz akşamı da bu millet demokrasisini müdafaa etti. Dolayısıyla hiç kimse birtakım kelime oyunları içine girmesin."

CHP'YE "DON KİŞOT" BENZETMESİ

"Gezi'de on binlerce insan sokağa çıktı" diyen Ünal, "On binlerce insanın sokağa çıkması üzerinden CHP, 10 milyonun üzerinde oy almış meşru hükümetin meşruiyetini tartışmaya açtı. Sandıkta seçilmiş meşru hükümet, sokak hareketleri ya da protesto hareketleri üzerinden meşruiyeti tartışmalı hale getirilmez. CHP, bugün on bin kişiyle yürüdüğü için 23 milyon oy almış bir hükümetin meşruiyeti, yüzde 52 oy almış Cumhurbaşkanının meşruiyeti tartışmaya açıyorsa burada ciddi bir demokrasi sorunu var demektir. Tıpkı Don Kişot'un yel değirmenlerini canavar zannetmesi gibi. CHP, 2 milyonluk 3 milyonluk mitingler yapsaydı demek ki kimseye su vermeyecektir. CHP'nin demokrasi anlayışı bu mudur? Kılıçdaroğlu'nun 'sözümü dinlemeyenleri kapının önüne koyarım' ifadesi demokrasi konusunda nasıl bir anlayışa sahip olduğunun da ifadesi aynı zamanda. Siz, seçilmiş hükümetin meşruiyetini uluslararası alanda tartışmaya açıyorsanız, burada doğrudan Don Kişot sendromu vardır. Yani yel değirmenleri canavar zanneden akılla karşı karşıyayız demektir."

15 Temmuz anma etkinliklerinin gerçekleştirileceğini belirten Ünal, "AK Parti olarak, 81 ilde etkinliklere katılacağız. Diğer sivil toplum örgütleriyle bu etkinliklere katılacağız, çünkü biz birlikte Türkiye'yiz. Çünkü o gece sokağa çıkan insanlar toplumun her kesiminden kendi iradesine, demokrasiye sahip çıkmak için sokağa çıktılar. Biz de o gece koruduğumuz demokrasimizin parçası olarak 15 Temmuz etkinlikleri çerçevesinde anma etkinliklerini gerçekleştireceğiz. Gençlik kollarımız, kadın kollarımız bulundukları illerde ve bizim belediye başkanlıklarımız bulundukları illerde 11 Temmuz'dan itibaren anma törenlerine iştirak edecekler. İl başkanlıklarımız, ana kademe teşkilatlarımız da yapacağı anma törenleri etkinlikleriyle bu coşkunun bir parçası olacak" diye konuştu.

"11 TEMMUZ GÜNÜ ANMA ETKİNLİKLERİ BAŞLAYACAK"

Ünal, 11 Temmuz günü etkinliklere başlanacağını anlatarak, "Sosyal Politikalar, Yerel Yönetimler, Çevre Şehir ve Kültür Başkanlığı, Tanıtım ve Medya Başkanlığı, İnsan Haklarından sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı olarak etkinliklerimizi tamamladık. Bu takvimi sizinle 7 Temmuz'dan sonra detaylı bir şekilde paylaşacağız. Biz, 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanımızın katılacağı demokrasi nöbetine diğer sivil toplum örgütleri ve toplum kesimleriyle birlikte katılacağız. O gece farklı siyasi taraflar yoktu, o gece herkes tek yürekti, herkes Türkiye'ydi. Dolayısıyla hiçbir ayrım yapmadan demokrasimizi müdafaa etmek için sokaklara çıktık. O gece biz 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, TBMM'de, 15 Temmuz direnişinin sembolü olan bütün mekanlarda olacağız. O geceyi yaşatmak ve o gece bu milletin verdiği büyük mücadelenin bizden sonraki nesillere de aktarılması için o gece uyumayacağız. O gece biz dışarıda o direnişin sembol mekanlarında olacağız" açıklamasında bulundu.

CHP'NİN AİHM'E GİTMESİ

Ünal, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. CHP'nin Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) mühürsüz oy pusulaları ile ilgili kararı için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurmasına ilişkin soruya Ünal, "CHP'nin adalet arayışı adalet arayışı değil, Anayasa Mahkemesine başvurusu Anayasa Mahkemesine başvuru değil, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurusu AİHM'e başvuru değil. Nihayetinde bütün bu eylemler üzerinde meşruiyet krizi, tartışma alanı oluşturmak ve farklı alanlarda, farklı sorun alanlarında yeni krizler üretmek ve sorundan beslenen siyasetin parçası olmak. Yani, YSK kararlarının sonuçları kesin ve açıktır. Anayasa Mahkemesinin bu konuda verdiği karar açıktır. AİHM'in de bu konuda vereceği karar şimdiden bellidir. Burada CHP, Türkiye'nin sorun alanları üzerinden istismar siyasi yapmayı maalesef Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'sinin bir alışkanlığı. Bu yapmaya devam ediyor, edecektir. Yani, bu konuda teknik bir değerlendirmeye gerek olmadığını düşünüyorum" karşılığını verdi.

CHP'NİN YÜRÜYÜŞÜ

CHP'nin yürüyüş esnasında provokasyon uyarısında bulunmasına ilişkin soru üzerine Ünal, "Orada bu yürüyüşe katılan her bir vatandaşımızın can güvenliği bizim için son derece önemlidir. O yürüyüşü gerçekleştirenlerin amacı ne olursa olsun, hükümetimizin onların can güvenliğini sağlamaları önemlidir. İçişleri Bakanlığımız gerekli önlemleri alıyor. Sabotaja ve provokasyona fırsat vermeden yürüyüşün güven içinde devam etmesini hükümetimiz sağlıyor" şeklinde konuştu.

Bir gazetecinin, "CHP'li Bülent Tezcan, 'Cumhurbaşkanı demokrasi nöbeti çağrısı yaparken adalet nöbetini unutmaması gerektiği' şeklinde açıklaması yansıdı, nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Ünal, "CHP sözcülerinin açıklamaları bizi şaşırtmaya devam ediyor. Eğer, kasıtlı açıklamalar değilse bunlar son derece vahim açıklamalar. Biz tüm Türkiye olarak 15 Temmuz'u demokrasimizin müdafaa edildiği o geceyi tüm Türkiye olarak hep birlikte anacağız. Biz, 15 Temmuz gecesi demokrasi nöbetini bir gece tekrar neden tutacağız? 15 Temmuz mücadelesini yeniden hatırlanması için yapacağız. Acaba CHP, 15 Temmuz'u gölgelemek, perdelemek ve itibarsızlaştırmak için yaptıklarına uygulama olarak adalet yürüyüşünü bir araç haline mi getirecek diye sormadan edemiyoruz? CHP sözcünün bu açıklaması ne anlama geliyor? 15 Temmuz, bu milletin hep beraber anıp kutlayacağı, hatırlayacağı o gecenin anma törenlerinin karşısına adalet yürüyüşü gibi kimlerin destek verdiğinin son derece açık olduğu bir yürüyüşü 15 Temmuz'un alternatifi gibi sunması açıkçası, hele hele adalet yürüyüşünü de dikkate alın gibi bir uyarıda bulunmasının ne anlama geldiğini CHP'li sözcülerden açıklamalarını bekliyoruz. Çünkü, şu aklımıza geliyor, hani CHP'li sözcüler ağızlarındaki baklayı mı çıkardılar? Bu yürüyüşün amacı, 15 Temmuz'u itibarsızlaştırmanın bir aracı mıydı yoksa sorusunu akla getiriyor" cevabını verdi.