'Çok büyük insani krizler yaşanmaktadır'
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, çok büyük insani krizlerden geçildiğini belirterek, Türkiye'nin, 'insanlık testi'nden geçilen bu zor zamanlarda ortaya koyduğu vicdani duruşla bölge halklarının saygısını, sevgisini, empatisini kazandığını ifade etti.

Oluşturma Tarihi: 2016-02-29 09:43:22

Güncelleme Tarihi: 2016-02-29 09:43:22

AA'nın haberine göre: Başbakan Yardımcısı Akdoğan, "Türkiye, özellikle son birkaç yıldan bu yana ortaya koyduğu insani diplomasisiyle dünyanın yegane 'delikanlı sesi' olmuştur, vicdanın, insanlığın sesi olmuştur" dedi.

 

Akdoğan,TBMM Genel Kurulu'nda, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ile Vakıflar Genel Müdürlüğünün bütçeleri üzerinde söz aldı.

Bu kurumların her birinin Türkiye'nin yüz akı, milletin iftihar kaynağı olduğunu dile getiren Yalçın Akdoğan, bugün Türkiye'nin bulunduğu bölgenin, siyasi ve ekonomik istikrarsızlıkla, çatışmalarla, savaşlarla ve insani krizlerle çalkalandığını kaydetti.

"Bu çalkantının içinde unutulan şey insandır, insan ıskalanmaktadır, çok büyük insani krizler yaşanmaktadır" ifadesini kullanan Başbakan Yardımcısı Akdoğan, Türkiye'nin, "insanlık testi"nden geçilen bu zor zamanlarda ortaya koyduğu vicdani duruşla bölge halklarının saygısını, sevgisini, empatisini kazandığını ifade etti.

Türkiye'nin, bu kurumların eliyle yaptığı çalışmalar sayesinde dünyanın birçok yerinden övgüyle, saygıyla, sevgiyle tepkiler aldığını belirten Akdoğan, "Savaşlarla, zulümlerle, emperyalist duygularla hareket eden ülkeler mazlum halklar tarafından eleştirilirken, Türkiye Cumhuriyeti'nin bayrağı, 'umudun, vicdanın sembolü' olarak görülüyor. Çünkü Türkiye, özellikle son birkaç yıldan bu yana ortaya koyduğu insani diplomasisiyle dünyanın yegane 'delikanlı sesi' olmuştur, vicdanın, insanlığın sesi olmuştur" diye konuştu.

"MAZLUMLAR KAPIMIZA AŞINIRIRKEN"

Yalçın Akdoğan, şunları kaydetti:

"Hükümetimiz de gücünü, icazetini bu aziz, hamiyetperver milletimizden almaktadır ve tarihi sorumluluğunun gereğini yerine getirmektedir. Kaldı ki söz konusu olan hakkı savunmaksa, hakkı haykırmaksa, insan onuru ve haysiyetiyse her türlü eleştiriye rağmen Türkiye hakkı savunmaya, hakkı haykırmaya, insan onuru ve haysiyetini savunmaya devam edecektir. Türkiye'nin medeniyet birikimi, tarihi sorumluluğu, milletimizin kültürel değerleri, hoşgörüsü, insani hasletleri ve hassasiyetleri bunu gerektirir. Birileri eleştiriyor diye, insanlığın, insan onurunun, hakkın, hukukun, vicdanın karşısında durmamız söz konusu olamaz.

Yanı başımızda insanlar katledilirken, insanlar açlıktan, susuzluktan kırılırken buna sessiz kalamayız. Mazlumlar kapımızı aşındırırken buna kayıtsız kalamayız ve kalmıyoruz da. TİKA, AFAD, YTB, Vakıflar Genel Müdürlüğümüz bu yönde üstün çabalar harcıyor, köklü medeniyetimizin, tarih sorumluluğumuzun icbar ettiği misyonu üstleniyorlar. Bu süreçte gelişmiş ülkeler, ekonomik krizleri bahane ederek kalkınma yardımlarını azaltırken, Türkiye nerede bir mazlum varsa onunla ekmeğini paylaştı, gidilemeyen yerlere cesaretle gitti, imkanlarını hiçbir ayrım gözetmeden insanlığın hizmetine sundu.

2003 yılında 85 milyon dolar resmi kalkınma yardımı yapan Türkiye'nin, 2014 yılındaki resmi kalkınma yardımları 3 milyar 591 milyon dolara ulaşmıştır. Resmi kalkınma yardımının gayrisafi milli hasılaya bölünmesiyle hesaplanan 'milenyum hedefi gerçekleşme düzeyi' 10 yıl önce binde 1 iken, 2014 yılında bu rakam binde 4,5 olarak hesaplandı. En az gelişmiş ülkelere yapılan yardım 1,5 milyar doları aştı. Bu oranlarla Türkiye, gayrisafi milli hasılaya oranla dünyada birinci, toplamda ise dünyada 3'üncü ülke oldu. 'Komşusu açken tok yatmama' şuuruyla dünyanın her yerine cömertçe şefkat elimizi uzatıyoruz."

150'DEN FAZLA ÜLKEDE OFİS

2002'den 2015'e kadar geçen 12 yıllık süreçte TİKA'nın ofis sayısının 12'den 50'ye, toplam proje ve faaliyet sayısının da 2 binlerden 18 binlere çıkarıldığını dile getiren Akdoğan, TİKA'nın şu anda 150'den fazla ülkede faaliyet gösterdiğini, Irak ve Hırvatistan'da da ofis açılması için çalışmaların sürdüğünü bildirdi.

Türk medeniyetinin en eski yazılı kaynakları olan Moğolistan'daki Orhun Yazıtları ile Bilge Tonyukuk Anıtları'nın koruma altına alınıp, müzelerin inşa edildiğini anımsatan Başbakan Yardımcısı Akdoğan, Türkmenistan'ın tarihi Merv şehrinde yer alan Büyük Selçuklu Hükümdarı Sultan Alparslan'ın türbesinin bulunup, yeniden inşa edilmesi için çalışmalara başlandığını hatırlattı.

Dünyanın dört bir yanında kriz çıktığında oraya TİKA'yla, AFAD'la, sivil toplum kuruluşlarıyla önce Türkiye'nin ulaştığını ifade eden Yalçın Akdoğan, "Filistinli kardeşlerimize, Ebola salgınının kasıp kavurduğu Batı Afrika'ya, Myanmar'a, Somali'ye önce biz elimizi uzattık. Sadece 2002-2013 yılları arasında toplam bin 46, 2014 yılında da 130 adet su kuyusu açtık. Binlerce kişiye yaptığımız hastaneler tedavi imkanı sundu" dedi.

"TÜRKMENLER BİZİM CANIMIZDIR, KANIMIZDR"

"TİKA, Türk dünyasından yüzünü çevirdi, Araplarla, Afrika'yla ilgileniyor" şeklinde eleştirilerin geldiğini hatırlatan Yalçın Akdoğan, "Bu doğru bir yaklaşım değil. Biz, ecdat yadigarı topluluk, tarihi eser, ne varsa sahip çıkıyoruz. Bu Afrika'da da olabilir, Balkanlarda da olabilir, Kafkaslarda da her yerde olabilir. Yani, Somali'de açlıktan ölmek üzere olan bir çocuğa elbette biz yardım elimizi uzatacağız veya Sudan'da veya Myanmar'da şehitlik yapacağız, Sırbistan'da yapacağız. 1992-2002 yılları arasında Türk dünyasına TİKA'nın yaptığı proje 2 bin 200; bizim dönemimizde 6 bin 500'ü geçmiştir, 8 kat artmıştır" değerlendirmesinde bulundu.

TİKA'nın ofis açılabilmesinin ülkelerarası anlaşmayla mümkün olduğunu bildiren Akdoğan, "Birtakım ülkelerle bu temaslarımız sürüyor, Yunanistan da bunlardan bir tanesidir. İkili bir anlaşma yapılabilirse, Yunanistan devleti kabul ederse TİKA ofisi açılabilecek. Ama ofisimiz olmayan ülkelerde de biz büyükelçilik üzerinden benzer faaliyetler yürütüyoruz ve elimizden gelen katkıyı yapmaya çalışıyoruz" diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, 1992 yılından bugüne kadar Türk dünyasından 22 bin 278 öğrenci burslandırıldığını, halihazırda 4 bin 166 öğrencinin burslu olarak Türkiye'nin 26 ilinde okuduğunu kaydetti.

Hristiyan, Ezidi, Arap, Sünni, Alevi, Türk, Kürt ayırt etmeden herkese kapıları açtıklarını belirten Akdoğan, şunları söyledi:

"Ama Türkmenler bizim canımızdandır, kanımızdandır ve gece gündüz onların meseleleriyle uğraşıyoruz. Irak ve Suriye Türkmenlerine yardım çalışmaları kesintisiz sürüyor. Zaho, Derebun, Duhok Şariya, Zaho Berseve'de Türkmenlerin de barınması amacıyla 34 bin 500 kişilik 3 kamp kuruldu. İslahiye'de 9 bin 107 Irak Türkmeninin her türlü ihtiyacı gideriliyor. Hatay Yayladağı, Gaziantep İslahiye, Osmaniye Cevdetiye, Malatya Beydağı, Hatay Güveççi'de kamplarımızda 23 bin 641 Suriye Türkmeni bulunuyor. 22 bin 495 araçla, 1 milyar 258 milyon lira tutarında insani yardım gerçekleştirilmiştir. 450 tır yardım gönderilmiştir. Medyadan takip ediyorsunuzdur, hemen hemen her gün teşkilatlarımız, sivil toplum örgütlerimiz kimi 50 TIR, kimi 100 TIR hazırlamış ve onları yolcu ediyoruz. Bunların çoğu Bayırbucak Türkmenlerine giden yardımlardır."

Yalçın Akdoğan, depremle ilgili halkın bilinçlendirilmesi kapsamında İstanbul'da 1 milyon kişiye eğitim verildiğini, 772 okul, 43 hastane, 59 poliklinik, 44 idari bina, 28 yurt binası, 16 sosyal hizmet binası olmak üzere 962 kamu binasıda güçlendirme çalışması yapıldığını bildirdi.

AFAD'a yeni personel alınmadığını kaydeden Akdoğan, tabii afetlerde yardımların objektif kriterlerle raporlama sonucunda yapıldığını ifade etti.