Anadolu Ajansı'nın haberine göre; Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, "Yeni anayasa ve başkanlık sistemi iç içedir, organiktir, bir bütündür. Yani insan nasıl ki kolunu vücudundan ayrı düşünemezse başkanlık sistemi de ayrı düşünülemez" dedi.
Uçum, Kon televizyonunda katıldığı "Anadolu Soruyor" programında, Türkiye'de ne zaman başkanlık sistemi tartışması gündeme gelse, birilerinin bu tartışmayı mevcut anayasal yapıdan ve tarihten bağımsız, kendine özgü mecrası olan bir tartışma gibi gündeme getirdiğini söyledi.
Böyle yaparak tartışmanın önemsizleştirilmeye çalışıldığını belirten Uçum, bazı siyasi partilerin sanki Türkiye'de anayasal sistemden bağımsız başkanlık sistemi tartışması olabilirmiş gibi bir algı oluşturduğunu ifade etti.
Meclis Anayasa Mutabakat Komisyonunun oluştuğunu, bu komisyona partilerin eşit sayıda üye verdiğini anımsatan Uçum, şöyle devam etti:
"Aynı platformda ülkenin yeni anayasası tartışılacak ama 'hayır biz başkanlık sistemini tartışmayacağız' diyorlar. Bu bir yanıltmacadır. Anayasa dediğiniz şey bir ülkenin devletinin yapısını belirleyen hukuki metindir. Anayasa, devleti tartışmak demektir. Anayasa, devleti tartışırken, devleti oluşturan hükümeti, yargıyı, hak ve özgürlükleri tartışmak demektir. Hükümeti tartıştığınız zaman da başkanlık sistemini de tartışmak zorundasınız. Dolayısıyla Türkiye'nin bağımsız bir başkanlık sistemi gündemi yoktur. Türkiye'nin gündemi yeni anayasadır ve yeni anayasa içinde başkanlık sistemi tartışmasıdır. Yeni anayasayla başkanlık sistemini birbirinden ayırarak yapılacak bir tartışma doğru bir tartışma değildir. Yeni anayasayı sadece başkanlık sistemine indirgeyerek yapılan bir tartışma da doğru değildir. Yeni anayasa ve başkanlık sistemi iç içedir, organiktir, bir bütündür. Yani nasıl ki insan, kolunu vücudundan ayrı düşünemezse başkanlık sistemi de yeni anayasadan ayrı düşünülemez."
"Sistem saltanat üretmez"
Uçum, "Başkanlık sistemi demek saltanat demektir, başkanlık sistemi gelirse Erdoğan'ın saltanatı pekişecek" algısı oluşturulmaya çalışılmasına ilişkin bir soru üzerine, meseleye Türkiye'nin bütünlüğü üzerinden değil de günlük siyaset üzerinden bakanların bu tartışmada çok çeşitli yanıltıcı dil kullandığına işaret etti.
Böyle bir endişenin kendisinde sakatlık olduğunu vurgulayan Uçum, "Türkiye saltanat modelini cumhuriyetle birlikte geride bırakmıştır. Bugün Türkiye devletinin cumhuriyet olması hususunda herhangi bir itiraz yoktur. Dolayısıyla sistem saltanat üretmez, çünkü Türkiye toplumu yüzde yüzle cumhuriyeti benimsemiştir ve bunun üzerinden devam edecektir. Yani yeni anayasa ve başkanlık sistemi tatışması, tam tersine Türkiye'de otoriter bir yapıyı tasfiye etmek için getirilmiştir" diye konuştu.
Mevcut anayasal sistemin değişmesi konusu millete sorulduğunda, neredeyse tamamına yakınının değişmesini istediğine dikkati çeken Uçum, aslında toplumun isteğinin devletin yeniden yapılandırılması olduğunu aktardı.
Toplumun, kendi bekasını çok daha güçlü şekilde koruyacak ve geleceğe taşıyacak bir yapı istediğine değinen Uçum, bunu isterken meclisin ve hükümetin daha etkili, yargının daha adil olmasını istediğini dile getirdi.
"Bedel sonucu bir cumhuriyet elde ettik"
Uçum, bazılarının başkanlık sistemi gelirse bölünmeler yaşanacağı iddiasında bulunduğunu söyledi.
Bölünme denilen hususların hukuk değişikliğiyle değil savaşlarla olduğunu dile getiren Uçum, şunları kaydetti:
"Türkiye bugün, alan hakimiyeti savaşı veren örgütün terör ve şiddet siyaseti karşısında başarısızlığa uğrasaydı bölünme riski olurdu. Tam tersine o terör ve şiddet siyasetlerini tasfiye etmek için bu yeni anayasal sisteme ve başkanlık sistemine ihtiyaç vardır. Yani Türkiye'nin bölünme endişesini taşıyan insanlar şunu bilmelidir ki esas itibarıyla biz Anadolu'nun o kapsayıcı felsefesi üzerinden yeni bir inşaya ihtiyaç duyuyoruz. Cumhuriyeti kazanmak dindarlarımıza, Kürt ve Türk yurttaşlarımıza, azınlıklarımıza büyük bedeller ödetti. O dışlayıcı sistemin mağdurlarından biri de benim ama biz bu bedel sonucu bir cumhuriyet elde ettik. Şimdi biz o demokratik cumhuriyeti daha geniş bir siyasal sisteme kavuşturarak, bu kapsayıcılığı kalıcı hale getirmek istiyoruz."