Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, geçtiğimiz hafta yapılan Adalet Şurasında akademisyen ve yargı mensuplarıyla bir araya geldiklerini hatırlatarak, "Son dönemde yaşanan bazı gelişmeler faturası ne kadar hükümetimize ve şahsımıza kesiliyor olsa da aslında yargının kendi iç tartışmalarının ürünüdür. Adalet şurasının bu sorunların çözümü konusunda yol gösterici müzakerelere zemin teşkil ettiğine inanıyorum" dedi. Kendisinin katıldığı kongre sayısının 19'u bulduğunu belirten Erdoğan, Şubat ayından itibaren de büyükşehirler kongrelerine hız vereceklerini dile getirdi.
AK Parti'nin tüm mensupları ve teşkilatlarıyla çok çalışması gerektiğine işaret eden Erdoğan, Türkiye'yi bir baştan bir başa gezerek, her fırsatta vatandaşlarla kucaklaşarak vazifesini icra ettiğini, her bir partiliden aynısını beklediğini belirtti. Karşılaşılan tuzakların yükü daha da artırdığını anlatan Erdoğan, "AK Parti olarak ülkemizi ve milletimiz bu sıkıntılardan kurtarmakla hep birlikte mükellefimiz. Milletimiz kara kaşımıza kara gözümüze meftun olduğumuz için değil, bu konudaki samimiyetimize ve becerimize güvendiği için ülkenin yönetimini bize emanet etti, bize emanet ediyor. Gecemizi gündüzümüze katarak tüm gücümüzü ve birikimimizi ortaya koyarak milletimize layık olacak bir yönetimi sergilemek mecburiyetindeyiz. Bu kutlu mücadelenin ehemmiyetini anlayamamış hiç kimsenin AK Parti çatısı altında yeri olamaz. Biz, başka partiler gibi vaktimizi ve enerjimizi koltuk kavgalarıyla geçiremeyiz. Bizim verdiğimiz mücadele istikbal ve istiklal mücadelesidir. Bize Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını gediğine koymadan durmak, duraksamak hele hele gerilemek asla yoktur" şeklinde konuştu.
"ŞİMDİ İSTANBUL'A BİR İL BAŞKANI SEÇMİŞLER Kİ TAM BİR FACİA"
CHP İstanbul İl Başkanı seçilen Canan Kaftancıoğlu'nun sosyal paylaşım sitesi Twitter adresinden yaptığı iddia edilen paylaşımları grup toplantı salonundaki ekranlardan gösteren Erdoğan, "Türkiye'nin bölgesinde yaşanan insani krizlerden kaynaklanan sıkıntıları var. Ayrımcılık, ırkçılık gibi sorunları vardır. Tüm bunların üzerine bir de ana muhalefet sorunu vardır. Dünyanın her yerinde ana muhalefet partileri ülkenin yönetimine aday oldukları bilinciyle proje üretir, program geliştirir. Adeta gölge bir hükümet gibi çalışırlar. Bizdeki ana muhalefet ise adeta cebinde keklik olarak gördüğü yüzde 25'lik oyunun üzerine en küçük bir ilave yapmayı gerekli görmediği gibi tam tersine kendini sürekli marjinalize etmenin gayreti içindedir. Biz, bu partinin başındaki zatın heyezanlarını, kimi zaman üzüntüyle, kimi zaman yüzümüz kızararak takip ederken şimdi İstanbul'a bir il başkanı seçmişler ki tam bir facia. Elbette demokrasiye saygımız vardır. Bu kişi madem ki madem ki kongre salonundan çıkmıştır, öyleyse CHP'nin İl Başkanıdır. Ona diyecek bir sözümüz yok ama bu il başkanının geçmişine baktığımızda bizim bir şey söylememize gerek kalmıyor. Kendi söyledikleri zaten her şeyi anlatıyor" ifadelerini kullandı.
"Gazi Mustafa Kemal'in kurduğu parti ne hallere geldi ya" diyen Erdoğan, "'Ermeni Soykırımı' diyerek tarihimizi ve milletimizi aşağılıyor. 'Devlet katil değil, seri katil' diyerek terör eylemlerinde güvenlik güçlerine saldırırken hayatını kaybedenlerin suçunu devlete atıyor. Gezi olayları sırasında çekilen ve kendisine atfedilen yüzünde maske, elinde taş güvenlik güçlerimize saldırırken çekilmiş eylemci resmi ona ait değilse bile bu vandallığa sahip çıktığını ispat ediyor. Diğer paylaşımlarından Gezi olayları sırasında insanları 'ananı da al haydi Taksim'e diyerek tahrik ettiğine dair provokasyonların her yerinde bu kişinin bizzat bulunduğu anlaşılıyor. İşte bütün bunların öncesinde de CHP ile HDP'nin ortak hareket etmesi gerektiğine dair mesajlar yayımlıyor. Bu konuda tepkiler almış olacak ki hemen CHP'yi HDP ile aynı yola girdi diye eleştiren gerzekler 'yol doğru yol ona bak sen' diyerek karşı saldırıya geçiyor. PKK'nın güdümündeki HDP'liler ülkemizi kaosa sürüklemek için sokakları kana ve ateşe boğarken bu kişi 'ne yapıyorsun, nasıl davranıyorsun' diyerek yapılan ihanete ortak oluyordu. Hatırlarsanız bu olaylarda ihtiyaç sahiplerine kurban eti dağıtmak için evden çıkan Yasin Börü ve arkadaşları başta olmak üzere 50'nin üzerinde insan alçakça şehit edilmiştir. 15 Temmuz darbe gecesi işin rengi dahi belli olmamışken alın size nur topu gibi bir mağduriyet diyerek FETÖ'cülerin istediği gibi 15 Temmuz direnişini itibarsızlaştırmaya çalışmıştır" açıklamasında bulundu.
Kaftancıoğlu'nun 15 Temmuz darbe gecesi yaşananlar hakkında söylediği sözlere işaret eden Erdoğan, "Aynen şöyle diyor, bu CHP'nin nerede bulunduğunun da bir ifadesidir. Boğaz keserek mi demokrasi mücadelesi verilir? Şu cümle çok enteresan inandığınız Allah'ınız sizin de belanızı versin. Ey Kılıçdaroğlu, Ey Kemal Efendi söyle bana arkadaşını söyleyeyim sana kim olduğunu. Sadece ülkemizin değil, dünya tarihinin en şanlı mücadelesini alçakça ifade eden bir kişinin şu anda ana muhalefet partisi adına İstanbul gibi bir şehrin il başkanı koltuğunda oturuyor olması çok düşündürücüdür. Bay Kemal, herhalde sen de bundan sonra çok daha fazla düşüneceksin. Bunların sadece demokrasiden değil, orada ülkesi, milleti, bayrağı ezanı için hayatını kaybedenlere yaptıkları saygısızlıktan, insanlıktan da nasiplerini almadıkları anlaşılıyor" dedi.
"BU KAFAYLA CHP BIRAKIN İKTİDARA GELMEYİ KENDİ BİRLİĞİNİ, BÜTÜNLÜĞÜNÜ DAHİ KORUYAMAZ"
Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
"Ülkemiz büyük bir ekonomik saldırı altındayken doların 4 lira olması için adeta yalvaran mesajlar paylaşıyordu. Kendisi bu naneleri yerken eşi ondan geri kalır mı? O da adeta övünerek 7 dakikada çeyrek domuzu nasıl yediğini anlaşıyor. Hıza bak hıza. Milletime olan saygım sebebiyle, şahsıma ve hatta anacığıma yönelik küfürleri burada zikretmekten hicap duyacağım. Nice seviyesiz mesajları aktarmıyorum bile. Türkiye'nin siyasi alternatifi bu şahsın İstanbul'un il başkanı olduğu bir CHP ise vay milletimin, vay ülkemin haline. Bu kafayla CHP bırakın iktidara gelmeyi kendi birliğini, bütünlüğünü dahi koruyamaz. Ben inanıyorum ki CHP'ye gönlü veren vatandaşlarım bu açıklamalardan sonra, bu tweetlerden sonra CHP'nin başına İstanbul gibi bir şehirde gelen bu tür her şeyden olumsuz nasiplenmiş kişilerden sonra bu kafanın benzerini artık ruh ikizi oldukları dünün BDP'sinin HDP'nin başına musallat etmişlerdir. Normal şartlarda Taksim'in arka sokaklarında küçük bir büroda faaliyet gösteren marjinal bir derneğin başında olması gereken bu tipleri oradan alıp siyasi partinin başına koyduğunuzda işte böyle bir durum ortaya çıkıyor. Gerçi Kemal Kılıçdaroğlu gibi karikatür bir tipin başında bulunduğu bir partiye de tencere kapak misali herhalde böyle biri."
Erdoğan, "Bu zat Meclis'in önünde bir firmadan alacağını tahkik etmekte yaşadığı sıkıntılar nedeniyle kendini yakmaya teşebbüs ettiği anlaşılan bir vatandaşımıza 'gidip kendini sarayın önünde yaksaydın, ardından sarayı da yaksaydın' diyebilecek kadar vicdan ve ahlak fukarasıdır. Şu anda ben de arkadaşlarım da zaten suça teşvikten başta Bay Kemal hakkında biz davalarımızı açıyoruz. Bu nasıl bir siyasettir? Bunların bedelini ödeyecekler. 15 Temmuz gecesi havalimanından televizyon başında çay kahve içerek vakit geçiren sonra da çıkıp bu ihanete kontrollü darbe diyecek kadar basitleşen bir genel başkanın il başkanı zaten daha başka nasıl olabilir? Bizzat terör örgütü mensuplarını göreve getirmeyi muhalefet sanan bir zihniyet CHP'yi esir almıştır. Ülkemize de CHP'ye de yazık. CHP'ye gönül verenlere sesleniyorum, ülkenin ana muhalefet partisinin bir avuç marjinalin elinde olması demokrasimiz adına da çok büyük kayıptır. Demokrasilerde ana muhalefet partisi gerçekten çok önemlidir" diye konuştu.
Siyasetin ülkenin ve milletin başına yeni dertler açma değil, var olan dertleri çözme işi olduğunu anlatan Erdoğan, milletin değerlerine hakaret etmenin millet düşmanlığı olduğuna işaret etti. Erdoğan, "Bu kişilerin seviyesine inmeye bizim yetiştiğimiz gelenek izin vermez. Her hususta olduğu gibi buradan takdiri en büyük takdiri milletimize bırakıyoruz" dedi.
NATO'YA SESLENDİ
CHP'de yaşananların Türkiye'nin maruz kaldığı tehditten bağımsız olmadığını anlatan Erdoğan, "Türkiye'yi güney sınırları boyunca kurmak istedikleri bir terör koridoruyla kuşatmayı hedef alan projenin içerideki bir başka boyutu da CHP'nin eliyle siyaseti kuşatmaktır. Milletimiz gezi olaylarından beri böyle bir kuşatmaya izin vermeyeceğini göstermiştir. Sınırlarımız boyunca terörist ordusu kurmaya çalışanlara partimizi ve enerjimizi içeriye hapsederek destek olmaya çalışanların oyunlarına gelmeyeceğiz. Milletimize yapılan hiçbir hakareti elbette cevapsız bırakmayacağız ama kimseye de hak ettiğinden fazla zaman vermeyeceğiz. Burada özellikle bu toplantıda, NATO'ya da bir serzenişim var, ey NATO siz ortaklarınızdan birine, herhangi bir sınır tecavüzünde, tacizinde bulunanlara karşı tavır almakla da mükellefseniz. Şu ana kadar ne tür bir tavır aldınız? Bunu kendilerine duyurduk, duyuruyoruz" diye konuştu.
Suriye'de yaşanan gelişmelere değinen Erdoğan, "İnşallah kısa bir süre içinde Afrin ve Münbiç'ten başlayarak Suriye'deki diğer yuvalarını da birer birer dağıtacağız. Buna ne müttefikimiz gibi bir cümle bize sırtımızdan vurmaya kalkanlar engel olabilir, ne de siyasetçi görünümlü marjinal terör destekçileri mani olabilir" ifadelerine yer verdi.
Bir çocuğun 'Tayyip Dede' diyerek kendisine seslenmesi üzerine Erdoğan, çocuğu Rabia işareti ile selamladı. Toplantı salonunda bulunan başka bir çocuğun okuduğu şiir ise partililer tarafından büyük alkış aldı. Salonda bulunan partililerin de büyük bir coşku yaşadığı görüldü.
TOPLANTI SONRASI SORULARI YANITLADI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı'nın ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Afrin operasyonuna yönelik soruya Erdoğan, "Savaş stratejisinde geceler sayısızdır. Bir gece" ifadelerini kullandı. "MGK'dan karar çıkar mı?" sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Beklersen yanlış olur. Hiç belli olmaz" şeklinde konuştu. Afrin operasyonuna Suriye muhaliflerinin dahil olup olmayacağına ilişkin soruya Erdoğan, şunları kaydetti:
"Olacak, beraber. Onlar için veriliyor bu mücadele. Biz onları topraklarına sahip çıkmaları için kardeşlerimize orada yardımcı oluyoruz. Biz bugün onlara yardımcı olmazsak, yarın orada bizim için tehdit kuşağı olacak. Biz bu tehdit kuşağının olmaması için orada bize gönül veren Türkiye'ye karşı muhabbeti fazla fazla olan bu tür insanlarla dayanışma içerisinde yapacağız. Amerika 11-12 bin kilometreden gelecek, burada kendisine bir ordu oluşturacak, ismini 'sınır güvenliği' koyacak. Neyin sınır güvenliği? Suriye'de rejim bizim için tehdit diyor ve böyle bir oluşuma sıcak bakmıyor."
ABD Başkanı Trump ile görüşme olup olmayacağının sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben henüz kendisini aramayı düşünmüyorum. Daha önce konuştuk. O bana dönecekti. O bana dönmediği sürece ben ona dönmem" ifadelerini kullandı.
Putin ile görüşmesine yönelik olarak Erdoğan, "Oluyor. İki üç gün önce görüştük. Telefon diplomasimiz devam ediyor" diye konuştu.
MHP ile ittifakta Kürt vatandaşların küseceğine dair iddialara ilişkin Erdoğan, "Onlara inanmayın. Bu millet o oyunları artık aştı" şeklinde cevap verdi.