Cumhurbaşkanı Erdoğan: Faizlerdeki düşüş istediğimiz noktada değil
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Faizlerdeki düşüş açık söylüyorum, istediğimiz noktada hala değil. Faizlerde düşüşü sağlayamazsak, bunu başaramazsak bilesiniz ki birçok musibet bizi beklemektedir' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2017-10-03 17:58:42

Güncelleme Tarihi: 2017-10-03 17:58:42


Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yasama yılının ilk grup toplantısında kürsüdeydi. Erdoğan, konuşmasında, ekonomi alanındaki gelişmelere değinerek, "Faizlerdeki düşüş açık söylüyorum, istediğimiz noktada hala değil. Faizlerde düşüşü sağlayamazsak, bunu başaramazsak bilesiniz ki birçok musibet bizi beklemektedir. Bunu halletmemiz lazım. Şu anda piyasa faizlerinin yüzde 20 yakaladığı bir dönemdeyiz. Piyasa faizinin yüzde 20 olduğu bir ülkede yatırımcı yatırım yapabilir mi? İstihdam aratabilir mi? Artmaz. Birçok sefil ailelerle karşı karşıya kalırız, bunu bir defa aşmamız lazım. Biz faizci adımlarla, faiz lobilerinin yaklaşımlarıyla atım atamayız. Eğer onlarla adım atarsak sadece onları ihya ederiz" ifadelerini kullandı.

Enflasyonda hala düşüşün sağlanamadığına dikkati çeken Erdoğan, "Niye? Yüksek faizler. Yüksek faiz asla enflasyonu aşağı çekmeyecektir. Bunun bir defa kararını öyle veya böyle vermemiz lazım. Faiz düşerse enflasyon düşer. Ama şu andaki anlayış ters orantılıdır" dedi.

Orta Vadeli Programın geçtiğimiz hafta kamuoyuyla paylaşıldığını hatırlatan Erdoğan, yüzde 5,5'luk büyüme hedefinin memnuniyet verici olduğunu ifade etti. Erdoğan, "Yapmamız gereken küresel sermaye, yabancı teknoloji, yerli yetenekler, iç piyasa talebi ve devlet desteği olarak ifade edebileceğimiz 4 ayaklı bir politikayı hayata geçirmektir. Uluslararası şirketlerle yerli şirketlerin işbirliğine gitmesini sağlayıp bu girişimleri de devlet desteği ile tahkim ederek tüm tarafların kazanacağı bir büyüme modeli oluşturmalıyız" şeklinde konuştu.

VARLIK FONU'NA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Varlık Fonu'nun içeride ve dışarıda ihtiyaç duyduğumuz yatırımların katalizörü olacağını ümit etmiştik, ancak fonun henüz böyle bir kapasiteye kavuşmadığı da bir gerçektir. Bu sıkıntıyı da en kısa sürede aşarak varlık fonunun büyüme için ihtiyaç duyduğumuz yatırımların en önemli destek unsuru haline getireceğimize inanıyorum" açıklamasında bulundu.

Vatandaşlara, yastık altındaki altınların değerlendirilmesi konusunda çağrı

Altın tahvili ve altına dayalı kira sertifikaları uygulamasını da önemli gördüğünü anlatan Erdoğan, "Bu modelin yatırıma ve üretime dönüşemeyen, özellikle ekranları başında bizi izleyen vatandaşlarıma sesleniyorum, yastığın altında veya kolunuzdaki altınlar size bir şey kazandırmaz. Fakat, burada yastık altı ziynet eşyalarımızın ekonomimize kazandırılmasına imkan sağlayacağına inanıyorum, aynı zamanda da bu altın sahiplerine değerlendirme noktasında da çok şeyler kazandıracağına inanıyorum. Vatandaşlarımızı yastık altındaki altınlarını bu şekilde değerlendirerek hem kendine hem ülkemizin büyümesine ve gelişmesine katkı sağlamaya davet ediyorum" diye konuştu.

Erdoğan, "Ünlü yazar George Orwell'ın Hayvan Çiftliği isimli kitabında bazılarının daha eşit olduğu bir düzeni, mesele BM Güvenlik Konseyini 5 ülkeyle sınırlayan bir dünyayı eleştirir. Aynı eleştiriyi finans sektöründe sadece kendi hesabında büyümesini meşrulaştıran veya mültecileri insandan saymayan bir dünya için de yapmalıdır. George Orwell'ın bir başka kitabında ise bir babanın işsiz kalması çocuklarının oyuna katılamaması, karısının itibar kaybetmesi, kendisinin de artık sokağa çıkamaması demektir diye duyurur. Bizim de 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' diyerek her fırsatta belirttiğimiz şekilde istatistik olarak ifade ettiğimiz her bir vatandaşın kendisi, eşi, çocuklarıyla birlikte bir insan olduğunu asla unutmamalıyız" dedi.

"Bu anlayışla Orta Vadeli Programda işsizlik sigortasından, yaşlılık aylıklarına, sosyal yardımlara kadar insanımızın hayatına dokunun her konuya özellikle önem verdik" diyen Erdoğan, "İstihdamı artırmayan hiçbir ekonomik başarının bizim nezdimizde kıymeti yoktur. Bunun için son dönemde yaşadığımız ekonomik sıkıntılarla mücadeleyi istihdam odaklı bir anlayışla başlattık. Uygulanan proaktif ekonomi yönetiminin bütçe açığımızı bir miktar artığının farkındayız. Önümüzdeki yılların programları, yine mali disipline göre uygulanacaktır. İçinde insanın olmadığı, halkı mutlu etmeyen bir ekonomi politikasının velev ki tüm rakamlar, hedefler tutturulsa dahi anlamlı olmadığına inanıyorum. Yapmamız gereken, hem hedeflerimize ulaşmamızı sağlayacak hem milletimizi mutlu edecek hem de mali kontrolü elden kaçırmayacak bir ekonomi yönetimi anlayışına daha sıkı sarılmaktır. Bu çerçevede icab ettiğinde vergi artışı yapılmaz mı, elbette yapılır. Ama bir şartla ortaya çıkan yükü doğru hesaplayarak millete bunu en başta izah etmemiz, insanların yapacakları fedakarlıkla elde edilen kaynakların nereye kullanacağımıza ikna etmemiz şartıyla tabii ki bunu yapabiliriz.Aksi takdirde 'ben yaptım oldu' anlayışına her konuda olduğu gibi ekonomi politikalarında da yer yoktur" açıklamasında bulundu.