Cumhurbaşkanı Erdoğan konuştu
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.

Oluşturma Tarihi: 2017-12-05 12:00:14

Güncelleme Tarihi: 2017-12-05 12:00:14

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

MGK'nın kasım ayı olağan toplantısına başkanlık ettim. Çarşamba günü 375 eseri ülkemize kazandırdık. Ana muhalefet partisini başındaki zatın, grup kürsüsüden sallandığı kağıtların yalan olduğunu ifade ettik. İpliğini pazara çıkardık. Buradan bir kez daha söylüyorum. Cumhurbaşkanının ve yakınının bu tür dolandırıcılıklarla asla alakası ve işi yoktur. Yurt dışına gönderilmiş herhangi bir paraları da söz konusu kesinlikle değildir. Ana muhalefetin, ana hıyanetin başındaki zata çağrımı tekrarlıyorum. İddiasını ispat etmiş olsaydı ben siyaseti bırakacaktım, Cumhurbaşkanlığı'ndan ayrılacaktım. Aynı onurlu tavrı kendisinden bekliyorum. Salı gününden bu yana CHP'nin başında bulunduğu her günü bu zatın sözünü tutamadığı halde gereğini yapmadığı bir zaman olarak kaydediyorum. Bu zatın "Yüzde 40 oy alamazsam gereğini yaparım" dediğini, ekranlar buna şahit, kılını kıpırdatmadığını da biliyoruz. Geçen hafta uyuşturucu kullanımı ile ilgili Meclis araştırma önergesi verdik, AK Partililer reddetti dedi. Halbuki bu önerge 2 Kasım'daki oturumda AK Parti'nin desteği ve katkısı ile kabul edilmiştir. Yalanlarla öylesine beyni bulanmış ki gerçek hayatta neler olup bittiğinden haberi yok. Bu zat şimdi de Amerika'nın ülkemize karşı silah gibi kullanmaya çalıştığı Zarrab davası ile ilgili açıklamalar yapacakmış. Madem bu mesele ile ilgili birkaç hususu paylaşmak isterim.

Amerika'daki dava, hukuk, adaletle ilgili olmayan bir cambaza bak cambaza oyunudur. Pek çok kuş birden vurulmak hedefleniyor. Birisi, Suriye ve Irak'taki projeye hız verilmek istenmesidir. Davanın projesi Amerikan yönetimi içindeki bir gruba aittir. Amerika'da ülkemizdeki 28 Şubat dönemine benzer bir süreç yaşanıyor. Eski yönetim bakiyesi bir grubun ülkemiz konusunda Trump yönetiminin iradesine aykırı olarak yönetim izlediği anlaşılıyor. Bizim muahtabımız sayın Trump'tır ve öyle de kalacaktır. Bizi yargılamalarının niyeti onbinlerce kilometrelik terör koridorudur. Şantaj aracı olarak kullanmak üzere gündemde tutulduğu açıkça görüldü.

İddianameye göre Türkiye İran'dan aldığı doğalgazın parasını, İran'a aktarmış. Davanın sanıkları, bu amaçla Amerika'yı dolandırmak, yasaları ihlal etmek, kara para aklamak için komplo kurmakla suçlanıyor. Amerika'nın İran'a yaptırımlarını en başta kendi şirketleri olmak üzere Batı'nın başka şirketleri delmiştir. Ya haberleri yok, ya da provokasyon devam ediyor. Ekonomik bir suçun cezasının da ekonomik olacağı ilkesi sebebiyle haksız bile olsa bu yöndeki işlemlerin tartışmasının kendi zemininde yapılması gerektiğine inanıyoruz. Burada farklı bir yol izlenmiş ceza davası açılması yoluna gidilmiştir. ÜLlkemizi uluslararası alanda karalamaya yönelik mizansen sergilenmektedir. Bu davanın Amerikan kamuoyundaki yansımalarına baktığımızda ise bambaşka bir manzara ile karlılaşıyoruz. Zarrab davasını Amerikan medyası, Rusya, Flynn ile beraber değerlendiriyor. Oratada FETÖ'nün ve ana muhalefetin güdümündeki bir takım çevrelerin iddia ettiği gibi bir yolsuzluk soruşturması, davası yoktur. Özünde de böyle bir iddia söz konusu değildir, zaten de olamaz.

Nasıl 17-25 Aralık'ta ülkemizdeki anayasal düzeni yıkma çabası varsa Amerika'daki davada da aynı amacı uluslararası alanda gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Davadaki komplo iddiası doğrudur ama Türkiye'ye karşı kurulmuştur. FETÖ'nün tam göbeğinde olduğu uluslararası darbe girişimidir. Amerika'ya sesleniyorum, hala 15 Temmuz FETÖ darbe girişimini anlayamadınız mı? Anlamayacak mısınız? Türkiye'nin yargısı, başta FETÖ olmak üzere bunların bütün suçlularını yargılayıp ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum ederken, bunların ciddi kısmı Amerika'ya kaçmışken siz hala neyi gizlemeye çalışıyorsunuz? Şu anda bunların da ilişkisini görmeniz lazım. Onlar da bu davaları takip ediyor. Hiç kimsenin Türkiye gibi bir ülkeyi Amerikan iç siyasetindeki iç çekişmelerin malzemesi haline getirmeye hakkı yoktur. Geçtiğimiz günlerde Türkiye'ye sığınan YPG-PYD yöneticisinin Amerika'nın terör örgütünü korumak, büyütmek için neler yaptığını açıklıkla anlatmıştır. Bizler de bunları görüntülerle her şeyle tespit etmiş vaziyetteyiz. Amerika'nın korumasa altına alan bir müttefikin müttefikliğini biz nasıl kabul edeceğiz.

Amerika'daki iddiaların değerlendirmesini bizim yargımız yapmıştır. Hükmünü de vermiştir. Siyasi bir faturası olacaksa onu kesecek olan da bizim milletimizdir. İran'la ticaretimizde haklı olan biziz. Bağlayıcılığı olan BM kararlarına uymuştur. Türkiye-İran sınırı 1639 yılında belirlenmiştir. İran'la ticaretimizin ana kalemini, doğalgaz, petrol ithalatımız oluşturuyor. İran'dan petrol ithalatımızı belli bir oranda da düşürdük. Pek çok ülke ithalatını azaltmadılar. Amerika'nın kendi marka firmalarının bugün İran'da ürünleri var.