Cumhurbaşkanı Erdoğan Sivas'ta konuştu
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti Sivas 6. Olağan Kongresi'nde konuştu.

Oluşturma Tarihi: 2017-12-10 13:59:39

Güncelleme Tarihi: 2017-12-10 13:59:39

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Sivas 6. Olağan Kongresi, Sivas İli Toplu Açılış Töreni ile "1243 Kösedağ Savaşı ve Anadolu'nun Moğollar Tarafından İşgali Uluslararası Şurası"na katılmak için Sivas'a geldi. Sivas'ta 4 Eylül Stadı'nın yanındaki yeni spor salonunda partisinin 6. Olağan Kongresi'ne katılan Erdoğan, burada yaptığı konuşma "Gecemizi gündüzümüze katarak Türkiye'yi 2023 hedeflerine adım adım taşıyacağız" dedi. Erdoğan, Kudüs kararı nedeniyle ABD ve İsrail'i sert dille eleştirdi. "Trump'ın açıklaması yok hükmündedir" diyen Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle:

Son yıllarda bölgemizde meydana gelen hadiseler, millet ve ümmet olarak ne kadar ağır bir imtihandan geçtiğimizi ortaya koyuyor.Ülkemizin merkezinde yer aldığı coğrafya kasvetli günler yaşıyor. Irak meselesinde mesafe aldığımıza sevinirken ertesi gün Körfez'den sıkıntılı haberler geliyor, bir anda bu sefer Pakistan'da sıkıntılar yükseliyor. Somali'de açlığa çözüm bulduk derken bu kez Yemen, Arakan'daki mazlumların feryatları ile yüreğimiz dağlanıyor. Suriye krizini hal yoluna koymak için adım attığımız günlerde Kudüs'te yeni bir provokasyon önümüze çıkıyor. Türkiye barış, istikrar ve güvenlik için çalıştıkça birileri de çatışma ve savaş için gayret gösteriyor.

Bu amaçla etnik ve mezhebi farklılıkları kışkırtıyorlar. Terör örgütlerini en modern silahlarla donatıyorlar. Kirli planlarını gerçekleştirmek için asırlardır altında kendi imzaları olan BM kararlarını dahi ayaklar altına almaktan çekinmiyorlar. Paçavraya çevrilmeyen prensip kaldı mı? Yapılmadık provokasyon kaldı mı? Son 7 yılda gözlerimizin önünde işlenmeyen vahşet kaldı mı? İnsanlık son birkaç yılda gördüğü çifte standarda, tarihinin pek az döneminde şahit olmuştur. Sözde ileri demokrasi beşiği ülkeler, en temek hal ve özgürlükler katlediliyor. Bizden sessiz kalmamızı, köşemize çekilmemizi istiyorlar. Bizden değerlerimizi ayaklar altına alarak teslimiyet yolunu seçmemizi istiyorlar. Müslüman, hele de Türk ise cesur insandır. Bu böyle biline. Biz kim var diye seslenilince sağına ve soluna bakmadan ben varım diye haykırmayı hayatının merkezine yerleştirmiş insanlarız.

Tavrımızı muhataplarımızın kimliğine göre değil, haklı mı haksız mı olduğuna bakarak belirleriz. Zalim öz kardeşimiz de olsa karşısına çekilmekten çekinmeyiz. 1492 yılında, ey İsrail, Yahudiler İspanya'dan göçe zorlandığında onlara kapılarını açan biz olduk. 19. yüzyılda Yahudiler Rusya'da yaşadıkları baskılar karşısında yine kurtuluşu Osmanlı'ya sığınmakta buldular. Bu konuda bir Alman seyyah şöyle tespitte bulunuyor: "Yeryüzünde Yahudiler herhangi bir memlekette kovuldular mı, doğru Türkiye'ye sığınırlar.

Bu milletin geçmişinde asla holokost yoktur, soykırım yoktur, bunu böyle biliniz. Bu milletin tarihinde etnik temizlik yoktur. Katliam, zulüm, işkence yoktur. Sömürgecilik yoktur, çiğ süt içmedik ki karnımız ağrısın. Alnımız ak, başımız dik. Böyle yürüdük, böyle yürüyoruz. Bu millet tavrını birilerinin cüssesine göre belirlemeyecek kadar cesur bir millettir. Biz birilerinin tehditlerinden, şantajlarından yılacak bir millet değiliz.

Biz, 'Kim var' diye seslenilince sağına ve soluna bakmadan, fert fert 'Ben varım' diye haykırmayı, hayatının merkezine yerleştirmiş insanlarız. Bizim için zalimin de mazlumun da kim olduğunun önemi yoktur. Tavrımızı muhataplarımızın kimliğine, diline, dinine, gücüne göre değil, haklı mı haksız mı olduğuna bakarak belirleriz. Zalim öz kardeşimiz de olsa, karşısına dikilmekten çekinmeyiz.

Sözde ileri demokrasinin beşiği ülkelerde, ne yazık ki en temel hak ve özgürlükler fütursuzca katlediliyor. Bizden, bu tabloya sessiz kalmamızı istiyorlar, köşemize çekilmemizi, adaletsizliğe boyun eğmemizi, çocukların kanları üzerine inşa ettikleri zulüm düzenine rıza göstermemizi bekliyorlar, bizden değerlerimizi ayaklar altına alarak teslimiyet yolunu seçmemizi talep ediyorlar. Kardeşlerim, Müslüman, hele de bu Müslüman Türk ise cesur insandır, bu böyle biline

TRUMP'IN AÇIKLAMASI YOK HÜKMÜNDEDİR

Biz mazlumların yanında olmaya devam edeceğiz. Bu anlayış ile ilk kıblemiz gözbebeğimiz Kudüs konusunda tüm imkanlarımızı sonuna kadar kullanacağız. Amerika'nın kararını ilan edeceğini açıkladığı salı gününden bu yana yoğun bir telefon diplomasisi yürüttük. Amerika'nın bu adımının tamamiyle evangelist bir yaklaşım olduğunu da ortaya koymak durumundayım. Ne uluslararsı hukukla, ne diplomasi ile ne de insanlıkla bağdaşmadığını dile getirdik. Çarşamba günü İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) dönem başkanı olarak, İstanbulumuzda İslam ülkelerinin liderlerini, hükümet başkanlarını olağanüstü bir zirvede bir araya geyiriyoruz. Burada belirleyeceğimiz yol haritası ile kararın hayata geçirilmesinin hiç de öyle kolay olmayacağını göstereceğiz.

Trump'un açıklaması bizim için zaten bir yok hükmündedir. Bunun bir kıymetiharbiyesi yoktur. Orayı başkent olarak ilan etmenizin, büyükelçilik binanızı oraya taşımanızın bizim nezdimizde bir kıymetiharbiyesi yoktur. Yok hükmündedir. Yarın akşam sayın Putin ile de hem bu meseleyi hem de Suriye meselesini etraflıca değerlendireceğiz.

1947-67 arasında Filistin küçülmeye başladı. 1967'de İsrail iyice büyüdü. Geliyoruz bugüne. Mevcut durum. Şu anda İsrail ne oldu, bugün ve Filistin ne oldu? Filistin mazlum, mağdur. İsrail tam bir işgal devleti. Dünyanın almış olduğu hiçbir kararı bugüne kadar bu İsrail tanımamıştır. Şimdi de Amerika ve İsrail 1980 BM kararı, Amerika ve İsrail'in dışında buna uyan yok. İsrail terör devletidir, terör.

14 yaşındaki çocuğu, gözleri bağlı olarak bu teröristler bakın ne halde sürüklüyorlar. Kudüs, İstanbul'un kardeşi, Konya'nın, Sivas'ın, Diyarbakır'ın dostudur. Kudüs, bizim gözümüzün nurudur. Çocuk katili bir ülkenin insafına terk etmeyeceğiz. İşgal ve yağmadan başka hiçbir değeri olmayan bir devletin insafına da bırakmayacağız. Mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz.

ABD Başkanı Donald Trump'ın "Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması" kararını açıklamasının ardından Filistinliler, Kudüs'e sahip çıkmak için Gazze, Batı Şeria, Kudüs, El-Halil ve pek çok bölgede protesto gösterileri düzenlemiş, İsrail askerleri, göstericilere sert müdahale de bulunmuştu. Batı Şeria'nın El-Halil kentinde 7 Aralık'ta yaşanan olaylar sırasında İsrail askerlerinin gözaltına alıp, gözlerini bağlayarak götürdüğü 14 yaşındaki Fevzi El-Junidi isimli Filistinli çocuk ise devam eden direnişin sembolü olmuştu.