Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, gündemdeki kritik gelişmeleri Hakan Çelik ile Hafta Sonu'nda yorumladı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Yeni sistemde; bütün başbakan yardımcılarının başbakan nezdindeki karşılığı olabilir ama Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nde artık Başbakanlık yok.
En büyük görevlerinden birisi Sayın Cumhurbaşkanı'na vekalet etmesi. Tek bir yardımcılık olduğu için tüm alanları kapsıyor. Bizim yaklaşım tarzımıza geldiğinde ise, birden fazla bakanlığı ilgilendiren, birden fazla koordinasyonu ilgilendiren faaliyetlerle alakalı yoğun şekilde bir koordinasyon görevi mevcut vekalet sisteminin yanı sıra...
Çok ciddi bir dönüşüm... 100 yıl içerisindeki belki birinci tek partili dönemden çok partili geçiş kırılma noktasıydı bu yeni bir kırılma noktası.
YENİ SİSTEMDE NE OLDU?
Ofisleriyle, politika kurullarıyla, bakanlık sayılarının azaltılmasıyla çok daha etkin bir yapı olsun ama aynı zamanda da esnek bir yapı olsun. Hızlı karar alabilelim, uygulayabilelim. Ama karar mekanizmasında değişiklik gerekirse de o değişiklikler çok hızlı alınabilsin. Bu yasama alanında da böyle. Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri öyle bir esneklik kazandırıyor ki, kanun hükmünde; Meclis'in yetkisi ayrı bir yerde. Sistem, yasama, yargıyı çok ciddi şekilde ayırıyor.
ERDOĞAN'IN FAZIL SAY KONSERİNE GİTMESİ
Burada mesaj son derece net. Olması gereken bir mesaj. Bütün dünyaya birleştirici gözle bakan cumhurbaşkanının, böyle bir konserde bulunması kadar tabii bir olay yok. Zaten orada da ne kadar tabii olduğu anlaşıldı. Normalde sosyal fay hatlarından bahsedilir, kutuplaşmadan... Orada olsaydınız, o kutuplaşma dediğiniz derinliğin olmadığını, gönülden gönüle de bir yol olduğunu görüyoruz. Biz orada bunu yaşadık. Bizim için Türk Halk Müziği'ne ne kadar yakınsak bu da başka bir alan ve bir o kadar güzel.
Bizim farklılıklarımız zenginliğimiz dediğimiz olayı biz orada yaşadık fiilen. Gerçekten karşılıklı saygı ve sevgiye dayanan ve seyircisiyle bütünleşen... Güzel de bir örnek oldu. Ümit ediyorum ki bu tür şeyler artarak devam eder. Bizim için de güzel bir konserdi.
Orada tabi sayın Cumhurbaşkanımızın programı esas alınıyor. Onun yanı sıra özellikle yeni seçilen devlet başkanlarının; bir kaç ülkeye o çerçevede gitmek durumunda kaldık. Ama benim yapımla da alakalı. Gittiğimizde törene katılıp dönmek benim yapıma da uygun değil. Benimle yakından çalışan arkadaşlar bilirler. Olabildiğince kaldığımız her saniyeye bir görüşmeyi sığdırırız. Ama tesadüfen görüşmeler değildir. Bir projenin parçasıdır.
Latin Amerika'ya gittiğimizde şunu gördük. Sayın Cumhurbaşkanımızın müthiş bir karşılığı var Latin Amerika'da. Cumhurbaşkanımızdan Türkiye'yi kast ediyorum. Latin Amerika bizim hep gündemimizin belki dışında oldu, coğrafi olarak uzak olması belki... Amerika dediğimizde hep ABD, Kuzey Amerika ile ilgilendik ama güneyde çok farklı bir dünya var. Venezuela boyutunda gittik ama proje dediğimizde ne var? Siyasi işbirliklerinin sürdürülebiliyor olması ekonomik işbirliklerinin sürdürülebilir kılınmasına bağlı diyorum.
Biz geldik, geldikten üç gün sonra da Venezuela Cumhurbaşkanı buradaydı. Venezuela çok geniş maden yatakları olan bir ülke. Venezuela şu anda OPEC dönem başkanı. Venezuela çok yakın bir geçmişte dünyanın en zengin ülkelerinden birisiydi. Tarım ve hayvancılık ve turizm alanında baktığınızda muhteşem bir fırsat olan bir ülke. Türkiye'ye karşı da muhabbet besleyen bir ülke. Bir taraftan da Amerika'nın yaptırımları var. Biz ne diyoruz? Herhangi bir ülkenin sadece kendi çıkarlarını düşünerek diğer ülkeler arasındaki ticareti engelleyici yaptırımlara karşıyız.
Her bir ülke kendisine göre yaptırımlar uygulamaya başlasa, yarın Rusya, Hindistan, Türkiye, Fransa... Bu yaşanabilir bir dünya olur mu? Tamamen bir kaos oluşturursunuz. Biz belirli bir alan belirlemeye çalışıyoruz.