Davutoğlu: Bir sanatçı bana zalim dedi diye...
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Mahsun Kırmızıgül'ün sözlerine isim vermeden atıfta bulunarak, 'Biliyorsunuz bir sanatçı 'zalim' diye dönüp bize hitap ederek bir ithamda bulundu. Sonra bir iç muhasebe yaptım' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2016-02-03 09:30:17

Güncelleme Tarihi: 2016-02-03 09:30:17

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "UNESCO Kültür Mirası olarak Toledo'yu verdiğimde, bugün baktım bunu faşizm ve Franko rejimiyle karşılaştırmaya çalışan birtakım ucuz yorumlar dile getirdiler. Biz, Franko'yu da biliriz, biz faşizmin zihniyetini de biliriz, Marksizm'den kaynaklanan Stalinist anlayışı da biliriz" dedi

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerini Çankaya Köşkü'nde kabul etti. Davutoğlu, Anadolu'nun, Mezopotamya'nın irfan, hikmet, vicdan, merhamet yüklü toprağından kopup geldiklerini belirterek misafirlerine, davetlerine icabet ettikleri için teşekkür etti.

"MARKSİZM'DEN KAYNAKLANAN STALİNİST ANLAYIŞI DA BİLİRİZ"

Mimari eserlerin çok iyi korunduğu Toledo, Dubrovnik'i örnek göstererek, ‘Sur'un mimari dokusunun korunacağını' söylediğini anımsatan Davutoğlu, "UNESCO Kültür Mirası olarak Toledo'yu verdiğimde, bugün baktım bunu faşizm ve Franko rejimiyle karşılaştırmaya çalışan birtakım ucuz yorumlar dile getirdiler. Biz, Franko'yu da biliriz, biz faşizmin zihniyetini de biliriz, Marksizm'den kaynaklanan Stalinist anlayışı da biliriz" dedi. 

Türkiye'yi 12 Eylül faşist anlayışının izlerinden kurtaranın AK Parti olduğunu ifade eden Davutoğlu, Doğu ve Güneydoğu'yu, Türkiye'yi, PKK'nın Stalinist zihniyetine teslim etmeyecek, her bir vatandaşı, faşizme ve Stalinizm'e karşı koruyacak olan anlayışın, AK Parti'nin özgürlükçü, demokratik anlayışı olduğunu söyledi.

Kendilerinden başka hiç kimseye yaşam hakkı tanımayan faşist anlayışı bugün bulunduğu bölgede yaşatan PKK'nın, faşizmden bahsetme hakkının olmadığını söyleyen Davutoğlu, şunları kaydetti:

"PKK, Stalinist bir anlayışın ürettiği bir yapıdır ve bugün Suriye'de çok övdükleri PYD'nin ilk yaptığı da kendisi gibi düşünmeyen KDP'li unsurları baskıyla oradan çıkarmak olmuştur. Şimdi de aynı baskıyı ülkemizde uygulamaya ve şehirlerimizde, ilçelerimizde tek tip bir anlayışı egemen kılmaya ve farklı düşünen sivil toplum örgütlerinin yan yana yaşamasını imkansız kılmaya çalışıyorlar. Eski Türkiye'de neler olduğunu, nelerin yaşandığını sizler çok iyi biliyorsunuz. O günlerin acılarını sizler yaşadınız, büyük acılara şahit oldunuz. O eski Türkiye'de yasaklar vardı, anaların kendi çocuklarıyla kendi dilleriyle konuşması yasaktı hapishane görüşmelerinde, OHAL, yol kontrolleri, boşaltılmış köyler, yasaklı mezralar, yaylalar, yolsuzluklar, yoksulluklar, adaletsizlikler vardı. 12 Mart'ta, 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta, 27 Nisan'da millet iradesine karşı darbeler yapılan bir ülkeydi eski Türkiye. Türkiye böyle demokrasi ayıplarını yıllarca yaşadı, insanımız bütün bunların bedellerini ödedi."

MAHSUN KIRMIZIGÜL'E YANIT: EMİN OLUN MUHASEBE ETTİM

Davutoğlu, sanatçı Mahsun Kırmızgül'ün geçtiğimiz günlerde paylaştığı mesajlara isim vermeden yanıt verdi. Davutoğlu, "Bu çerçevede bugünlerde bir sanatçının bana doğru dönüp 'zalim' gibi bir ifade kullanması üzerine döndüm, gönül aynama baktım. 'Acaba' dedim, 'benim yüzümde benim gönlümde zulme bulaşmış bir insanın herhangi bir küçük lekesi var mı' diye. Emin olun muhasebe ettim. Biliyorsunuz bir sanatçı 'zalim' diye dönüp bize hitap ederek bir ithamda bulundu. Sonra bir iç muhasebe yaptım" dedi.

‘SOMALİLİ BAŞI OKŞANMIŞ ÇOCUKLARIN YANINA GİTSİN'

Sanatçıyı muhasebe yapmaya davet eden Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi: "Hiç konuşmadan zulümle itham ettiği bu kişiyi iyi anlamak istiyorsa, lütfen Somalili başı okşanmış çocukların yanına gitsin, hiç kimsenin gitmediği Arakan'da evleri yanıp çıplak ayaklarla bataklıkların içerisinde doluşan insanlarla kucaklaşan bir kişi olarak onlara sorsun bizi? Gazze'de bombalar altında mazlum Filistin halkı ile o bombalar için 'burayı bir an önce terk edin' dendiğinde eşimle birlikte orada katledilen bir genç kızın başında ailesiyle birlikte yürek yüreğe verdiğimiz anı düşünsün? İnsanların saf saf Suriye'den gelip mülteci olarak ülkemize sığındığında iftarlarımızı onlarla birlikte açıp, onların ruhunu onların ıstırabını birlikte paylaşan bir kişi olarak aynaya tekrar tekrar baktım. Sonra Rabbime hamd ettim. Dünyada bizim zulmümüzü, hiç böyle bir zulmü görmemiş olan, bize zulmü yakıştırmayacak o kadar çok insan vardı ki, bizim adaletimize, vicdanımıza, merhametimize şahitlik edecek o kadar çok insan vardı ki… Bir gün son nefesimize verdiğimizde arkamızdan belki milyonlarca insan 'Elhamdülillah ki Türkiye'de bu dönemde bu insanlar yaşıyordu da biz evsiz barksız, aşsız kalmadık' diyecek o kadar çok insan vardı ki… Hamd ettim Allah'a. Bizim elimizde tek bir masumun bırakın kanı, gözyaşı dahi yoktur."