Davutoğlu'ndan Ertuğrul Kürkçü'ye sert cevap
Davutoğlu, Strazburg'da kendisine Doğu ve Güneydoğu'daki operasyonlarla ilgili İngilizce soru soran Ertuğrul Kürkçü'ye sert bir cevap verdi.

Oluşturma Tarihi: 2016-04-19 15:40:37

Güncelleme Tarihi: 2016-04-19 15:40:37

TİMETURK I HABER MERKEZİ

Başbakan Ahmet Davutoğlu Avrupa Konseyi genel kurulunda soruları yanıtladı. Davutoğlu, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde yaptığı konuşmada, kendisine soru soran HDP milletvekili Ertuğrul Kürkçü'ye sert cevap verdi.

Devleti 'katliam yapmakla' suçlayan HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, söz alarak Güneydoğu'daki operasyonların ne zaman sona ereceğine ilişkin İngilizce olarak terör operasyonlarıyla ilgili şu soruyu sordu:

'Geçtiğimiz Temmuz ayından beri Türk silahlı kuvvetleri ile PKK arasında devam eden çatışmalarda binlerce kişi hayatını kaybederken, yaklaşık 200 çocuk ve kadın öldürüldü, 2 bin kişi yerlerini boşaltmak durumunda kaldı. Hükümetinizin buradaki Kürt sorununu çözmek için savaştan başka bir aracı var mı?'

DAVUTOĞLU'NDAN HDP'Lİ KÜRKÇÜ'YE SERT CEVAP

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Avrupa Konseyi Genel kurulunda soruları yanıtladı. Kendisine soru yöneltenlerden biri de HDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'ydü. Ama Kürkçü, Türkçe AKPM'de Ocak 2016'dan itibaren çalışma dillerinden biri olmasına rağmen, İngilizce soru yöneltti. Davutoğlu, buna sert tepki gösterdi.



'İNGİLİZCE YERİNE TÜRKÇE SORSAYDINIZ...'

'Her şeyden önce, sayın Ertuğrul Kürkçü'nün, Avrupa Birliği'nin resmi çalışma dillerinden biri olan Türkçeyi kullanarak bana soru sormasını dilerdim..'

Başbakan Davutoğlu; "Herşeyden önce oy aldığı, devletlerin halklarına karşı iki önemli görevi vardır. Güvenlik ve özgürlüklerini sağlamak. İnsan onuru bu iki şey üzerine kaimdir. Halkımın güvenliğini sağlamak benim asli vazifemdir. HDP'li Ertuğrul Kürkçü'den İsterdim ki bir Türk başbakana Türkçe soru sorsun. Bir yakını Cizre hastanesinde tedavi görüyor olsaydı, Kızılay'da sıradan insanların üzerine yapılan saldırıda ölenlerin yakınlarından biri olsaydı PKK'ya gerilla diye bir tabir değil alçakça bir saldırı içerisinde bulunuyorlar derdi.

"Kim yaparsa yapsın, ister DEAŞ, ister PKK, ister DHKP-C, kim yaparsa yapsın, eğer sokaklara mayın döşerse, eğer damlara keskin nişancılar yerleştirirse, eğer bomba yüklü arabalarla vatandaşlarımın üzerine saldırırsa onu durdurmak benim asli görevimdir ve bu mücadele siz isteseniz de istemeseniz de her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kendini güvenli hissedene kadar devam edecektir." 

Davutoğlu'nun konuşmasının devamı şöye:

"Sayın Kürkçü'nün mayın çukurlarından geçerek okula gitme zorunluluğu olan bir çocuğu olsaydı, ya da Cizre'de tedavi oluyor olsaydı, Kızılay'da otobüs beklerken ölen kişilerden birinin akrabası olsaydı herhalde PKK'lılara gerilla değil alçak katil derdi. Ben burada yüzde 49,5 oy almış bir Başbakanım. Kim yaparsa yapsın, eğer sokaklara mayın döşerse, çatılara keskin nişancılar yerleştirirse onu durdurmak benim asli görevimdir.

"TÜRKİYE'DE HER ŞEY KONUŞULABİLİR"

Bu mücadele siz isteseniz de istemesiniz de her Türk vatandaşı kendini güvende hissedene kadar sürecektir. Eğer silahlar terk edilseydi, silahlı mücadele bitseydi başka şeyler konuşuyor olabilirdik. Silahı terör örgütü terketmeyecek, mayın döşemeye devam edecek. Siz dönüp desteğini halktan almış bir başbakana 'Bu operasyonlar ne zamana kadar sürecek" diyorsunuz. Türkiye'de her şey konuşulabilir.

"TÜRKİYE'Yİ KİMSE SURİYE'YE DÖNDÜREMEYECEK"

Türkiye'de istediğiniz şeyi söyleyebilirsiniz. Türkçe düşünüp konuşsaydınız sorularınız cevabını anlayabilirdiniz. Merak etmeyin Suriyeli hangi mülteciye sorarsanız sorun Türkiye bayrağı altında kendini güvende hissediyor. Al bayrağın altına girip huzur bulmak içinTürkiye'ye geliyorlar. Türkiye'yi kimse Suriye'ye döndüremeyecek. Terör bitecek Türkiye'de demokratik ve hukuk ebediyete kadar sürecektir.

Davutoğlu'nun diğer açıklamalarından öne çıkan başlıklar ise şöyle:

YENİ ANAYASA VESAYET UNSURU TAŞIMAYACAK

"Türkiye'de 12 Eylül 1980'de 5 general tarafından bir darbe yapıldı. O dönemde Avrupa Birliği, Türkiye'nin üyeliğini askıya aldı. Ben o dönemde bir üniversite öğrencisiydim. O dönemde referandumda ilk oyumu verdim, darbe anayasasına hayır dedim".
"Anayasanın ruhunda Avrupa Konseyi'nin temel ilkeleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi temel unsur olacak. Bunu size bir garanti olarak, teminat olarak söylüyorum. Dünyanın evrensel demokratik değerlerine aykırı tek bir madde anayasamızda bulunmayacak." dedi.
Eğer ruh iyi oturmuşsa hangi iskeleti biçerseniz biçin, o ruha oturur. Bu parlamenter sistem de olabilir, Başkanlık sistemi de olabilir.
Yetki kimdeyse sorumlulukta onda olmalıdır. Türkiye'de suhuletle önce kendi içimiz sonra parlamento ve halk içerisinde tartışılarak bizim için başkanlık sisteminin uygun olduğudur.

Türkiye önümüzdeki dönemde sivil, hiç bir vesayet unsuru taşımayan bir anayasayı hayata geçireceğiz.

SIĞINMACILAR

Davutoğlu, Suriyeli sığınmacılara ilişkin, “Bizim, mazlumlara, masumlara kapımız açıktır, ülkemiz açıktır ama en önemlisi yüreğimiz ardına kadar açıktır ve açık kalacaktır. Önümüzdeki dönemde de bu insani tutumu sürdüreceğiz. Anlaşmada aksayan bir yön yoktur. Varsa da muhataplarımız bellidir. Aksine biz aksayan yönlerden bahsedebiliriz Türkiye olarak, özellikle 3 milyar avronun Suriyelilerin hizmetinde kullanılması bağlamında ki sadece Suriyeliler için ayrılmıştır. Ama biz bunları dahi gündeme getirmiyoruz. Çünkü önemli olan burada insani konudur. Tekrar bebeklerin cesetlerinin ne Türk kıyılarına ne de Ege adalarına vurmasını istemiyoruz." şeklinde konuştu.