Davutoğlu'ndan ilk Bank Asya yorumu
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bank Asya yönetiminin TMSF'ye devrine ilişkin, ilk kez konuştu, el koyma gerekçesini açıkladı.

Oluşturma Tarihi: 2015-05-31 20:10:28

Güncelleme Tarihi: 2015-05-31 20:10:28

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bank Asya yönetiminin TMSF'ye devrine ilişkin, "Bu tamamıyla teknik, mali, finansal değerlendirmeyle ilgili bir durumdur. Paralelle mücadele de kendi doğası içinde ayrıca yürütülür. Bu bankanın normal bankacılık işlevi dışına çıkmasının sebebi, bu Paralel Yapı'yla ilişkileri" dedi.

Davutoğlu, Habertürk televizyonundaki "Türkiye'nin Seçimi 2015" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"İtirazı olana hukuk kapıları her zaman açık"
Bank Asya yönetiminin TMSF'ye devrinin Paralel Devlet Yapılanması'yla mücadelenin bir parçası mı yoksa teknik veya siyasi bir konu mu olduğunun sorulması üzerine Başbakan Davutoğlu, "Türkiye'de bir hukuk devleti olarak BDDK, TMSF ve bankaların nasıl çalışacağı belli ilkelere bağlandı. Bunlar da son derece temiz ve ilkesel çalışan kurumlar. Bir siyasi talimat üzere harekete geçen kurumlar değil" diye konuştu.

Söz konusu devir işleminin zamanlamasına ilişkin tartışmaların hatırlatılması üzerine Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Zamanlaması, eğer bunda bir siyasi irade ya da başka bir faktör olsa 1,5 senedir el konurdu. Belli şartlar sağlanmadığı için ve bankacılığın temel fonksiyonlarını ifa etmek bakımından bu şartlar yerine getirilmediği için gerek hukuki gerek mali açıdan bu şekilde bir tasarruf icap etti. Doğru bir şey ne zaman doğruysa o zaman yapılır. 'Seçimden bir hafta önce' diye ertelenmez, 'seçimden bir hafta sonra olsun' diye geri bırakılmaz.

Bunların hepsi hukuk kuralları içinde, itirazı olana da hukuk kapıları her zaman açık. Bu tamamıyla teknik, mali, finansal değerlendirmeyle ilgili bir durumdur. Paralelle mücadele de kendi doğası içinde ayrıca yürütülür. Bu bankanın normal bankacılık işlevi dışına çıkmasının sebebi, bu Paralel Yapı'yla ilişkileri. Ekonomi de çok basit bir kural vardır.
Bütün ekonomi eğitiminde de işleyişinde de rasyonel aktör kuralı. Yani herkesin rasyonel aktör olarak davranacağı bir çerçevede işler düşünülür. Mesela kimse durup dururken zarar etmek istemez. Kimse gereksiz bir yatırım yapmaz, kimse kendisine faydalı olmayan bir tüketim yapmaz. Rasyonel aktör.

Halbuki baktığınızda bu yapıda irrasyonel bir tavırla belli kaynakların toparlanarak belli yerlere aktarılması üzerinde yürüyen bir çerçeve var. Hukuka uygun yapılıyorsa yine dokunulmadı. Ama bir de hukuk dışı yapılmaya başlandığında, sahibi bilinmeyen ortaklıkların, ortaklar, gerçek ortak niteliği taşımayan ortaklar olduğunda, bazı kimliklerle ilgili şüpheler doğduğunda işte o zaman bankacılık sisteminin dışına çıkılıyor."

"Bu, BDDK'nın tasarrufudur"
Bankacılığın esasında, Türkiye'de bankacılık sistemine güvenilmesinin temelinde şeffaflığın yer aldığını vurgulayan Başbakan Davutoğlu, "Kim ortak bilinir, kim kredi alır, kredi nerede kullanılır bilir. Aksi takdirde bütün o şeyi devletin ödemesi gerekiyor. Çünkü devlet teminatı altında" diye konuştu.

"Bank Asya'da bu soruların cevabı mı yok" denilmesi üzerine Davutoğlu, "Cevabı olmadığı için, evet. Türkiye'deki bankacılık sisteminde uyulması gereken kurallara, işlemlere uyulmadığı için ve bu soruların cevabı olmadığı için, bu hem buraya para yatıranların hukukunun korunması hem de sistemin etkilenmemesi için böyle bir tasarrufa ihtiyaç hissedildi. Sonuçta bu, BDDK'nın tasarrufudur" dedi.
Başbakan Davutoğlu mudilerin durumuna ilişkin soru üzerine de "Onların hukukları korunur. Mudilerin hukukunu korumak ayrı bir husustur ama yönetimin hukukları zedeleyecek şekilde davranmasına müdahale etmek ayrı bir husustur" karşılığını verdi.