Demirtaş'tan CHP ve MHP'ye eleştiri
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, dokunulmazlıklar konusunda CHP ve MHP'ye sert eleştirilerde bulundu...

Oluşturma Tarihi: 2016-04-16 19:19:53

Güncelleme Tarihi: 2016-04-16 19:19:53

HDP Siirt İl Kongresi'nde konuşan HDP Eş Genel BaşkanıSelahattin Demirtaş, dokunulmazlık tartışmalarına değinerek,  HDP'yi, ortadan kaldırmadan muradına eremeyecek. Ülkede yeni bir diktatörlük kuramayacak. Bunun için bir tek biz kaldık. Muhalefetteki partiler Saray'ın önünde diz çöktü. Savaş politikasında uzlaştılar" eleştirisini yaptı.

Ajanslarda yer alan habere göre; HDP Siirt İl Örgütü, 1. Olağanüstü Kongresi'ni HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın katılımıyla gerçekleştirdi. Uğur Düğün Salonu'nda, düzenlenen kongrede konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kongrenin kent için önemine dikkat çekerek, birlik ve beraberlik mesajları verdi.

Demokratik siyaset yapmak için koşuların her zamankinden daha zor olduğuna vurgu yapan Demirtaş, "Bizi demokratik siyaset alanından yok etmek için elerinde gelini yapıyorlar. Bizim gibi bir partinin Türkiye'de demokrasinin gelişmesi için ne kadar önemli olduğu inkar ediyorlar" dedi.

“YÜREĞİMİZDE ZERRE KADAR KORKU YOK”

Türkiye'nin ülkeyi karanlığa sürükleyen bir iktidarla karşı karşıya olduğunu söyleyen Demirtaş, dokunulmazlıkların kaldırılması tartışmalarına dikkat çekerek, "Bütün halkımız şundan emin olsunlar, dokunmazlığın kaldırılması konusun yüreğimizde zerre kadar korku yok. Çünkü onlar kaybedecekler. Biz kaybetmeyeceğiz. Şimdi, HDP'lilerin dokunmazlığı kalkarsa HDP'de birileri gibi Saray'ın etrafını sarıp diz çökerek 'Bizi af edin' diyeceğimizi zannediyorlar. Kusara bakmasınlar, siz bizi kendiniz gibi Saray soytarısı mı zannettiniz? Biz bugüne kadar yeryüzünde hangi güce diz çöktük ki size de diz çekeceğiz? Bizim endişemiz insanlığımıza ve ülkemize dairdir. Biz ülkenin daha kötü bir duruma gitmesinden korkuyoruz.

“BİZ HALKIMIZIN DAVASINI VE ÇIKARLARINI SAVUNDUK"

Allaha binlerce kez şükür, utanacak bir şey yapmadık. Çok şükür bizi rüşvetten suçlamıyorlar, bizi devletin kasasını, halkın parasını çalmakla suçlamıyorlar. O zaman bu gün utanmadan huzurunuzdayız. Biz halkımızın davasını ve çıkarlarını savunduk. Halkımıza ne demişsek onu söyledik. Bundan dolayı da bundan pişman değiliz. Bunun için yaptığımız her şey ülkenin huzuruna dairdir. Aynı şeyleri tekrar etmekten geri durmayız. Büyük bir yalan ve iftira ile karşı karşıyayız. Diğer bütün bu olanlardan, akan kandan HDP'yi sorumlu tutuyorlar. İnanın ki söyledikleri yalana artık kendilerin bile inanmıyorlar" dedi.

“MUHALEFETTEKİ PARTİLER SARAY'IN ÖNÜNDE DİZ ÇÖKTÜ" 

AK Parti'nin 14 yıl iktidarı boyunca defalarca Kürt sorununu çözmek için eline geçen tüm fırsatları heba ettiğini ifade eden Demirtaş, şöyle devam etti:

"Siz doğru bir adım atıp savaş politikasına karşı durdunuz da mı biz destek vermedik? Ama bugün barış politikasına dönerseniz, biz ölen gençler ve anaların hatırana barış sürecine gene destek veririz. Savaşı ve insanları ölüme sürükleyen sizsiniz. Şimdi Saray'daki zatın ince hesapları var. Ülkede tekrar diktatörlüğünü kurmak için HDP'yi engel olarak görüyor. HDP'yi ortadan kaldırmadan muradına eremeyecek. Ülkede yeni bir diktatörlük kuramayacak. Bunun için bir tek biz kaldık. Muhalefetteki partiler Saray'ın önünde diz çöktüler. Savaş politikasında uzlaştılar. Bu üç parti gene biat ettiler. Ben neden hayıflanıyorum, benim Türk kardeşlerimiz bu savaş kararına ve ülkenin her yerine yeniden milliyetçiliği tırmandıran bu partilere bir laf söylemiyor. Yoksa biz parlamentoda olmuşuz olmamışız ne fark eder.

"BU ÇILGINLAŞMIŞ İKTİDARA DERS VERME ZAMANI"

Siz ülkeye barışı getirin de biz olmayalım. Biz parlamentonun deri koltuklarına sevdalı değiliz. Bizim oraya bağlayan halkımıza olan sevdasıdır. Ama inanın, yakında dokunmazlık değişikliğini parlamentoda sunacaklar. Kimler Saray'ın etrafına hizalandığını hep birlikte göreceğiz. Parlamentoda bu haksızlığa karşı çıkacaklar, onların hesapladığından fazladır. Oylama sırasında göreceğiz. Bu milletvekillerin duyarlılığına güveniyorum. Bu çılgınlaşmış iktidara bir ders vermenin zamanıdır. Bu Meclis'te tarihi bir seçimdir. AKP'nin siyasi tarihine, soygun yapmış trilyonları kaldıran kişilerin iktidarıdır. Şimdi konuşmalarımızdan dolayı bizi kendi yargılarının önüne çıkartıyorlar. AKP'nin hiçbir hukuk komisyonu, hiçbiri bizi yargılayamaz. Biz bağımsız, adil, bir yargıdan hiçbir zaman korkmayız. Bizi yargılamaya güçleri yetemeyecek. Kim kimi yargılayacak göreceğiz. Öyle bu işi tereyağından kıl çeker gibi yapacaklarını sanıyorlarsa yanılıyor. Biz halkın helal oylarıyla Meclis'e geldik. Sen parlamentoda ne kadar hakkın varsa bizim de o kadar var.

Sen bizim müdürümüz, amirimizin değilsin, sen de bir milletvekilisin. Başbakan olmuş, iktidar olmuşsun başka farkımız yok. Sen kendini bizim amirimiz gibi görürsen yanılacaksın. Hiçbir HDP'li bu aşağılık durum karşısında boyun eğmeyecektir. Bizi öyle teslim alamazlar. Asla ve asla moralinizi bozmayın. Biz her türlü hazırlığımızı yaptık. Bu ucuz politikalar yenilecek. Bizim korktuğumuzu göremeyecekler. Tarihi dönemler için tarihi süreçler, kuruluşlar gerekir. Hep yaradan şahitliğinde şunu söyledik. Biz barıştan yanayız. Partimiz bunun için var. Ne kimseye operaysan ve ne de kimse emir verdik. Bunların hepsinin sorumlusu siyasi iktidardır. Her taraftan kan döküp bize mal etmeye çalışacaklar. Biraz mert olun biraz dürüst olun.

Yüzde 50 oy almışlar ama korkuyorlar. Şimdi sizin seçtiklerinden korkuyorlar. Ama bizim başımız diktir. Biz yaptıklarımızla gurur duyarız. Utanç duyacak hiçbir şey yapmadık. Kanun yasa ve halkın karşısında başımız diktir. Ağrı'da, Zilan'da her yerde bunu yaptılar. 1990'larda her zaman aynı mantıkla bize yaklaştılar. Bu mantık yeni ortaya çıkan bir mantık değil. 'Ya baş eğeceksin ya da baş verecesin' çağrıları PKK'ye yapılsa anlarım. Bu çağrıyı halka yapıyorlar. Halka buyun eğdirmeye çalışıyorlar. Bizler 6 milyon oy almış bir partiyiz. 15 milyon nüfusu temsil ediyoruz. Şimdi bunlar 'İşte ya baş eğeceksin ya baş vereceksiniz' diyorlar ya bunların kafası ırkçı kafadır. Bunlar kendilerini Müslüman olarak tanımlayarak, keşke öyle olsaldı. Yüreğinde Allah korsu olan biri cenazeleri yakar mı? Keşke Başbakan ve Cumhurbaşkanı İslamiyet'ten şu kadar ahlak almış kişiler olsaydılar. Çünkü iyi bir Müslüman zülüm etmez. İyi bir Müslüman bir kadının cenazeni çırıl çıplak edip fotoğraflarını çekmez. İyi bir Müslüman Allah'ın yarattığı gibi sever. Bakın seydalar burada öyle değimli mi?