DEVA Partisi'nde ikinci tur seçimin gündem olduğu ve Genel Başkan Ali Babacan'ın da katıldığı toplantıda kurucu üyelerden Essum Aslan ile Parti Sözcüsü ve seçim işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İdris Şahin arasında tartışma çıktı.
"EDEPSİZSİN..."
Essum Arslan, toplantıda yaşananları Adem Metan'ın Youtube kanalına Whatsapp'tan sesli mesaj atarak şöyle anlattı:
"Bugün bizim Genel Merkez Yönetim Kurulu toplantımız vardı. Toplantının konusu seçime kadar olan süreç ve bundan sonra yapılacaklarla ilgili toplantımız vardı.
Seçim İşleri Başkanı çeşitli bilgiler verdi. Bizim adaylarımızın olduğu illerde CHP'ye olan katkımızın 1 milyon 600 bin seçmen olduğuna dair. Ben o illerle ilgili farklı bilgilere sahiptim. Bu konularla ilgili "Bu açıklamalarınız dayanağı var mı, bilgiye dayalı mı" diye sordum. "Siz o bölgeyi daha iyi bilirsiniz" diye yanıt verdi. Bildiğim şeyler olduğu için size soruyorum deyince sesini yükselterek, genel başkanın da olduğu ortamda, bildiğin soruyu soruyorsan edepsizsin şeklinde insanlığa aykırı, asla kabul edilemeyecek bir cevap aldım. Ben de toplantıdan ayrılmak zorunda kaldım. Gerçekten ilk defa içinde olduğum için utandığım bir süreç yaşıyorum. Ortak akıl, istişare diyoruz biz."
"ALİ BABACAN ARAYA GİRDİ"
DEVA Partisi üyesi Essum Aslan'ın isim vermeden 'Seçim İşleri Başkanı' diyerek işaret ettiği İdris Şahin ise Odatv'ye tartışmayı doğrulayarak şunları söyledi:
"Toplantıda seçim sonuçlarını değerlendirdik. Şanlıurfa'da il başkanınızın kendi köyünde kaç oy çıktığını biliyor musunuz diye sordu "Ben de bilmiyorum" dedim. Siz biliyor musunuz diye sordum. "Biliyorum" deyince "bildiğiniz konuda soru sormak edepsizlik değil mi" diye sordum.
Edepsiz ifadesini farklı yerlere çekmenin bir anlamı yok. Ben ne dediğimin farkındayım. Bunun haber konusu olduğunu düşünmüyorum."
Toplantıda, Ali Babacan'ın tavrını da aktaran İdris Şahin, "Ali Bey bu tür üslupla kendi aramızda konuşmamız gerektiğini söyledi" dedi.
ESSUM ASLAN'DAN YAZILI AÇIKLAMA
Gelişme sonrası Aslan Twitter hesabından yazılı açıklamada bulundu.
Deva partisi GMYK-GMKK üyesi-Teşkilat Bşk. Yard. Aslan'ın yazılı açıklaması:
“Siyaset yapmak için insanlıktan çıkmak mı gerekiyor?
Yaşadıklarımın ülkemizin ikinci tur seçimlerine giderken yaşanması beni çok üzdü! Ancak "Sessiz kal, seçimden sonra konuşulur." cümlesi karşı çıktığım anlayışı benimsemekten başka bir anlama gelmeyecekti. Son 40 saattir bir saat uyku ve sayısız telefon görüşmesi sebebiyle bu açıklamayı ancak yapabiliyorum.
Üç yıldan fazla bir süredir birçok arkadaşımın da yaptığı gibi, ben de kurduğumuz partiyi büyütmek ve Türkiye'deki etkin ve nobran siyaset anlayışını değiştirmek, temel değerleri ülkemizin yönetim anlayışı haline getirmek için çok çalıştım.
Parti içinde üstlendiğim görevleri temel ilkeler çerçevesinde erinmeden, gayretle yapmaya çalıştım. Ülkemizin neredeyse her yerini dolaşarak, kurucu değerlerimizi ve amaçlarımızı tüm teşkilat mensuplarımıza ve vatandaşlarımıza anlatmaya çalıştım.
Partimizin temel değerleri ve tüzüğümüzün hepimiz için bağlayıcı olduğunu biliyoruz. Bu bağlamda ülkemizde inşa etmeyi düşündüğümüz demokrasiyi parti içinde de inşa etmek için çabalıyoruz.
17 Mayıs'ta gerçekleşen Genel Merkez Yönetim Kurulu toplantısında, partimizin hiçbir üyesinin asla kabul edemeyeceği üzücü bir olay yaşandı.
En temel ilkelerimizden biri olan "istişare" "ortak akıl" kapsamında partimizin sözcüsü ve Seçim İşleri Başkanının açıklama olarak kurula beyan ettiği bilgilerin dayanağını sorguladım; Beyan ettiği şeylerin dayanağını açıklamak yerine, parti sözcüsü ısrarlı şekilde hakaret etmeyi tercih etti. Kabul edilemez hakaret cümleleri karşısında, şiddetli bir tavır göstermem ve Genel Başkanın ikazına rağmen partimiz adına sözcülük yapan aynı zamanda hukukçu olan kurul üyesi şahsımdan değil kuruldan özür dilemeyi tercih etti. Tavırlarındaki çirkinliğini devam ettirince toplantıdan ayrıldım.
Bu olay artık partinin iç meselesi değil benim şahsi meselemdir. Hukukun da takip konusudur.
Mevcut düzenden en önemli farkımız sorunların üzerini örtmek değil; sorunları tespit edip çözmektir.
Yaşanan olayın üzerinden 5 saat geçmesine rağmen refleks alamayınca, konuyu objektif olduğuna inandığım iki basın mensubu ile paylaştım. Paylaştığım parti içi bir mesele değil; tam tersine partinin temel ilkelerini ihlal eden biriyle mücadele etme meselesidir.
Yaşadığım olayı bundan sonraki süreçte hem partinin iç hukuk yolu olan parti disiplin sürecine taşıyacağım hem de hukuki yollarla mücadele edeceğim. Parti disiplin sürecinin işleyiş şekli benim için bir turnusol kağıdı olacaktır.
Saygıyla...”