İHA'nın haberine göre, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, yaptığı basın açıklamasında 8. Büyükelçiler Konferansı'nın önümüzdeki hafta Ankara ve Gaziantep'te yapılacağını kaydetti. Konferans programı hakkında bilgi veren Bilgiç, “Kriz yönetimi ve insani çözümler temasıyla bu toplantı gerçekleştirilecek. Büyükelçiler Konferansı her sene yurt dışındaki büyükelçilerimizin Ankara'da biraraya gelmesine vesile oluyor. Bu toplantı sırasında da hem geçtiğimiz senenin muhasebesi yapılıyor hem de önümüzdeki döneme ilişkin olarak projeksiyonlar ve planlar ortaya konuluyor. Bu çerçevede bazı bakanlar önümüzdeki hafta burada olacak. Norveç Dışişleri Bakanı Borge Brende, Şili Dışişleri Bakanı Heraldo Munoz önümüzdeki hafta Ankara'da olacak. İngiltere Dışişleri Bakanı Philip Hammond yine Ankara'da olacak. BM Genel Sekreter Yardımcısı O'Brien da Ankara'da olacak. Büyükelçiler Konferansı'nın ilk günü 10 Ocak Pazar günü. Akşam DEİK tarafından verilecek bir yemekle başlayacak. Ekonomi Bakanımız Mustafa Elitaş'ta yemeğe katılacak. Pazartesi günü resmi programın başlangıcı. Dışişleri Şehitliği'ni ziyaret sabah 09.30'da başlayacak. Ardından büyükelçilerimiz Anıtkabir'e gidecekler. Anıtkabir'den sonra da saat 11.00'de 8. Büyükelçiler Konferansı'nın resmi açılışı yapılacak. Sayın Bakanımızın açılış konuşmasıyla yapılacak” dedi.
“BİZ DAEŞ'E KARŞI MÜCADELEDE IRAK'IN YANINDA OLMAYA DEVAM EDİYORUZ”
Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Bilgiç, Irak'taki Başika Kampı'na yapılan saldırıyla ilgili soruya, “Dün akşam itibariyle özellikle sosyal medyada Başika'daki askeri eğitim merkezine bir saldırı olduğuna ilişkin haberler yayıldı. Özellikle iki askerimizin şehit olduğuna ilişkin bazı haberler yoğun şekilde kullanıldı. Bunların doğru olmadığını zaten dün ve bugün tekrar vurguladık. Güven makamlarımızla bu konuya ilişkin olarak bizde temas ettik. Dün akşam itibariyle özellikle Başika'daki üst bölgesine bir saldırı olduğunu onlar da teyit ettiler. Fakat bu saldırıda herhangi bir askerimizin şehit olması veya yaralanması söz konusu değil” yanıtını verdi.
ABD Başkanı Obama'nın Türk askerlerinin çekilmesi gerektiği yönündeki açıklamasının hatırlatılarak, askerlerin pozisyonunda bir değişiklik olup olmayacağının sorulması üzerine Bilgiç, “Aslında bizim yaklaşımımızda Obama'ya atfedilen ifadeler arasında herhangi bir çelişki bulunmuyor. Biz baştan beri zaten Başika'daki mevcudiyetimiz ve Irak'taki mevcudiyetimiz Irak makamlarının bilgisi dahilinde, bunu her zaman söyledik. Irak makamlarının talebi, bilgisi dahilinde bu eğitimler veriliyor. Bu çerçevede geçtiğimiz sene Temmuz ayında Irak Dışişleri Bakanı Türkiye'yi ziyareti sırasında bu hususta gündeme gelmişti. Sayın Bakanımız Musul'daki gönüllüleri eğittiğimizi zaten söylemişti. Irak makamlarının tabiatıyla bu konuda bilgisi var. Biz DAEŞ'e karşı mücadelede Irak'ın yanında olmaya devam ediyoruz. Bu daha önce de olduğu gibi Irak makamlarıyla temas ve koordinasyon içinde de devam edecek” değerlendirmesinde bulundu.
“ŞU AŞAMADA ZİRVEYE İLİŞKİN RESMİ DAVETLER HENÜZ İLETİLMEDİ”
Mısır Devlet Başkanı Sisi'nin Türkiye'de yapılacak bir toplantıya katılması için davet gönderildiği yönündeki haberlere ilişkin Bilgiç, “Mısır İslam İşbirliği Teşkilatı'nın üyelerinden biri, halihazırda dönem başkanı. Bundan sonraki dönem başkanı da Türkiye olacak. Bu itibarla 10-15 Nisan 2016 tarihlerinde İstanbul'da düzenlenecek olan 13. Zirve'ye tabiatıyla davet edilecek. Şu aşamada zirveye ilişkin resmi davetler henüz iletilmedi. Mısır'ın söz konusu zirveye hangi düzeyde iştirak edeceği kendi makamlarınca belirlenecek bir husus” diye konuştu.
Türkiye'nin İsrail ile olan ilişkilerinin belli olduğunu söyleyen Bilgiç, “İsrail ile ilişkilerimizde bir normalleşme süreci yaşıyoruz. İsrail'in Türkiye ile Mısır arasında bir arabuluculuk yapma ihtimalini de basında gördüm. Bunlar spekülatif bir takım haberler” dedi.
“İNGİLTERE VİYANA SÖZLEŞMELERİ'NE AYKIRI DAVRANMIŞTIR”
İngiltere'deki diplomatların bir Türk bankasındaki hesaplarının dondurulmasına ilişkin ise Bilgiç, şunları kaydetti:
“Bugün bir gazetemizde bu husus yer aldı. 2014 ve 2015 Güney Kıbrıs Rus Yönetimi'nde alınan bir mahkeme kararı çerçevesinde bu mahkeme kararının İngiltere'de uygulanması için açılan bir davada bir İngiliz mahkemesi ihtiyatlı tedbir kararı olarak bir bankadaki hesapların dondurulması konusunda karar vermiş. Biz bu hususu hem Londra'da büyükelçiliğimiz İngiliz makamlarında da dikkate getirdi. Aynı zamanda burada da İngiltere Büyükelçisini Dışişleri Bakanlığı'na çağırarak bu konuda girişimde bulunduk. Diplomatik ilişkilerin uygulanmasına ilişkin anayasa niteliğinde bazı uluslararası anlaşmalar var. Bunlar 1961 ve 1963 tarihli Viyana Sözleşmesi. Bu hesapların dondurulması her iki sözleşmeye de aykırılık teşkil etmektedir. Bu hesapların dondurulmasıyla İngiltere aslında diplomatik ve konsüller misyonlarımızın çalışmasını aksatmış ve Viyana Sözleşmeleri'ne aykırı davranmıştır. Böyle bir işlemin bizim için kabul edilmesi mümkün değildir. Bu amaçla yasal bir itiraz süreci başlatılmıştır. Bizim beklentimiz bu hesaplar üzerindeki kısıtlamaların, tedbir kararlarının kaldırılması ve uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerin İngiltere tarafından yerine getirilmesi. En kısa zamanda zaten yasal itiraz sürecinin sonuçlanmasını bekliyoruz.”
Kıbrıs'ta bir müzakere sürecinin devam ettiğini anlatan Bilgiç, “Müzakere süreci devam ederken ve siyasi bir çözüm bulmaya çalışırken bu tarz yöntemlere başvurmak müzakere sürecinin içinde bulunduğu ılımlı ortamı zedeleyecek bir nitelik taşımaktadır” ifadelerini kullandı.
"TEŞRİN'İN ETRAFINDA SURİYE DEMOKRATİK GÜÇLERİNİN MEVCUDİYETİ OLDUĞUNU BİLİYORUZ"
PYD'nin Celabrus'a saldırı yaptığı iddialarının sorulması üzerine Bilgiç, şunları söyledi:
“Bu konuya ilişkin olarak bazı gazetelerde Fırat'ın batısına PYD'nin geçtiğine ilişkin bir takım haberler yayınlandı. Peş peşe yayınlanan bu haberlerin birbirleriyle çatışması haberler hakkında da bir soru işareti olduğunu gösteriyor. Özellikle Teşrin Barajı çok gündemde olduğu için Teşrin'in etrafında Suriye demokratik güçlerinin mevcudiyeti olduğunu biliyoruz. Bizdeki bilgi nehrin batısındaki sınırlı mevcudiyetin Araplar'dan müteşekkil olduğu yönündedir. Türkiye'nin PYD ile YPG'ye ilişkin tutumu bu aşamada zaten bellidir. Biz bunu zaten daha öncede açık ve net bir şekilde ifade ettik.”
İran'ın Ankara Büyükelçisi'nin Dışişleri Bakanlığı'na çağrılarak, İran resmi makamlarına bağlı bazı basın organlarında yer alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suudi Arabistan ziyareti ile bu ülkede infaz edilen idam cezaları arasında bağ kuran yayınlara derhal son verilmesi isteğinin iletilmesiyle ilgili ise Bilgiç, Büyükelçinin randevusu olduğu için Dışişleri Bakanlığı'na gittiği yönündeki açıklamasına ilişkin, "Büyükelçinin mevcut bir randevusu vardı buraya geldiğinde ama bu konu zaten içerikten bağımsız bir konu. Belki randevu olmasaydı da Büyükelçiyi çağırıp bu hususları kendisine iletecektik” diye konuştu.
BM ile Suriye yönetimi arasında anlaşmaya varılması durumunda Türkiye'nin yardımların iletilmesi konusunda yardımcı olup olmayacağı sorusu üzerine ise Tanju Bilgiç, Türkiye'nin Suriye'deki durumu kaygıyla takip ettiğini ve konunun BM Güvenlik Konseyi'nde ele alınması yönündeki çabaları desteklediğini anlattı. Türkiye'nin Suriyelilere karşı açık kapı politikası uyguladığına değinen Bilgiç, Madaya'da 40 bin kişinin sistematik bir şekilde açlığa terk edilmesinin kabul edilemez olduğunu bildirdi. Dünya vicdanının bu konuda ses vermesi gerektiğini ifade eden Bilgiç, “Konu hakkında BM İnsani İşler Eşgüdüm Ofisi tarafından açıklama yayınlandı. Sadece Madaya değil, bölgede 400 bin kişinin insani durumundan endişe duyulduğu ifade ediliyor. Türkiye zaten elinden gelen çabayı gösteriyor. Bu konuda spesifik olarak yapacağı bir şey varsa bunu yapmaktan çekinmez” şeklinde konuştu.