'Eğer bu işlerle başka bir ülke karşı karşıya kalsaydı...'
Eskişehir'de sivil toplum örgütleri ve iş dünyasının temsilcileri ile buluşan Başbakan Binali Yıldırım, dünyada hiçbir ülkenin aynı anda ÜÇ terör örgütü ile mücadele edemeyeceğini ifade ederek, 'Eğer bu işlerle başka bir ülke karşı karşıya kalsaydı yerle bir olurdu' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2017-09-10 20:42:37

Güncelleme Tarihi: 2017-09-10 20:42:37


Bilek'in Söğüt ilçesinde düzenlenen Ertuğrul Gazi'yi Anma ve Yörük Şenlikleri'ne katılan Başbakan Binali Yıldırım, ardından Eskişehir'e geçerek bir otelde sivil toplum kuruluşları (STK) ve iş adamları ile buluştu. Burada salondakilere seslenen Yıldırım, Türkiye'yi küresel yatırımcılar bakımından bir çekim merkezi haline getirmek için çalıştıklarını ifade etti. Başbakan Yıldırım, "Hedef, doğru ekonomi politikaları ile akılcı yatırımlarla geleceğinizi gelecek kuşakların hayatını garanti altına almak. Gelecek 10 yıl düşünün. Öyle geriye yaslanın ve gelecek 10 yılı düşünün. Sadece ulaştırma altyapılarına, ülkemizde yapılacak yatırımın tutarı 100 milyar dolar. Sağlık teknolojilerine yapacağımız yatırımların tutarı da 100 milyar dolar. Bilişimde, teknolojide, bilgi-iletişimde, sanal gerçeklikte buralara yapılacak yatırım da 100 milyar dolar. 300 milyar dolar yatırımdan bahsediyoruz. Çok uzak yıllara değil 10 yıl için konuşuyorum. Ülkemizi küresel yatırımcılar bakımından bir çekim merkezi haline getirmek için de var gücümüzle çalışıyoruz. Bunun için AK Parti iktidarında önceleri yabancı yatırımcıların, kurumaların Türkiye'de iş yapmasını zorlaştıran hususları birer birer tespit ettik ve engelleri ortadan kaldırdık. Bakın son 15 yılda, 2003'den 2017'ye kadar Türkiye'ye doğrudan küresel yatırım miktarı 186 milyar dolar. Peki bir önceki 15 yıl ne kadar? Sadece 14 milyar. Yani 1989'dan bu tarafa 14 milyar küresel yatırımcı çekerken, 2003'den 2017'ye kadar Türkiye bunun 10 katından da fazla 186 milyar dolar civarında küresel yatırım kazanmıştır. AK Parti iktidara geldiğinde Türkiye küresel sermayeli şirket sayısı 5 bin 221. Bugün ne kadar? 55 binin üzerinde. Bu ne demektir? Bu iş demektir, istihdam demektir, katma değer demek, refah demek" ifadelerini kullandı.

"EĞER BU İŞLERLE BAŞKA BİR ÜLKE KARŞI KARŞIYA KALSAYDI YERLE BİR OLURDU"

Aynı anda üç terör örgütü ile birlikte mücadele edildiğini belirten Başbakan Yıldırım, "Siz her gün Türkiye hakkında olumsuz propagandalar yapanlara kulak asmayın. Karamsarlığa gerek yok. Ülkemizin karşı karşıya bulunduğu tehditlerin hepsini biliyoruz. Bugün dünyanın hiçbir ülkesinde aynı anda, yurt içinde, yurt dışında üç tane terör örgütü ile mücadele eden bir ülke yok. Buna bir de darbe koyun. Eğer bu işlerle başka bir ülke karşı karşıya kalsaydı yerle bir olurdu. Açık konuşayım. Ama fark nerede? Fark millette. Bu millet istiklaline, istikbaline toz kondurmayan, bu uğurda her şeyi göze alan bir millettir. Dolayısı ile ülkemizin geleceği parlaktır, yarınımız aydındır. Ne yapacağız? Daha çok proje, daha çok yatırım yapacağız. Ülkemize daha fazla güveneceğiz. Daha fazla yatırım yapınca ne olacak? Daha fazla istihdam olacak. Daha fazla üretim olacak. Yeter mi? Ürettiklerimizi de satacağız. Sattığımız zaman refah artacak. Birde adil dönüşüm sağladığınızda gelecek kuşaklarımız, ülkemiz dünyada parmakla gösterilen ülkeler arasına girecek. Bunla ilgili bir tereddütünüz var mı? Benim yok. Tabi biz bunları yaparken eteklerimizden, paçamızdan tutup aşağı çekmeye çalışanlar da geçmişte oldu, gelecekte de olacak" şeklinde konuştu.

"BİR YANDAN ALIN TERİ İLE ÜRETİRKEN, DİĞER YANDAN DA AKIL TERİ İLE ÜRETECEĞİZ"

"Bir yandan alın teri ile üretirken diğer yandan da akıl teri üreteceğiz" diyen Başbakan Yıldırım, dünyanın en büyük şirketlerinin artık fabrikaları olan yerler olmadığını söyledi. Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Şimdi ihracatı arttırmamız lazım. Başka çare yok 55 bin ihracatçı var. Yetmez. 80 milyonluk bir ülkede 55 bin ihracat yetmez. Çok daha fazla olması lazım. Bunun için engelleri birer bire kaldırıyoruz. Gümrük vergisi, tarife kontenjanı, bunların hepsini ele aldık. Yerli üretim çok önemli. Bakın bunun en güzel örneği TÜLOMSAŞ. TÜLOMSAŞ bugün 30 tane Avrupa'ya, Amerika'ya lokomotif yapıyor. Milli Tren Projesi üzerine çalışıyor ama sadece TÜLOMSAŞ olarak düşünmeyin. Lojistik merkezi kuruldu, raylı sistemlerle ilgili bir test merkezi, muazzam bir tesis kuruldu. Dolayısıyla ne kadar kendi kendimize yeterli hale gelirsek. İki tane açığımız var. Biri cari açık, biri bütçe açığı. Bu iki açığı sürdürülebilir hale getirmemizin tek yolu var. Bir tanesi ihracatı arttırmak, diğeri ihracatımız içinde, üretim içinde yerli payını arttırma. Bir başka şey daha var. O da, ithalata verdiğimiz bazı kalemlerde kendi yerli kaynaklarımızda üreteceğimiz katma değeri yüksek tesisler kurmak. Yani herkesin yaptığı işi yapmaktan vazgeçeceğiz. Kilogram başına daha yüksek gelir getiren işlere yöneleceğiz. Bir yandan alın teri ile üretirken, diğer yandan da akıl teri ile üreteceğiz. Akıl teri şu anda daha önemli hale geldi. Dünyanın en büyük şirketleri artık büyük büyük fabrikalar olan şirketler değil. Hiç bacası, fabrikası olmayan, bir sandalye, bir kasa, bir bilgisayar. Akıl, bilgiye sahip olmak, bilgiyi üretmek ve bilgiyi ticarete dönüştürmek geleceğin ekonomisidir, ülkeleri öne çıkaracak konulardır."