Diyarbakır'da bulunan AK Parti MKYK üyesi ve Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, çözüm süreci, dokunulmazlıkların kaldırılması ve Suriye'de yaşanan gelişmeler ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Ensarioğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın her defasında çözüm sürecinin bittiğini söylemediğini, buzdolabında olduğunu söylediğini belirterek, "Bunun şartlarını da söyledi. Tüm silahlar gömülünceye kadar, bir daha çıkarılmamak üzere, şiddet tamamen son buluncaya kadar ve Türkiye için bir tehdit oluşturmayacağına inandığımız zaman demek istiyor. Bunun için de, çok net bir şekilde örgütün Türkiye'deki silahlı varlığını kesin bir şekilde son verilmesi ve buna son vermesi gerekir. Ve bir daha da Türkiye'de tehdit oluşturmayacak şekilde de herkesin bu işe inanması gerekiyor. O zaman herhalde gereği yapılır" dedi. "HALK ÖLÜMLERİ İSTEMİYOR"
HDP'nin en fazla oy aldığı yerlerde bu çatışmalar başladığını, halkın hiçbir şekilde oy verdiği yere destek vermediğini de söyleyen Ensarioğlu, şöyle dedi: "Çünkü halk bu ölümleri istemiyor. Halk barış ve huzur istiyor. Halk, demokratik siyaset içinde sorunlarının konuşulması ve çözülmesini istiyor. Bunun dışındaki yöntemlere halk tepki gösteriyor. Bunu net bir şekilde ortaya koydu. Yapılan kamuoyu yoklamalarında HDP'nin oy oranının çok düştüğünü ve gittiği yerlerde bırakın ilgi görmeyi oy aldığı yerlerden tepkiyle karşılaşıyorlar. Bu çok net bir şekilde halkın iradesini ortaya koyuyor. Halkın iradesi dışında hareket eden herkes varlığını sürdüremez. Türkiye'de sorunlarımız olabilir, taleplerimiz olabilir, isteklerimiz vardır, ama bütün bunlar demokratik siyaset zemininde konuşulmalı. Siyaset bunun için vardır. Siyaset, siyaset yapamadığı için halk HDP'ye küsmüştür. Örgütü de, HDP'ye oy veren kitle ciddi anlamda tepki koymuştur. Bu tepkisini de her yerde ifade ediyor. Onun için bu örgüt açısından sürdürülebilir değildir.
Devlet bu işten haz duyuyor değil, yahut AK Parti iktidarı bu işin devamından memnun değil. Bilakis bu sorunların telafisini, nasıl çözeceğimizi konuşuyoruz. Yıkılanı, döküleni nasıl konuşacağımızı konuşuyoruz. İnsanlarımızın gönlünü nasıl kazanacağımızı düşünüyoruz. Bunlar da maliyeti çok yüksek şeylerdir. Hele hele ölen hiç kimseyi geri getiremeyiz. 7 bin insandan bahsediyoruz. 1 yıl içinde 7 bin insan ölmüş. Bu ölümlere sebep olanları halk affetmeyecek."