Dolar

34,8931

Euro

36,6241

Altın

3.010,73

Bist

10.058,63

Erbakan: Habire zam yapan iktidarın cezasını sandıkta millet kesecek

İktidar temsilcilerinin gerçekleri görmezden gelmeye devam ettiğini belirten Yeniden Refah Partisi Lider Erbakan, “ÖTV’yi, ÖİV’yi sürekli artıran, elektriğe doğalgaza, trafik cezalarına habire zam yapan, 83 milyonun hakkını bir avuç imtiyazlıya ve faize aktaran iktidarın cezasını sandıkta millet kesecek” dedi.

3 Yıl Önce Güncellendi

2021-11-06 16:46:36

Erbakan: Habire zam yapan iktidarın cezasını sandıkta millet kesecek

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan gündeme dair ve sağlık durumu hakkında açıklamalarda bulundu. Erbakan, “ÖTV'yi, ÖİV'yi sürekli artıran, elektriğe doğalgaza, trafik cezalarına habire zam yapan, 83 milyonun hakkını bir avuç imtiyazlıya ve faize aktaran iktidarın cezasını sandıkta millet kesecek, millet!” dedi.

“İktidar temsilcileri gerçekleri görmezden gelmeye, yükselen feryatlara kulak tıkamaya ve gerçekle ilgisi olmayan açıklamalarına tam gaz devam ediyor” diyen Erbakan'ın dikkat çekici değerlendirmeleri şöyle:

2022 BÜTÇESİ

▪ 1,75 Trilyon TL Gider, 1,47 Trilyon TL Gelir…!!
▪ Tam “280 milyar TL” Bütçe Açığı…!!
240 milyar TL faiz ödemesi, yani faiz dışı açık dahi 40 milyar TL seviyesinde…!!
▪ Garanti ödemeleri 42,5 milyar TL …
(Ulaştırma projelerine 21 milyar TL, Şehir hastanelerine 21,5 milyarTL)
(2021'de Garanti Ödemeleri 31 milyar TL, 2022'de 42,5 milyar TL, 2023'de 48 milyar TL olacak)

NET BORÇLANMA FAİZ
2018 - 75 Milyar TL
2019 - 180 Milyar TL 2019 - 99 Milyar TL
2020 - 240 Milyar TL 2020 - 135 Milyar TL
2021 - 300 Milyar TL 2021 - 179 Milyar TL
2022 - 350 Milyar TL 2022 - 240 Milyar TL
2023 - 320 Milyar TL

BÜTÇE AÇIĞI GARANTİ ÖDEMESİ
2018 - 73 Milyar TL 2018 - 8,1 milyar TL
2019 - 124 Milyar TL 2019 - 15,5 milyar TL
2020 - 173 Milyar TL 2020 - 29,2 Milyar TL
2021 - 245 Milyar TL 2021 - 31 Milyar TL
2022 - 280 Milyar TL 2022 - 42,5Milyar TL (Kur 9,27)
2023 - 48 Milyar TL (Kur 9,77) Bu veriler bize ne söylüyor?

▪ HÜKÜMET'İN BÜTÇELERDE 4 KALEM SÜREKLİ ARTIYOR;
▪ Bütçe Açığı ARTIYOR
▪ Faiz Ödemesi ARTIYOR
▪ Vergi Yükü ARTIYOR (2022 bütçesinde vergi gelirleri 2021 bütçesine göre %19,5 artmış)
▪ İmtiyazlılara Garanti Ödemeleri ARTIYOR

Bu tablodan sonra, bu acı gerçeklerden sonra çıkıp “efendim fakirliğe tahammül etmek, sabretmek bir fazilettir, dinimizin emridir” demeye kalkıyorlar.
Evet de kardeşim, devletin-milletin yüz milyarlarca dolar parası göz göre göre faize, israfa, imtiyazlılara akıtılıp, halk aç ve fakir bırakılıyorsa o zaman iş değişir…
Allah vermesin bir savaş, bir doğal felaket, bir kıtlık olur, Allah rızık vermez o zaman tamam.
O durumda bu millet karnına taş da bağlar hiç merak etmeyin, yokluğa sizden çok daha fazla sabır gösterir…
Ama burada apaçık bir sömürü var, haksızlık var, milletin hakının gasp edilmesi var…
Bizim dinimizde adaletsizliğe, sömürüye ve haksızlığa rıza göstermek yoktur…

- Bir de biliyorsunuz bütün hayat pahalılığının, enflasyonun sorumlusu ilan ettikleri zincir marketlere milyarlarca liralık ceza kestiler…
İyi de sizin cezanızı kim kesecek?

ÖTV'yi, ÖİV'yi sürekli artıran, elektriğe doğalgaza, trafik cezalarına habire zam yapan, 83 milyonun hakkını bir avuç imtiyazlıya ve faize aktaran iktidarın cezasını sandıkta millet kesecek, millet!
……………………………………………………..

Bu arada iktidar temsilcileri gerçekleri görmezden gelmeye, yükselen feryatlara kulak tıkamaya ve gerçekle ilgisi olmayan açıklamalarına tam gaz devam ediyor…

▪ Geçenlerde “dükkanlar kapanıyor diyorsunuz ama kapanan falan yok” demişlerdi,
2020'de 99.500 esnafın, 2021'in ilk 7 ayında 62 bin esnafın kepenk indirdiğini görmezden gelmişlerdi.

▪ Şimdi de “her evde iki araba var, apartman görevlilerinin bile arabası var” diye bir açıklama yaptılar.

Oysa ki gerçekler yine farklı… Avrupa'nın en fakir ülkelerinde 1000 kişiye düşen araç sayıları;
Polonya 642, Yunanistan 504, Bulgaristan 407, Romanya 357, TÜRKİYE 152 …!!

Eğer dedikleri gibi her eve 2 araba düşse, bu rakamın 152 değil, 400-500 araç arasında olması gerekirdi.

▪ “İngiltere'de, Avrupa'da, Amerika'da raflar boş, bizde ise elhamdülillah bolluk bereket var” diyorlar…
▪ Biz de diyoruz ki Avrupa'da raflar boş, bizde de cüzdanlar boş, cüzdanlar!

Cepte para olmayınca, alım gücü olmayınca raflar dolu olsa ne yazar!

◦ %45 Açlık Sınırı altında, %85 Yoksulluk Sınırı altında,
◦ 30 Milyon insan sosyal yardım alıyor
◦ 10 Milyon insan gıda yardımı alıyor
◦ 20 Milyon insan elektriği kesilmiş
◦ 106 ülkeden daha fazla nüfusa sahip işsizler ordusu; 10 milyon işsiz

Bu gerçekler ortada dururken, çıkıp bolluk bereket içinde yüzüyoruz diyebiliyorlar!

▪ En çok sevdikleri bir hikâye de;
“Efendim iktidar olduğumuzdan beri bir rahat nefes alamadık, bırakmadılar ki iş yapalım”
▪ e-Muhtıra, 17-25 Aralık, 15 Temmuz
▪ Gezi Parkı Olayları, Çukur-Hendek Olayları
▪ Sınır ötesi operasyonlar …
İyi de kardeşim bütün bunların;
1$'lık işi 6 $'a ihale etmenizle Gezi Olayları'nın, Çukur-Hendek Olayları'nın ne ilgisi var?

Veya 5 tane holdinge tam 128 kez vergi muafiyeti çıkarmanıza Gezi Olayları mı neden oldu? Çukur-Hendek olayları mı neden oldu?

▪ Yılda 4 milyon araç geçen Çanakkale Boğazı'na yaptırdığınız köprüye 16 milyon araç geçiş garantisi vermenize, yılda 1 milyon yolcu geçecek hızlı tren garına 5 milyon yolcu garantisi vermenize bu olaylar mı neden oldu?

▪ Bürokratlara devletin kasasından 5 maaş, 7 maaş, 10 maaş vermenize 17-25 Aralık ve 15 Temmuz mu neden oldu?

▪ 13 tane milyarlık makam uçağı almanıza e-muhtıra mı neden oldu?

Geçenlerde Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı kendince 128 milyar doların nereye gittiğini açıklamaya çalışmış. “128 milyar doları pandemide vatandaşa destek için kullandık” demiş.

Cumhurbaşkanı şu konuyu konuşmayın, kapatın, unutulsun diyor, Genel Başkan Yardımcısı çıkmış yeniden gündeme getiriyor …

Zaten bu 128 milyar doları ne yaptıklarına bir türlü karar veremediler; yerinde duruyor bir şey yapmadık dediler, pandemide kullandık dediler, TL 'sına yapılan operasyona karşı kullandık dediler, her seferinde farklı bir cevap…

İktidarın pandemide verdiği desteklerin toplamı “GSYH'nin yüzde 1'i kadar” bir miktar.
Yani topu topu “7 MİLYAR $” …
128 Milyar $ nerede 7 milyar $ nerede …
Matematik mi bilmiyorlar, yoksa milletin aklını mı hafife alıyorlar karar verebilmiş değiliz …
……………………………………………………..

Milletin aleyhine olan bu kronik tablosunun yanında döviz kurlarının astronomik yükselişine de değinmekte fayda var.
Çünkü döviz kurlarındaki bu artış da halkın hayatını doğrudan etkileyen bir faktör.
Hükümet yetkilileri; “döviz yükselsin ne olacak, döviz hesabınız mı var” dediler, ama gerçeğin öyle olmadığı acı bir şekilde görüldü…

Yıllık 50-60-70 milyar dolar dış ticaret açığı olan, yerli ürün üretirken dahi %82 oranında ithal hammadde ve malzemeye bağımlı olan bir ülkenin ekonomisi “ithalata bağımlı” bir ekonomidir, ithalata bağımlı olmak da sürekli olarak yüksek miktarda döviz ihtiyacı, talebi demektir.

Kaynak ihtiyacının sürekli olarak “kısa vadeli ve yüksek faizli dış borç” ile karşılandığı bir ülkede, dış borç geri ödemesi zorunluluğu nedeniyle oluşan yüksek döviz talebi, kurların yükselmesine sebep olmaktadır.

Yani dövizin yükselmesinin sebebi “Borç-Faiz” ve “Beton-Çimento” ekonomisidir!
Bu temel sebeplerden dolayı döviz kurları sürekli artmaktadır,
Döviz kurunun artışı da “ithalata bağımlı bir ekonomide” doğrudan doğruya hayat pahalılığı ve enflasyon demektir.
Ülke olarak, millet olarak bu acı gerçeği yaşayarak görüyoruz. Paylaşımda adalet yok, peki yönetimde adalet?

▪ Bir görevlendirme, bir atama yapılacak, kriterler neye göre belirleniyor? Adamına göre …
▪ Bir arsanın imar hakkı belirlenecek neye göre belirleniyor? Sahibinin kim olduğuna göre …
▪ Bir davada karar verilecek, kanuna göre değil, adamına göre karar veriliyor …
▪ Bir kimse FETÖ'cü mü değil mi? Neye göre karar veriliyor?Adamına göre… Ak Partili ise FETÖ'cü değil, muhalifse FETÖ'cü …
▪ Bu ülkede Koronavirüs tedbirleri neye göre uygulanıyor?Ak Parti'nin toplantısıysa tedbire gerek yok, vatandaşın düğünüyse o zaman tedbir var…
▪ Belediyeler sosyal yardım dağıtabilir mi? Belediyesine bağlı… Ak Partili ise elbette dağıtır, muhalifse dağıtamaz, Kaymakamlık ya da Valilik dağıtır.

Kayserili'ye sormuşlar, “2 kere 2 kaç eder” diye, “alırken mi satarken mi” demiş! Aynen o misal…
Adaletin olmadığı bir ülkede, ehliyet ve liyakatin kriter olmadığı bir devlette; yatırım olmaz, üretim olmaz, büyüme olmaz, teknolojik gelişme olmaz, huzur ve barış olmaz, HİÇ BİRŞEY OLMAZ … Peki mevcut iktidarı değiştirip yerine kimi seçeceğiz?

Her gün her akşam gazetelerde, televizyonlarda gördüğümüz muhalefet partilerini mi?

Elbette ki hayır, bu havası ve parası çok muhalefet partilerinin Milletimize verebileceği bir şey yoktur.

Bu muhalefetin içinde;
▪ 28 Şubat'ta tanklara selam duranlar var,
▪ Türkiye'yi Suriye'de bataklığa sürükleyenler var,
▪ Ekonomi bakanı oldukları dönemde yılda ortalama 35 milyar$ faiz ödeyenler var
▪ Bilderberg toplantılarının müdavimleri var,
▪ “Irak'a ilk bomba düştüğünde 6 milyar $ kredimiz hazır” diyenler var
▪ Ülkeye, millete yapacağı hizmetten çok, hesap sorma, rövanş alma tutkusuyla hareket edenler var,
▪ Ayasofya'nın Cami olmasını hazmedemeyenler var,
▪ “Gelir gelmez İstanbul Sözleşmesi'ne geri döneceğiz” diyenler var,
▪ Laiklik ilkesini din düşmanlığı olarak uygulamak isteyenler var,
▪ 89-94 yıllarında belediyeleri alıp şehirlerimizi Çöp-Çamur-Çukur deryasına çevirenler var,
Bu malum muhalefet partilerinin ülkeye millete vereceği bir şey yoktur!
Bütün bunlar bir 5 sene, bir 10 sene daha kaybetmemize yol açar…
▪ Milletimiz'in yüzünün gülmesi, paylaşımda adaletin, yönetimde adaletin tesis edilmesi, Yaşanabilir Türkiye'nin, Yeniden Büyük Türkiye'nin kurulması, Millî Görüş iktidarına bağlıdır. Kurtuluş ancak Millî Görüş'le olur…!!
………………………………………………………….

Yeniden Refah iktidara geldiği zaman ne yapacak?

▪ “BORÇ-FAİZ-ZAM-VERGİ EKONOMİSİ” YERİNE,
▪ “ÜRETİM- İSTİHDAM- İHRACAT” ODAKLI EKONOMİYE GEÇİLMEDEN TL'NİN DEĞERİ KORUNAMAZ.
▪ KAYNAK ÜRETİLMESİ (Milli Kaynak Paketleri)
▪ (Borçsuz, Zamsız, Vergisiz, Devlet malı satmadan)
▪ PAYLAŞIMDA ADALET (Önce Millet, imtiyazlıların kayırılmasına son)
▪ İSRAFA SON
▪ MUTLAKA DENK BÜTÇE, KAMU-TEK HESABI (Faiz giderlerinin azaltılması ve sıfırlanması)
▪ İSTİHDAM OLUŞTURMA (81 ilimize yüzlerce Refah Projesi)
▪ ÜRETİM-İSTİHDAM-İHRACAT SEFERBERLİĞİ
▪ 81 İLİMİZE YÜZLERCE REFAH PROJESİ
▪ TARIM VE HAYVANILIKTA, SANAYİ VE TEKONOJİDE ÜRETEN VE İHRAC EDEN TÜRKİYE
▪ DIŞ TİCARET AÇIĞININ KAPATILMASI
▪ DAR GELİRLİ MİLYONLARIN ALIM GÜCÜNÜN ARTIRILMASI
▪ İŞÇİ-MEMUR-EMEKLİ MAAŞLARINA GELİR GELMEZ %70 ZAM, ÇİFTÇİYE EN YÜKSEK TABAN FİYATLARI, TÜM MAHSULÜNE ALIM GARANTİSİ, UCUZ MAZOT VE ELEKTRİK, GİRDİ MALİYETLERİNİN DÜŞÜRÜLMESİ)
▪ İŞÇİ-MEMUR-EMEKLİ-ÇİFTÇİ-ESNAF ÜZERİNDEKİ EKONOMİK YÜKLERİN KALDIRILMASI VE YETERLİ GELİR ELDE ETMELERİNİ SAĞLAYACAK ADIMLARIN ATILMASI
▪ DEVLET ELİYLE TARIMDA VE SANAYİDE ÜRETİM ORTAMININ OLUŞTURULMASI
▪ TARIM VE HAYVANCILIKTA, SANAYİ VE TEKNOLOJİDE ÜRETEN, İHRAÇ EDEN, ZENGİNLEŞEN TÜRKİYE Erbakan'dan ailesinin sağlık durumu ve karantina haberlerine ilişkin açıklama:

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, bir kısım medyada yalan yanlış bilgilerle yapılan haberlere tepki göstererek, kendisinin ve ailesinin sağlık durumunun gayet iyi olduğunu, Koronavirüs ve aşı sürecine ilişkin daha önce söylediklerinin arkasında olduğunu belirtti.

Erbakan, ailesinin sağlık durumu ve yanlış bilgiler içeren karantina haberleri ile ilgili videolu açıklamada bulundu. Manidar bir durumla karşı karşıyayız

Erbakan kamuoyunu meşgul eden konu ile ilgili şunları söyledi:

"Bilindiği üzere bazı medya kuruluşları şahsım ve ailemle ilgili bir karantina sürecini haber haline getirdiler. Yeniden Refah Partimizin 45 bin kişinin katıldığı 1. Büyük Kongresini, 81 il ve 900'den fazla ilçede teşkilatlanmasını, 200 bine yaklaşan üye sayısını, ülkemiz ve milletimiz için ortaya koyduğu kaynak paketleri ve projelerle ilgili kitapları karşısında gözleri görmez, kulakları duymaz olan bir kısım medyanın, bizimle ilgili böyle bir konuda haberi alır almaz hemen klavye başına oturup internet sitelerine haberi girmeleri ne kadar da manidar bir durumdur!.. Bizlere, Merhum Erbakan Hocamız'ın “Sizi gidiler sizi… Hemen gulu gulu dansına başladınız” sözlerini hatırlatan bir durumla karşı karşıyayız."

Olmayan oğlumuz nedeniyle
karantinaya nasıl gireceğiz?

Kulaktan dolma, yalan yanlış bilgilere dayalı karantina haberlerini eleştiren Erbakan, "Yapılan haberlere bakarsanız, “oğlumuza” virüs bulaştığı için ailece karantinaya girmişiz. Öncelikle bizim oğlumuz yok, iki tane kızımız var! 'Olmayan oğlumuz nedeniyle nasıl karantinaya gireceğiz?' gazeteci arkadaşlarımıza sormak lazım…" ifadelerini kullandı. Ailemizden hiç kimse güvenirliliği
tartışmalı PCR Testi yaptırmadı

'Burada doğru olan, eşim Beyza Hanım'a korona pozitif tanısı konuldu ve bu tanı geçerliliği ve güvenilirliği tartışmalı PCR testi ile değil, akciğer filmi görüntüsüyle konuldu.' diyen Fatih Erbakan, "Bu tanı nedeniyle biz de temaslı olma şüphesi bulunduğundan kendimizi kısa bir süre izole etme kararı aldık. Dolayısıyla ailemizden hiç kimse, biz de dahil olmak üzere PCR testi yaptırmadık. Ortada böyle bir test sonucu da yok. 'Güvenmediğiniz PCR testini neden yaptırıyorsunuz' diyen bazı mihraklara bu gerçeği duyurmamız gerekir. Peki daha önce hiç PCR testi yaptırmadık mı? Evet tabii ki mecburen yaptırdık. Hiçbir şekilde güvenilir bir sonuç verdiğine inanmadığımız halde, hukuka aykırı İçişleri Bakanlığı genelgesi yüzünden uçağa binebilmek ve parti programlarımıza gidebilmek için mecburen test yaptırdık." şeklinde konuştu. Korona süreciyle ilgili dün ne söylediysek
bugün de aynısını söylüyoruz

Eşinin sağlık durumunun her geçen daha gün iyiye gittiğini, diğer aile üyeleriyle birlikte kendi sağlık durumuyla alakalı herhangi bir problem olmadığını belirten Erbakan, şöyle devam etti:

'Diğer önemli bir konu da yine bazı mihrakların “Koronavirüsle ilgili ileri geri konuşuyordunuz bak sizi de etkiledi' şeklindeki ifadeleridir. İyi de kardeşim biz hiçbir zaman “Koronavirüs diye bir şey yoktur” demedik ki… Biz tam tersine “bu virüs laboratuarda özel olarak üretilmiş hibrit bir virüstür, mikroskop görüntülerinde bu şekilde gözükmektedir” dedik. Bu sözlerimiz zaten kayıtlarda yer alıyor. Biz tam tersine; “evet böyle bir virüs var, ancak sizin virüsle mücadele yönteminiz yanlış ve aldığınız tedbirler abartılı ve bilimsel değil” dedik. Bugün de aynı şeyi söylüyoruz. Eğer siz, toplumun yüzde 70'ini apar topar aşılamasaydınız, çok sayıda saygın bilim adamının da ifade ettiği gibi doğal toplum bağışıklığı yöntemini virüse karşı mücadelede uygulasaydınız, virüs sürekli mutasyona uğrayıp yeni varyantlar halinde varlığını sürdüremeyecek, salgın da şimdiye kadar ortadan kalkmış olacak ve eşim Beyza Hanım ve yüz binlerce insanımız da virüse yakalanmamış olacaktı… Koronavirüs süreci ile ilgili bugüne kadar ne söylediysek bugün de aynı şeyi söylüyoruz, söylediğimiz her şeyin bugün de sonuna kadar arkasında duruyoruz."

Aşı olmayı asla düşünmüyoruz

Korkunç yan etkileri ortaya çıkmaya başlayan ruhsatsız aşı adaylarını, yaptırmayı düşünmediklerini bir kez daha vurgulayan Fatih Erbakan, yetkililere; aşı zorlamasından dolayı mağduriyet yaşayan milyonlarca vatandaşın sesine kulak vererek bu büyük yanlıştan dönmesi çağrısı yaptı: "Gerek eşim gerekse bendeniz, her sene sonbahar ve kış aylarında geçirilen üst solunum yolu enfeksiyonu hastalıkları ile aynı semptomlara neden olan bir hastalık için, her geçen gün kalp krizinden ölüm ve görme kaybı gibi korkunç yan etkileriyle karşılaşılan, faz aşamaları tamamlanmamış, ruhsatsız bir takım sıvıları kendimize enjekte ettirmediğimize şükrediyoruz. Şimdiye kadar aşı olmadık, bundan sonra da olmayı asla düşünmüyoruz. Bu gibi korkunç yan etkileri ortaya çıkmaya başlayan, içeriğinde grafen oksit, kurşun ve çeşitli parazitler gibi insan bünyesi için ölümcül maddeler bulunduğu elektron mikroskobu görüntüleriyle ortaya konulan ve virüse karşı hiçbir koruma sağlamayan bu sıvıların insanlarımıza zorla enjekte edilmeye çalışılması bilime, hukuka, insan haklarına, hasta haklarına tamamen aykırı bir uygulamadır. Bu uygulama nedeniyle aşı olmak istemediği halde mecbur kalarak aşı olan milyonlarca insanımız ve yine aşı olmak istemediği için adeta aforoz edilip ikinci sınıf vatandaş muamelesine tabii tutulan milyonlarca vatandaşımız büyük mağduriyet yaşıyorlar. Bu büyük yanlıştan yetkililerimizin bir an evvel dönmesi çağrısını bu vesileyle bir kez daha yineliyoruz. Aşı olmak istemeyen vatandaşlarımızın baskıyla, zorlamayla aşıya mecbur bırakılmasının bir zulüm olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz. Tüm hastalarımıza Cenab-ı Allah'tan acil şifalar, tüm halkımıza da sağlıklı ve huzurlu bir yaşam diliyoruz."

Kaynak: yenidenrefahpartisi.org.tr

SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara