Erdoğan'dan Cerattepe'ye 'Gezi' benzetmesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cerattepe'de madencilik faaliyetlerine karşı çıkanlar için 'Bunlar da yavru Gezicilerdir' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2016-02-27 18:27:28

Güncelleme Tarihi: 2016-02-27 18:27:28

AA'nın haberine göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Ensar Vakfı 37. Olağan Genel Kurulu'nda konuştu.

Katılımcıların "İşte ordu, işte komutan" sloganları üzerine Erdoğan, "Bu tür sloganlar yanlış anlaşılmalara vesile olur. Bizim çok güçlü bir ordumuz var. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz var. Şu anda Güneydoğu Anadolu'da bu teröristlere, işte Cehennem Deresi'nde neler çektirdiğini görüyorsunuz. Aynı şekilde polisimiz var" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmalarından öne çıkanlar şöyle;

"Bizim çok kuvvetli ordumuz var. Aynı zamanda polisimiz var. Terör eylemlerinde edebiyete göç eden şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.

Vefatının 5. seneyi devriyesinde eski Başbakanlarımızdan Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızı hayırla yad etmek istiyorum. Ömrünü, bu ülkenin ve milletin milli ve manevi değerlerine sahip çıkarak yeniden ayağa kalkmasına adamış bir dava adamıydı. Onun hayatı zorlu mücadelelerle, fedakarlıklarla, sarsılmaz bir inanç ve azimle dolu bir hayattı. Her geçen gün rahmetli hocamızın ülkemize yaptığı hizmetlerin önemini, verdiği mücadelenin değerini çok daha iyi anlıyor, çok daha iyi idrak ediyoruz.

Başbakanlığım döneminde bir konuşmamda 'dindar nesil yetiştireceğiz' dedim, birileri çılgına döndü. Yani 'bir başbakan böyle konuşamaz' dediler, yani niye konuşamayacağımı ben de anlayamadım. Ben bir başbakan olarak hedefimi böyle belirlemişim ama bu demek değil ki bu ülkede dinsiz olanlara hizmet vermeyeceğiz. Biz bu ülkede dindarına da hizmetimizi verdik, dinsizine de hizmetimizi verdik, bize hakaret edenlere de hizmetimizi verdik, orada bir ayrım yok ama hedefimiz dindar nesildir çünkü biz şunu biliyorduk, bitaraf olan bertaraf olur.

İmam hatiplerde proje okullarımız var. Bunlardan seçim yapmak suretiyle bazı profesörlerimiz, doçentlerimiz, yardımcı doçentler ya da doktorasını yapmış hocalarımız, acaba imam hatiplere müdür olmazlar mı? Nerede çıktı bu diyebilirsiniz. Geçmişte bu ülkede bunun örnekleri başka okullarda var. Şimdi ben de teklif ediyorum, hadi bakalım.

Bazı profesörler, doçentler, yardımcı doçentler, doktorasını yapanlar çıksın 'Ben imam hatip okullarında yöneticilik yapmaya varım' desin. Bu işin başını çekecek profesörler, doçentler, yardımcı doçentler olacaktır.

İmam hatipli öğrenci sayısı 60 binlerden 1 milyon 200 bine ulaştı.

 

"BİN YIL SÜRECEK DEDİKLERİ PARANTEZ 5 YILDA KAPANDI"

Ne dediler o zaman? 'Bin yıl sürecek' dedikleri o parantez hamdolsun 5 yılda kapandı. Türkiye'nin geçtiğimiz 13 yılı cumhuriyet tarihinin en büyük kalkınma hamlesinin sembolüdür.

Hamdolsun 'imam hatip nesli ne anlar bu işten, onlar gitsin cenaze yıkasın' diyenlere bu süreç, en güzel cevaptır. Böylesi son dönemlere on yıllara bakın, bu hizmetleri yapabilen bir başka kadro geldi mi? Bu dönem aynı zamanda ülkemizde demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, hak ve özgürlüklerin kurumsallaştırılması gibi, çalışanlar bakımından en büyük mesafenin katedildiği dönemdir.

Bütün bu ilerlemelere rağmen karşımızdakiler rahat duruyor mu? Durmuyor, asla. Darbecilerin, vesayetçilerin, paralellerin bu ülkenin ve milletin değerlerine düşman olanların saldırıları hiç bitmedi, biliyoruz ki hiçbir zaman da bitmeyecek.

"İÇERİSİ DIŞARISI BİRLİKTE PLANLADI"

Son 3 yılda, 2013 yılı baharından beri yaşadıklarımızı şöyle bir gözünüzün önüne getirmenizi rica ediyorum. Önce İstanbul'da Gezi Olayları denilen park, ağaç bahanesiyle başlatılan ve çok ince planlanmış bir provokasyonla karşımıza çıktılar. Zannetmeyin ki bu İstanbul'da planlandı. Zannetmeyin ki bu Türkiye'de planlandı.

Hayır, içerisi dışarısı bu işi beraber planladılar ve birçok yerlerde bunu gördük. O kadar enteresan ki yurtdışı seyahatlerimizde bunun ipuçlarını bulduk. Nereden planlandı bunlar, bunu gördük.

"BUNLAR YAVRU GEZİCİLER"

İşte bakın şimdi de Artvin'de Cerattepe olayı çıktı. Bu Geziciler neyse bunlar da yavru Gezicilerdir, bunu böyle bilin. Bunlar Artvin'de alıştıklarını bulamadılar, Rize'de bulamadılar, Trabzon'da bulamadılar, Ordu'da bulamadılar, Giresun'da bulamadılar, Samsun'da bulamadılar. Şimdi çılgına döndüler, 'ne yapacağız?' Onun için tekrar bu tür adımları atmaya başladılar. Kardeşlerim, şunu unutmayın, hak her zaman galiptir. Görünüşte 3-5 ağacın kesilmesine karşı çıkmak için o başlatılan eylemlerde öylesine bir çevre tahribatına kendileri yol açtı ki... Ne ifade ettiler? Çıktılar yürüyüşlerde şunu söylediler, 'yahu hala anlamıyor musunuz, mesele ağaç değil' diyerek bunu ifade ettiler, niyetlerini açıkça ortaya koydular.

"HODRİ MEYDAN"

Bugün de vesayetin son kalıntılarıyla, paralel örgütüyle, bölücü terör örgütüyle, Suriye üzerinde özellikle ülkemizi köşeye sıkıştırabileceklerini sanan 7 düveliyle, siyasi kriz hiç olmadı, ekonomik kriz beklentisiyle yanıp tutuşan, kifayetsiz muhterisleriyle ülkemizin, milletimizin karşısında kim varsa hepsine birden 'hodri meydan' diyoruz. Çünkü biz 'la galibe illallah' emrine boyun eğmiş, galip olanın sadece Allah olduğuna tüm kalbiyle inanmış insanlarız.

Yarının Türkiyesi'nde inanın bana ne paralel örgütün esamesi okunacak ne bölücü terör örgütü olacak ne de bugün bize karşı envaiçeşit Bizans oyunu çevirenler olacak. Çünkü yarının Türkiyesi'nde sizler olacaksınız ve sizlerin izinden gelen yeni nesiller olacak.

"O ALÇAKLARA DİYORUM Kİ..."

Dün gece TBMM'deki bütçe görüşmelerinde bölücü terör örgütünün kölesi haline dönüşmüş bir partinin mensupları yine şahsıma dil uzattılar. Aslında ben parlamentoda değilim. Neden böyle her oturumda Cumhurbaşkanı'na saldırırlar anlamakta zorlanıyorum. Bu kişiler Cumhurbaşkanı Külliyesi'nin inşasından başlayıp, şahsımın bilmem 3 milyar dolar parası olduğu iftirasına varan birtakım hezeyanlarla Meclis kürsüsünü kirletmişlerdir. Tabii sağolsun arkadaşlarımız gereken cevapları verdiler.

Fakat ben buradan bu büyük iftirayı atan o alçak veya alçaklara diyorum ki 'Hukukta bir kaide var müddei iddiasını ispatla mükelleftir'. Bir defa yasal haklarım saklıdır zaten haklarında manevi tazminat davası açılacaktır. Siz bir defa bunu ispatlamakla mükellefsiniz."