Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhtarları 17. kez Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda ağırladı.
Muhtarlara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"7 Haziran-1 Kasım arasında bürokratik oligarşi seçilmişlere tavır koydu. Bürokratik oligarşi ülkelerin felaketidir. İktidar güçlü olmasa bürokratik oligarşi iktidarı ele geçirme gayretine girer. Millete daha iyi hizmet verecek sistemi kurmak için yeni anayasa ve başkanlık sisemi diyoruz.
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Milletimiz başkanlık sistemini daha çok tartışsın, buna inansın istiyoruz. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri madem ki bugün başkanlık sistemiyle yönetiliyor, demek ki burada bir özellik var. Öyleyse biz bundan niye korkuyoruz, niye çekiniyoruz, niye kaçıyoruz Dert başka. Bu konuda karar merci önce TBMM, ardından milletimiz olacaktır. Ama artık milletimizin de açık ve güçlü bir talebi haline gelmiş olan bu konuya meclisimizin, mecliste temsil edilen siyasi partilerimizin daha fazla duyarsız kalamayacağı kanaatindeyim. Siz muhtarlarımızdan da bu meseleyi hem milletimiz hem de tüm partilerden siyasetçiler nezdinde gündeme getirmenizi, düşüncelerinizi kendileriyle paylaşmanızı bekliyorum.
Meclis'teki partilerin daha fazla kayıtsız kalamayacağını düşünüyorum. Bu dönemde yeni anayasa konusunda somut ilerleme olacağına inanıyorum.
"RUSYA ŞOVA DÖNÜŞTÜRDÜ"
Rus yetkililer bunu şova dönüştürdü. Karakutu açıldı, tahribattan dolayı içindeki bilgilerin okunamadığı ifade edildi. Bizim kendi elimizdeki bilgiler açık ve sağlam olduğu için konuyla ilgili en küçük bir tereddüdümüz yoktu. Türkiye'nin haklılığı tüm dünya tarafından kabul edilmişken, bu tür zorlama propaganda şovları, bunlardan medet umanları daha da mahçup etmenin ötesinde anlam taşımıyor.
"KARAKUTUYU BELKİ DEŞİFRE EDEMEDİLER AMA..."
Rusya belki karakutusunun içindekileri deşifre edemedi ama bu olay ülkemizde pek çok şeyi deşifre etti. Yüzyıl önce Balkan Harbi sırasında 'Edirne'ye Enver gireceğine Bulgar girsin' diyen zihniyetin bugünkü temsilcileri ne diyor biliyor musunuz. 'Erdoğan haklı çıkacağına Putin haklı çıksın' mantığıyla ortaya döküldüler. Biz eskiden Sovyetler Birliği yanlısı olanların sırf ideolojik tutumları sebebiyle böyle davrandıklarını sanıyorduk, bugün eski tüfek sosyalistlerin, güya birtakım liberallerin, birtakım ulusalcı ve hatta güya milliyetçi birtakım isimlerin Rusya safında yer aldığını görünce asıl gerçeğin farkına vardık. Meğer bunlar şucu veya bucu değil sadece ve sadece bu ülkenin bu milletin düşmanıymışlar. Diğer tüm sıfatları bu düşmanlığı sürdürebilmek için birer kılıf, birer araç olarak kullanıyorlarmış.
KILIÇDAROĞLU'NA TEPKİ
Türkiye'nin karşısında ülkenin yanında yer alan isme genel başkanı da sahip çıkıyor. Milletvekilini yedirmem diyor. O milletvekili kim, Türkiye ile İran karşı karşıya gelirse, İran'ın safında yer alırım diyen hain. Bana göre ona sahip çıkan genel başkan aynı yolun yolcusudur. Bu millet iftiraları birer birer yedirecek.
(Kemal Kılıçdaroğlu'na) Türkiye böyle bir siyaset tarzını, profilini asla hak etmiyor. Ben bu görüntüden, bu üsluptan onlar adına utanıyorum. Grup toplantısında yaptığı konuşma yenilir yutulur bir konuşma değildir. Siz bir ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanına bu şekilde hakaret edemezsiniz.
"BEN BU ÜSLUPTAN ONLAR ADINA UTANIYORUM"
Bunlar bu milletin düşmanıymışlar. Bu düşmanlığı sürdürebilmek için kılıf olarak kullanıyorlarmış. Bunlardan biri de anamuhalefet partisinin milletvekili. Hiçbir vasfı olmayan bu isme anamuhalefet lideri de sıkı sıkıya sahip çıkıyor. "Yedirmem" diyor. 'İran-Türkiye karşı karşıya gelirse İran'ın yanında yer alırım' diyen bir hain adama genel başkanı da sahip çıkıyor. Demokrasi güçlü muhalefetle güç kazanır ama bu tür muhalefetle zafiyet bulur. Ben bu üsluptan onlar adına utanıyorum.
GIRTLAĞINA KADAR İHANETE BATMIŞ
Erdoğan vatan hainliği suçundan hakkında soruşturma açılan CHP'li vekil Eren Erdem'e "Gırtlağına kadar ihanete batmış biri. Ona sahip çıkan genel başkanın da ondan bir farkı yok" dedi.
"TERÖRİSTİN YANINDA YER ALANLARA HADDİNİ BİLDİRECEĞİZ"
Türkiye, cumhuriyet tarihinin belki de en kritik sınamalarından birinden geçerken kendi içlerinde bulundukları geminin dibini delmeye çalışanlara elbette tavır koyacağız. Ülkemizin belli yerlerinde süren birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize, istiklalimize ve istikbalimize yönelik saldırılar konusunda devletinin ve milletinin değil, teröristlerin yanında yer alanlara, onların diliyle konuşanlara elbette hadlerini bildireceğiz. İstikrar ve güven ortamını tehlikeye atmaya dönük her çabanın karşısında ülkemizin ve milletimizin hakkını, hukukunu, çıkarlarını elbette savunacağız. Asıl bunları yapmazsak namus ve şeref sorgulamasını hak etmiş oluruz. Bizim abdestimizden şüphemiz olmadığı için namazımızdan da hiçbir tereddüdümüz, şüphemiz yoktur.
"TERÖRLE MÜCADELE TAVİZSİZ SÜRECEK"
Doğu ve güneydoğu'daki bazı yerlerdeki güvenlik sorununu yakından takip ediyoruz. Yaşananlar sadece bir güvenlik sorunundan ibaret değil. Camilerimizi, okullarımızı, hastaneleri nasıl yaktıklarını görüyorsunuz. Bölge halkı terör örgütüne alet olmayı reddetmiştir.
Vatandaşlarımızın zararlarını elbette karşılayacağız. Ama şehitlerimizi geri getiremeyiz. Ama bu vatan bize kolay kalmadı.
Artık ne bu örgütün ne de ipini onun eline teslim eden siyasi partilerin, sivil toplum görünümlü kuruluşların milletimiz ve devletimiz nezdinde hükmü kalmamıştır. Terör örgütü mensuplarının ilçe ve mahalle merkezlerinden temizlenmesinin ardından bölge insanı ile birlikte, el ele vererek yaraları saracak yeni bir dönemi hep birlikte inşa edeceğiz. Muhatabımız milletimizin, bölge insanın bizatihi kendisidir.
Bölücü terör örgütüyle mücadele sonuna kadar taviz vermeden devam edecek. Bu vatan topraklarında kimse operasyon yapamaz. Bu topraklar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıdır. Sadece Türkiye Cumhuriyeti devleti var.