TIMETURK | HABER MERKEZİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde "Valiler Toplantısı"nda konuştu. Erdoğan konusmasın son günlerde Türkiye-ABD arasında yaşanan vize krizine ilişkin de açıklama da bulundu.
İşte Erdoğan'ın açıklamaları:
- Bu olayı ortaya çıkaran buradaki bir Büyükelçi'dir. ABD'nin Türkiye gibi bri stratejik ortağını, bir kendini bilmez Büyükelçi'ye feda etmesi kabul edilemez. Buna evet dememiz kabul edilemez.
- Biz Türkiye Cumhuriyeti'yiz. Bunu kabul edeceksiniz. ABD'ye muhtaç değiliz.
Ülkemizin bu yükselişini engellemek, büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını durdurmak için çok yönlü kirli bir plan uyguluyorlar. Bu planın içinde ekonomik tetikçilik, millet iradesin tank ve topla esir alma var. Mezhep ve etnik temelli kışkırtmalar var. Terör örgütlerine sahip çıkma, teröristleri baş tacı etme var. Figüran olarak FETÖ, PKK, DEAŞ, DHKP-C, eli kanlı çeteler de var. Medya manipülasyonları, şahsıma, hükümetimize ve devletimize karşı düzenlenen itibar suikatı da var. Diplomatik teamüllerin ayaklar altına alınması da var. Amerika ile vize gerginliği bunun ifadesidir. Bu olayı ortaya çıkaran buradaki bir büyükelçidir. Amerika'nın stratejik ortağını bir kendini bilmez büyükelçiye feda etmesi kabul edilemez. Biz kabile devleti değiliz. Biz size muhtaç değiliz. Biz sizden paramızla silah istediğimizde 'kongre' diyorsun ama terör örgütüne ücretsiz silah veriyorsun. Niye, "Türkiye'yi güneyden kuşatalım" diye.
Bunlar bizi herhalde görmez, sağır, böyle zannediyorlar. Öyle alışmışlar çünkü ama böyle bir Türkiye yok artık. Uluslararası rekabette de yerini alacak bir Türkiye'yiz. Bunun köşe taşları da sizlersiniz. Sizler dik durusanız bunlar, buralarda en ufak bir cirit atamazlar. Tüm piyonları ile yıllardır besledikleri lejyonerleri ile bunlar üzerimize geliyorlar, gelecekler ama biz sağlam duralım.
Türkiye asırlık bir hesaplaşma ile karşı karşıyadır. Gezi olaylarında duvarlara ne yazdılar, "Zulüm 1453'te başladı" diye yazılması, Kadıköy'de, asla tesadüfi değildir. Zulüm olarak görenler olsa olsa Bizans'ın çocukları olur. Bu milletin evladı olmaz.
Güney sınırımız boyunca oluşturulmaya çalışılan terör koridorunun amacının DEAŞ'la mücadele olduğunu kim iddia edebilir. Terör koridoru sadece Türkiye'yi kuşatmaya yöneliktir. Rejim, PKK'ya oradan 'yanınızdayız', Barzani'ye 'yanınızdayız' diyor. Barzani ile çatışan PYD şimdi 'beraberiz' diyor.
"ABD'Yİ BÜYÜKELÇİ YÖNETİYORSA YAZIKLAR OLSUN"
Lafa geldi mi koskoca Amerika'sın. Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanını terör örgütleri mensupları rahatsız ediyor ve bu ülkenin vatansever evlatları da orada onları engellemek isterken bizim evlatlarımızı tutukluyorsun, teröristleri birkaç gün geçince serbest bırakıyorsun, o evlatlarımız hala içeride. Adalet bu mu? Bunları kendilerine söylediğimiz zaman talimatları verdik diyor, biz de talimatları verdik. Yargı sürecinde olan değil, onun dışında olana verdik. Koskoca ABD'yi bir büyükelçi yönetiyorsa yazıklar olsun. "Sen benim stratejik müttefikime böyle diyemezsin" demeleri lazımdır. Büyükelçi "hükümetin adına bu adımı attım" diyorsa, sayın Başkan da savunuyorsa, biz de şu anda aldığımız kararın sonuna kadar arkasındayız.
Kimsenin Türkiye'ye hukuk devleti dersi varmaya hakkı yoktur. Kandil'deki terör baronları ile doğrudan hat kuranlar bize hukuk dersi veremez. Adli süreçleri tamamen anayasa ve yasalara uygun şekilde yürütüyoruz.
Diplomatik dokunulmazlığı olmayan bir kişi ile ilgili hukuki süreç de yine teamüllere, anlaşmalara ve Viyana Sözleşmesi'ne uygun yürütülmüştür. Ne kendi yakınları ne avukatının herhangi bir görüşme talebi olmamıştır. Sadece dün, kendisinin bir görüşme talebinin olduğu savcılığa ulaşmıştır. Olayın aslı bana ulaştığı kadarıyla bu.
Türkiye atılan adımlar karşısında mütekabiliyet esasına göre hareket etmiştir. Sorunu büyüten asla biz değiliz.