İstanbul'da düzenlenen Somali 6. Yüksek Düzeyli Ortaklık Forumu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
TÜRKİYE SOMALİ'NİN YENİDEN İNŞASINA OMUZ VERİYOR
"Somali küllerinden yeniden doğmaya çalışıyor. Bu zorlu süreçte Somali'ye destek olmalı onları asla yaro yolda bırakmamalıyız. Türkiye Somali halkına destek olmaya devam edecektir. Türkiye, Somali'nin yeniden inşasına omuz veriyor. Somali, ülkemizin Afrika kıtasına yönelik bakış açısının adeta sembolü olmuştur. Askeri eğitim tesisimiz yıl sonunda hizmete başlayacaktır.
'TÜRKİYE, İNSANLIĞIN ONURUNU KURTARMIŞTIR'
Zulmün çok daha insafsızı, balistik füzeler ve misket bombalarıyla hemen yanıbaşımızda Suriye'de yaşanıyor. Suriye'de yaşanan iç savaş 5. yıla girdi. 400 bini aşkın insan hayatını kaybetti. Mültecilerin sönen hayatları, kıyıya vuran bebek cesetleri asla unutmamamız gereken gerçeklerdir. Türkiye, Suriye meselesindeki duruşuyla küresel vicdanın sesi olmuş, insanlığın onurunu kurtarmıştır. Bunları insani duruşumuzun bir geleneği olarak bunları yapıyoruz.
TERÖRE KARŞI TÜM ÜLKELER ORTAK TUTUM SERGİLEMELİ
Durum artık Türkiye'nin kendi başına kaldırabileceği bir yük olmaktan çıkmıştır. Hava saldırılarında son 10 günde çoğu 600'e yakın kişi hayatını kaybetmiştir. Suriye terör ihraç eden bir ülke konumuna gelmiştir. Teröre karşı tüm ülkelerin ortak bir tutum sergilemesi lazım. Terör kim tarafından yapılırsa yapılsın terördür. Tüm katılımcılara bir kez daha sevgi ve şükranlarımı sunuyorum."
İmkanların yanı sıra sorunların da küreselleştiğine değinen Erdoğan, şunları söyledi:
"Bugün hiçbirimizin ne kadar uzakta yaşanırsa yaşansın ortaya çıkan dramlara kayıtsız kalması, kendini gelişmelerin dışında tutabilmesi mümkün değildir. Mesafe ve sınırlar, günümüzde, daha önce olmadığı kadar erozyona uğramış, anlamını yitirmiştir. Suriye ve Irak'ta yaşanan hadiselerde olduğu gibi terörizm, istikrarsızlık ve göç sorununun yüzlerce ülkeyi bir şekilde etkilediğini görüyoruz. Yıkılan devlet yapılarının yol açtığı savaşlar, karışıklıklar, acılar, gözyaşları, göçler, hepimizin gözleri önünde cereyan ediyor. Derme çatma botlarla umut yolculuğuna çıkan mültecilerin azgın bir dalgayla sönen hayatları, kıyıya vuran masum bebek bedenleri parçalanan aileler, yetim ve öksüz kalan çocuklar asla unutmamamız gereken gerçeklerdir. Her akşam seyrettiğimiz haberlerde, okuduğumuz gazete ve dergilerde, sosyal medyada şahit oluğumuz bu acı tablo, Suriye'deki insanlık dramının yansımalarından sadece bir kısmıdır. Şu ana kadar 400 bini aşkın insanın öldürüldüğü Suriye'ye herhalde insanlık olarak duyarsız kalmamız mümkün değildir. Zulmün ve katliamın çok daha büyüğü, çok daha insafsızı, balistik füzelerle, varil ve misket bombalarıyla hemen yanı başımızda yaşanıyor."
"TÜRKİYE OLARAK BU DRAMA SESSİZ KALAMAZDIK"
Bunların kiminin kendi ülkesinde, kiminin de başka ülkelerde mülteci durumuna düştüğünü ifade eden Erdoğan, "Türkiye olarak komşumuzda yaşanan bu drama sessiz kalamazdık. Nitekim bugün ülkemiz, dinine, diline, etnik kimliğine bakmadan, hiçbir ayrım yapmadan 3 milyonu aşkın sığınmacıya ev sahipliği yapıyor. Bugün Türkiye dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke konumundadır. Türkiye aynı zamanda dünyada milli gelirine oranla insani kalkınma yardımlarını en fazla artıran ülke olmuştur" diye konuştu.
Türkiye'nin Suriye meselesindeki bu duruşuyla küresel vicdanın sesi olduğunu, insanlığını, onurunu kurtardığını dile getiren Erdoğan, "Bakınız biz bunları çıkar hesabıyla veya bir karşılık beklediğimiz için değil, tamamen insani duruşumuzun bir gereği olarak yapıyoruz. Fakat durum Türkiye'nin artık tek başına, kendi imkanlarıyla kaldırabileceği bir yük olmaktan çıkmış bulunuyor" ifadelerini kullandı.
'TERÖR ÖRGÜTLERİ ARASINDA BİR FARK YOK'
Erdoğan, Türkiye'nin 30 yıldır ülkede PKK ile mücadele ettiğini belirterek, "Bizim nazarımızda terör örgütleri arasında hiç bir fark yoktur. Eş-Şebab ile DAEŞ ya da PKK, PYD, YPG arasında bir ayrım gözetmedik, gözetmiyoruz. Terör, dünyanın her yerinde kim tarafından yapılırsa yapılsın terördür ve bu tehdide karşı kararlı bir şekilde mücadele edilmelidir. Temennimiz, bu anlayışın istisna olmaktan çıkıp, tüm ülkeler nezdinde ortak bir hareket tarzına dönüşmesidir" dedi.