Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, parti meclis toplantısında konuştu.
Yüksekdağ'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
“8 Haziran gününden itibaren yürütülen koalisyon görüşmeleri sarayın doğrudan müdahalesiyle tıkandı. Türkiye tekrar seçim yolunda savaşa sürüklenmek zorunda değildi.
Sandıklardan çıkan meşru halk iradesine karşı gayri meşru bir çizgiyi Türkiye halkına dayattılar.
7 Haziran seçim sonuçları itibariyle başkanlık hevesi suya düşenler tekrar bir seçim yapılmasını Türkiye'ye dayattılar. 7 Haziran'dan bu yana yaşanan çatışma esas olarak buna dayanıyor.
HDP'nin baraj altında kalması için ellerinden gelen her türlü baskı, hile ve provokasyona başvurdular.
AKP tek başına iktidar olsaydı bu savaş olmazdı diyebiliyorlar. Geride bıraktığımız süre içerisinde başkanlık hevesi suya düşenler iktidar için yapamayacakları bir şeyin olmadığını gösterdiler.
Bugün haklara karşı başlatılan savaşın hazırlığı kararını 7 Haziran öncesinde vermişlerdi. Çözüm sürecinin askıya alınması bugün gelinen noktanın on habercisiydi.
‘Seçimi halka dayattılar'
Amaçlarına ulaşamayanlar bugün tekrardan seçimi haklara dayattılar. Bugün seçim hükümetinin kuruluşu Türkiye'nin sürüklediği krizin çözmesi mümkün değildir. Buna halkalar müdahale edecek.
Bu siyasi iktidar kriz üretiyor, sorun çözme değil sorun yaratma üzerinde bir çizgiyi izliyor.
Krizin ve savaşın karşısında halkların çözümünü yine bizler üstlenmiş bulunuyoruz. Bizler Türkiye halklarının demokratik geleceği için kendimizi daha güçlü yeniden ortaya koyuyoruz.
HDP'nin AKP'yi tabela partisi haline getirdiği ettiği bölgelerde çok ciddi çatışmalar yaşanıyor. AKP'ye oy verseydiniz bunlar yaşanmayacaktı diyebiliyorlar. Kürt halkı bu zorba iktidara gidilecek yolu gösteriyor. Bizler de HDP olarak demokratik özerkliğe dayalı bir fikri savunduk ve bunu her alanda inşa etmenin çağrısını yaptık. Bugün yine bu çağrıyı yapıyoruz.
Saray ve AKP hükümeti bölgede yükselen halkımızın özyönetim çağrısına kulak vermelidir.
Artık Türkiye toplumu eskisi gibi yönetilmeyi istemiyor. Bu gerçeği kabul etmemek için bu siyasi iktidar daha kaç defa savaş çıkaracak.
Kürt halkı eskisinden çok daha güçlü geleceğe birlikte yürümek istiyor. Ama bugün Kürt halkının bu demokratik çağrısını Türkiye haklarından koparmaya dönük siyasi iktidarın baskılarla karşılık veriyor. Bunun kumanda merkezi saraydır.”