'Gencecik bedenleri idama götürdüler'
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yassıada'da Demokrasi ve Özgürlük Adaları projesinin açılış töreninde yaptığı konuşmada önemli açıklamalar yaptı.

Oluşturma Tarihi: 2015-05-14 12:50:07

Güncelleme Tarihi: 2015-05-14 12:50:07

İşte Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları:

O SEÇİM KAZANILMASAYDI...

Buradaki şehitlerimizin ikisi benim sedefimdir. Ben anne babamın mezarından önce Menderes'in mezarını ziyaret ettim. O onurlu insanın arkadan çekilen fotoğrafı geldi gözümün önüne. Bu ada çok büyük acılara şahit oldu. Şehit bakanlarımız, başbakanımız Menderes tarifsiz savunucu oldular. Hep 14 Mayıs 1950'yi hatırlayacağız. O seçim kazanılmasaydı bir daha milli irade olmayabilirdi. Sandık namusumuzdur. O sandığın temsil ettiği şey milli irade namusumuzdur. 1946'da açık oy gizli oy nasıl tiyatro ortay konuldu hepimizin bildiği bir olaydı. 27 Mayıs 1950'de – 60'da bu yapılan darbenin sadece bir partiye değil, milli iradeye karşı olduğunu anlayıp dik durabilselerdi bir daha darbe yaşanmazdı. Allah Adnan Menderes ve arkadaşlarından razı olsun. Özgürlükler kolay elde edilmiyor. Hala 12 Eylül anayasasıyla idare ediyoruz. Ortaya çıkacak olumsuz sonuçları değiştirmek çok zor oluyor.

GENCECİK BEDENLERİ İDAMA GÖTÜRDÜLER

27 Mayıs'ta bir partiye yönelik müdahale ile siyasi parti liderleri Zincirbozan'a gönderildi. Bugün milli iradeye tahakküm etme çabası içinde olanlar var. Darbe mantığı gencecik bedenleri idama götürdüler. Şimdi tüm bu tecrübelerden sonra özgürlükler ya hep birlikte savunulur, ya da özgürlükler kaybedilir.

SİYASİ PARTİLERE SESLENİYORUM

Bütün siyasi liderlere Yassıada'dan sesleniyorum. Gelin milli iradeyi beraber savunalım. Sivil bir anayasayla 12 Eylül'ün izlerini birlikte kaldıralım. Türkiye için zillettir. 12 Eylül'ün izlerini tümüyle silmeden Adnan Menderes'in hakkını vermeyiz.

EĞER YAŞAMIMIZ SONA ERECEKSE…

Bir daha hiçbir zaman bu darbe yaşanmayacak. Adnan Menderes gibi bir şahadetle yaşamımız sona erecekse başımız gözümüz üstüne. Bundan çok daha büyük bir onur olamaz. Bunu mübarek düğün diye karşılarız.

27 Mayısın tekrerrür etmesine izin vermeyeceğiz. Adnan Menderes gibi bir şehadetle hayatımız sona erecekse başımız gözümüz üstüne. Eğer milletin hakkını hukukunu savunurken ölüm tecelli edecekse şeb-iarus olarak kabul ederiz. İnandıklarımızdan taviz vermeyeceğiz. Yargılamanın yapıldığı salon muhafaza edilecek. Burada bir müze gibi demokrasi bilinci oluşturulacak.
Darbeciler Bizans entrikası yaptıklarını bildikleri için bu sürgün adasına gönderdiler. Bir tek ağaç eksilirse yenisi konulacak.
Yeşil alan şimdikinden fazla olacak. Ada özgürlük ve demokrasi kavramları ile uyumlu olacak. Bu mekan barış görüşmeleri için, konferanslar için kullanılacak.

"EĞLENCEYE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"

Yaşanan acılara hürmet esastır. Oteller kesinlik eğlence maksatlı etkinlik yapamayacak. Eğlenceye müsaade etmeyiz.
Hukuk fakülteleri gelsinler burada mezuniyet yapsınlar. Burası bittiğinde 27 mayısta Meclis burada toplansın özel bir celse yapalım. Niyetimiz düşmanlık üretmek değil.
Yargılayanların torunlarına, çocuklarına düşmanlık beslemedik. Demokrat Parti şahadetlerin ardından bir nefret oluşmasına izin vermediler. Kalıcı barışı inşa etmek için buradayız." dedi.