Burhan'ın yazısı şöyle;
Abdullah Bey'i Refah Partisi-MHP-İDP ittifakından beri tanırım. O zamanlar Kayseri'de Şeker Lisesi'nde öğrenciydim. İlk olarak ismini Kayseri'ye Suudi Arabistan'dan geldiği zaman duymuştum. O zamanlar mahalle arasında “Genç ve başarılı bir ekonomist geldi, Kayseri'ye büyük katkıları olacak” denirdi. Neyse, zaman zaman da gazeteci olarak da programlarıma konuk ettim. Anadolu'daki yerel medya mensupları ile ziyaretine çok gitmişliğimiz var. En son Cumhurbaşkanlığı görevinden sonra da Anadolu Yayıncılar Derneği olarak ziyaret ettik. Yaptığı hizmetlerden dolayı kendisine teşekkür ettik.
Burada bir noktanın altını çizmekte fayda var. Abdullah Gül Bey'in siyaset yapmak üslubu şahsen bana hitap etmiyor. Bendeki imajı beyaz Türkleri çok seven bir profil. Bizim mahalleden gelen kişilere karşı yakın ilgisini görmedim. Onun döneminde bizler Bilal-i Habeşi'nin torunları olarak köleliğe devam ettik yani. Yalnız “Yiğidi öldür, hakkını da ver” demiş atalarımız. Son günlerde ya da aylarda diyelim, Abdullah Gül Bey'e haksızlıklar yapılıyor.
Bu haksızlığın en önemli ayağı ise, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a “İfadeye git” dediği iddiası. Nedir bu iddia? Ben doğrusu şöyle düşünüyordum. Abdullah Gül Bey Hakan Fidan'a 7 Şubat öncesi “Git savcıya ifade ver” diyerek tutuklanmasını istemişti. Ne olacaktı Hakan Fidan tutuklansaydı? Paralel yapı MİT'i ele geçirecekti. Buradan şu anlam çıkıyor, Gül Fidan'a “İfadeye git” diyerek Paralel yapıya hizmet etmek istemişti.
Bu bana göre bir ihanetti. Bu konuyu bir türlü çözememiştim. Nihayet imdadıma Fehmi Koru yetişti. Koru, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Hakan Fidan'a “İfade vermeye gitme” dediğini belirterek şunları yazmış: “(Gül) Bir süredir, belli bir odağın, 17-25 Aralık (2013) süreci ile kendisi arasında uçuk kaçık irtibatlar kurmaya çalışmasından rahatsız. Önce birileri ‘5 Şubat'ta (2013) savcıların ifadeye çağırdığı MİT Müsteşarı'na, Gül ‘Git' demişti; bereket Tayyip Bey ameliyat için hastaneye giderken yol değiştirdi de, Hakan Fidan tutuklanmaktan öyle kurtuldu' yâvesini yaymak istedi. Oysa Tayyip Bey o gün hastaneye filan gitmemişti ve Gül'ün de Fidan'a ‘Sakın gitme' dediği bizzat MİT Müsteşarı tarafından ifade edilmişti...” Burada belirtildiği gibi Hakan Fidan'a “İfade ver” diyen biri yok. Hakan Fidan'ı tutuklatmak isteyen biri yok. Tam tersi Fidan'ı koruyan bir Gül var.
Doğrusu ben de Sayın Gül'ü bu nedenle amiyane tabirle defterden silmiştim ancak olayın doğrusunu öğrenince Cumhurbaşkanı Gül üzerine bir algı operasyonu yapıldığına inandım. AK Parti'nin kurucularından biri olan, ülkemizin milli ve manevi kalkınmasına büyük emek veren, darbelere karşı direnen Gül'ün bu kadar ucuz ayak oyunlarına kurban edilmemesi gerekir. Umarım kendisine daha fazla haksızlık yapılmaz.