CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, Gazi Mahallesi'nde vurularak ağır yaralanan ve 56 gündür yoğun bakımda tutulan 17 yaşındaki Ahmet Emre Çavuş'u tedavi gördüğü İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde ziyaret etti. Yoğun bakımda tedavi gören Emre Çavuş'un annesi Zeynep Çavuş ve babası Bülent Çavuş'un sorunlarını dinleyen Tekin, ziyaretin sonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Yoğun bakımda tutulan Ahmet Emre Çavuş hakkında da konuşan CHP Genel Sekreteri, “Öncelikle, İstanbul gibi bir şehirde neredeyse 60 güne yakın bir süre içerisinde bu olayın faillerinin bulunamaması gerçekten düşündürücüdür. Burada poliste her gün geliyor hastayla ilgili mevcut çocukla ifadesini almak için ama bunun ötesinde olayın gerçekleştiği bölgeye bakılacak olursa çeşitli iş yerlerinin kameraları var. Bütün bu kameralara ve MOBESE sistemlerine rağmen bu olayı işleyen insanı bulamamak gerçekten büyük bir eksiklik. Maalesef üzülerek söylüyorum ömür boyu ailesinin bakımına muhtaç bir durumdadır. Her ne kadar fizik tedavisi görülmüş olsa da ailenin hiçbir sosyal şeyi yok. Sürekli konuşuyoruz sosyal devlet diye ama sosyal devletin burada olmadığını da çok net bir şekilde görüyoruz. Bu sadece bizim çocuğumuza işlenmiş bir cinayet değildir. Maalesef bu ülkenin millet iradesiyle seçilmiş milletvekilleri çifter silahla dolaşırsa sokaktaki insanların silahsız olmasını düşünmek mümkün değildir. Resmi verilere ve gayriresmi verilere baktığımızda neredeyse herkesin evinde bir silahın olduğunu çocukların, 13 - 14 yaşındaki çocukların silah taşıdığı bir ortamda yaşıyoruz” şeklinde konuştu.
SEÇİM GÜVENLİĞİ
Bir gazetecinin yaklaşan seçimlerle ilgili Güneydoğu'da güvenlik tartışmalarını sorması üzerine Tekin, “İstanbul'un göbeğinde güvenlik sorunu varsa, Güneydoğu'da güvenlik tartışması abes kaçar diye düşünüyorum. Maalesef emniyet verilerine de baktığınız da emniyetten almış olduğum rapora dayanarak söylüyorum suç oranlarının bu kadar yüksek olduğu bir dönem yaşıyoruz. Tamam iyi güzel Güneydoğu coğrafyasının belli illerinde terör var ama bu şehirde her gün kaç kişinin öldüğünü biliyor musunuz. Israrla terörle mi ölmesi gerekiyor. İş cinayetlerinden tutun, intiharlardan tutun, kadın cinayetlerine kadar, sokak cinayetlerinde adeta bir suç kenti haline geldik. Biraz önce silahsızlanalım dememin tek sebebi budur. Yanı başınızda emniyet var. Gittiğinizde bütün bunları görebilirsiniz. Bizim sorunumuz sadece bir terör sorunu değil aynı zamanda insanların büyük şehirlerde yaşamış olduğu bu sosyal olaylardan dolayı çok ciddi sıkıntılar var” şeklinde açıklama yaptı.
"CİDDİ KAYGILAR VAR"
1 Kasım'ın Türk demokrasisinin sınav vereceği bir gün olduğunu ifade eden Tekin, “İlk kez tabii geçmiş yıllarda da özellikle batı Avrupa, dünya Türkiye'deki seçimleri çok merak ediyordu. Ama ilk kez olağanüstü bir ilgiyle Türkiye'deki seçimlerin nasıl olabileceğiyle ilgili çok ciddi kaygılar var. Başta Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz olmak üzere bütün siyasi partiler bu konu da sınavdan geçecekler” dedi.
YSK'nın bu dönemde önemli bir sınavdan geçeceğini de kaydeden Gürsel Tekin, “Yüksek Seçim Kurulu önemli bir sınav veriyor. Yüksek Seçim Kurulu bu dönem ya sınavdan geçecek. Ya da sınavdan kalacak. 'Şu parti çok oy aldı, bu parti az oy aldı' tartışmasının ötesinde 'meşru mu gayrimeşru mu' seçim tartışması başlarsa hiçbir önem yok kimin ne kadar oy aldığının herkes aklını başına toplamalı” ifadelerini kullandı.
DIŞ POLİTİKA ELEŞTİRİSİ
ABD ile Rusya'nın Suriye konusundaki yakınlaşması da sorulan Tekin, Türkiye'nin dış politikasını eleştirdi. Tekin, “Maalesef Suriye konusunda da kandırılmışlar ama kimin kandırdığını bilmiyoruz. Ama mesela hukuk ile ilgili kimlerin kandırdığını biliyoruz. İşte emniyetle ilgili, Ergenekonla ilgili kimlerin kandırdığını biliyoruz. Çözüm süreciyle ilgili kimlerin kandırdığını biliyoruz. Ama Suriye konusunda kimlerin bunları kandırdığını araştırıyoruz. Bugün yaşadığımız bütün sorunların yanlış dış politikadan kaynaklandığını unutmayalım. Bütün komşu ülkeleri kendinize düşman ederseniz. Dost olarak yaşayamazsınız. Bütün İslam coğrafyasında tecrit edilmiş bir Türkiye. İnşallah 1 Kasım'dan itibaren ilk işimiz özellikle bu dış politikadaki yanlış şeyin tamamını değiştirip ve yeniden yurtta barış dünyada barış ilkesiyle sadece kendi coğrafyamızı değil, Ortadoğu coğrafyasında barışı da sağlamak görevimizdir. “ dedi