Dünya siyasetinde geçmişten günümüze normalliğin dışında ve ötesinde gerçekleşen olaylar vardır. Bu olayların önemli bir kısmı kuralsızlığın ve/veya yanlış sistemin üzerinde inşa edilir. Kimi zaman dış baskı ve müdahalelerle şekillenen bu süreç, kimi zaman da aynı ülkeyi dış müdahalelere açık hale getirir. Zira bir ülkede istikrarsız yönetimlerin temelinde tarihsel birikimi olan sistem sorunu yatmaktadır. 1991 yılında bağımsızlığını elde eden Kırgızistan Cumhuriyeti çeşitli evrelerden geçerek bu sorunlarla yüzleşen bir ülkedir.
1990'lı yılların sonuna kadar “demokrasi adası” olarak nitelendirilen Kırgızistan'da, 2005 devrimi ile yönetim sistemi tahrip edilmiş, 2010'daki ikinci devrim süreci ile sistem sürdürülebilir olmaktan uzaklaşmıştır.
Küresel güç mücadelesinin izdüşümü bu son iki evrede çok etkili olmuştur.
Ve geçtiğimiz Ekim ayında başlayan yeni süreç başta bahsettiğim olağan dışı öykülerden birini ortaya çıkarmıştır.
Eski Cumhurbaşkanı Atambayev'in iktidarı döneminde hapse çarptırılan Sadyr Japarov seçim sonucunu kabul etmeyen göstericiler tarafından hapisten çıkarılarak Başbakanlık görevine getirildi. Haliyle bu netice ülkenin en tepesine giden yolu da açmış oldu.
Ülkenin en önemli gelir kaynaklarından biri olan Kumtor altın madenlerinin kamulaştırılması vaadi ile daha önce öne çıkan Japarov 10 Ocak'ta yapılan seçimlerde %79 oy alarak Kırgızistan'ın yeni cumhurbaşkanı oldu. Sonrasında ilk yurt dışı ziyaretini Rusya'ya yapan Japarov bugün de Türkiye'ye geliyor. Yeni dönemde ekonomi ve istikrar konularının özellikle Rusya-Çin dengesinde şekilleneceği söylenebilir.
Seçildiğinin ertesi günü yaptığı açıklamada “Seçmen beni yolsuzlukla mücadele etmek için göreve getirdi. Eski iktidarların hatalarını yapmayacağız. Siyasi baskılardan uzak duracağız. Hukukun üstünlüğünü ihlal edenlere göz yummayacağız" ifadelerini kullanmıştı yeni Cumhurbaşkanı Japarov... Ancak bunu neticeye çevirmek kolay olmayacaktır. Nitekim Japarov da “Bana 1-2 yıl yetmez en az 4 yıl lazım” dedi. Bu arada ülkenin yönetim sistemi de parlamenter sistemden başkanlık sistemine dönüştü.
Japarov döneminde Kırgızistan-Türkiye ilişkileri de belirli konularda testten geçecek. En başta FETÖ konusu... Gerek liderler arası gerekse heyetler arası görüşmelerde masadaki konulardan biri olacak. Bu hususta oluşan tahribatın kısa zamanda giderilmesi ilişkilerin ivme kazanmasında önem taşıyor.
İki ülke ilişkilerine bakıldığında 24 Aralık 1991'de başlayan diplomatik ilişkiler bu yıl 30. yıldönümünde. Türkiye, Kırgızistan'ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke. Kırgızistan ve Türkiye arasındaki iş birliği, Yüksek Düzeyli Stratejik İş birliği Konseyi şeklinde ifade edilen stratejik bir statüye sahip.
Bununla birlikte 2020 yılında Kırgızistan ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi (416 milyon doları Türkiye'nin ihracatı olmak üzere) 507,5 milyon ABD dolardır. Ancak 2019 yılına göre 11,7 milyon ABD doları azalma görülmektedir. İlk hedef ise ticaret hacminin 1 milyar dolara çıkarılması.
2020 yılında Türkiye'den Kırgızistan'a Doğrudan Yatırım girişi 22,8 milyon ABD doları olarak gerçekleşmiş ve 2019 yılına kıyasla 71,7 milyon ABD doları azalmış.
Bu sene bir değişiklik olmazsa Kırgızistan'ın Issık-Göl bölgesinde iş dünyasının katılımıyla 10. Kırgız-Türk KEK Toplantısı ve İş Forumunun yapılması planlanıyor. Pandemi sırasında THY'nin Bişkek'teki Manas havaalanı üzerinden Doğu ve Güneydoğu Asya ülkelerine kargo seferlerinin artırdığı görülüyor. Bu konuda işbirliğinin artırılması Manas Havalimanına güç katacaktır.
Kırgızistan ve Türkiye arasında 90 güne kadar vizesiz rejim uygulanıyor, ancak 10 milyon som (yaklaşık 130 bin ABD doları) tutarında yatırım yaptıklarında yatırımcı ve aile üyelerine 3 yıllık yatırım vizesi veriliyor.
Eğitim alanında ise 1992-2012 dönem arası Kırgızistan'dan 3 binden fazla öğrenci Türkiye'deki üniversitelerinde eğitim görmüş. Şu anda ise 1792 Kırgızistan vatandaşı eğitim görüyor. Aynı zamanda Türk vatandaşları da Kırgızistan'ın yüksek öğretim kurumlarında alıyor. Halen 490 Türkiye vatandaşı eğitimine devam ediyor. Büyük bölümü Türkiye ve Kırgızistan'ın ortak üniversitesi olan Manasa Üniversitesinde...
Taraflar arasındaki başarılı etkileşimin bir başka örneği de 2018 yılında imzalanan Sosyal Güvenlik Anlaşması. Anlaşmaya göre, yasal olarak çalışan ve sigorta primi ödeyen iki cumhuriyetin vatandaşları hem Kırgızistan'da hem de Türkiye'de emekli maaşı ve sosyal yardım alma imkanına sahip olacaklardır.
Bugün ve yarın gerçekleşecek görüşmelerde Türk Dünyası adına güzel adımlar atılmasını temenni ediyorum.