Anadolu Ajansı'nın haberine göre; Türkiye'de Çözüm Sürecinin başarıya ulaşmasında silah bırakmanın önemli bir aşama olacağına işaret eden Uçum, "Çözüm Sürecinin en önemli boyutlarından birisi Türkiye sınırları içerisinde silaha dayalı artık hiçbir pratiğin olmamasını sağlamaktır. Türkiye sınırları içerisinde silahlı unsurların bulunmamasıdır. Türkiye sınırları içerisinde silahların gömülmesidir. Dolayısıyla Çözüm Sürecinin bu boyutu en temel koşullardan birisidir" dedi.

Uçum, şiddet içeren politikalar yürütmenin demokrasiye karşı tutum olacağını aktardı. 

Silah bırakmanın sağlanmasıyla Türkiye'de demokratik siyasetin egemen kılınabileceğini vurgulayan Uçum, şöyle devam etti:

"Ancak bu koşullarda demokratik siyaset yoluyla Türkiye'nin demokrasisini geliştirmek mümkün olabilir. Yeniden, şiddeti bir politik mücadele aracı olarak piyasaya sürmek hem demokrasi karşıtı bir tutumdur, hem de çözüm süreci karşıtı bir tutumdur. Anlaşılan o ki şiddet yoluyla Türkiye'nin demokratikleşmesi, Çözüm Sürecinin başarıya ulaşması, yeni anayasaya kavuşması, 21'inci yüzyılın ihtiyacına uygun bir siyasal sistem oluşturulması engellenmeye çalışılıyor."

"HDP açık bir yaklaşım ortaya koymalıdır" 

Mehmet Uçum, son günlerde PKK tarafından yapılan eylemlere ilişkin HDP'nin açık bir yaklaşım göstermesi gerektiğini aktardı. 

HDP'nin şiddet ve silahla olan ilişkisini yeniden gözden geçirmesi gerektiğini vurgulayan Uçum, şiddetin toplumsal hayattan çıkarılması gerektiğini söyledi. 

Çözüm Sürecinin Türkiye toplumuna ait olduğunu vurgulayan Uçum, şunları söyledi:

"Çözüm Sürecinin silahsızlanma boyutu bakımından muhatap olanların da bu konuda net tutum almaları gerekir. Çözüm Süreci birilerinin 'bitti' demesiyle bitmez. Çözüm Süreci Türkiye toplumuna ait bir süreçtir. Türkiye toplumunun belli bir kimliğine ya da Türkiye'nin belli bir bölgesine ait süreç değildir. Türkiye'nin tamamına ve Türkiye'nin tüm kimliklerine ait bir süreçtir. Türkiye toplumunun içselleştirdiği ve geleceğe dönük bir süreçtir."