HDP 'Çantada Keklik' mi?
Parti yetkilileri, “Asla!” diyor:
“HDP çantada keklik değil!”
“Örtülü ittifak” sayesinde koca koca koltuklara oturanlar tarafından “sakıncalı piyade” muamelesine tabi tutulmalarına “artık” tahammül göstermeyeceklerini dile getiriyor HDP yöneticileri.
Yüzde 7 ile yüzde 10 aralığındaki oy oranı ile “anahtar parti” konumunda bulunan HDP'nin katkısı olmasaydı, Millet İttifakı “Yerel Seçim Zaferi”ni elde edemezdi.
HDP, seçim sonuçlarını belirleyen bu büyük katkıyı, “maksat lâiklik olsun” diye vermedi.
“Millet İttifakı”na seçim kazandıran “ortak” olarak “siyasal meşruiyet alanı” oluşturmak istedi HDP.
Kapatma davası sürecinin devam ettiği bu günlerde, parti yöneticilerinin, Cumhur İttifakı'nın yanı sıra Millet İttifakı'na da sert sözlerle yüklenmeleri, “beklentilerinin” karşılanmadığını…
İzmir'de olduğu gibi, “yerelde” gerçekleştirilen “CHP-HDP el ele” eylemlerine “itibar etmediklerini” ortaya koyuyor.
Millet İttifakı'nın “alenî” unsurları, HDP gibi bir parti ile “açık işbirliğine” gidemeyeceklerine göre…
HDP kitlesi için (parti kapatılsın, kapatılmasın) iki yol kalıyor:
1-“Sakıncalı Piyade” sayılmaya razı olarak, “Yerel Seçim İttifakı”nı devam ettirmek…
2- “Yerel Seçim İttifakı”ndan tamamen koparak, gidebileceği yere kadar gitmek.
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel'in, Muş'tan verdiği mesajları takip edebildiniz mi bilmem.
Bir grup parti yetkilisiyle birlikte katıldığı “Halk Buluşması”nda, hem Cumhur hem de Millet İttifakı'na şöyle yüklendi Tayip Temel:
“Türkiye toplumu AKP-MHP bloğundan da, CHP-İYİ PARTİ bloğundan da rahatsızdır ve Türkiye'nin temel sorunlarına cevap üreteceklerine inanmamaktadır.”
Yerel seçimde “Millet İttifakı”na tam destek veren HDP'nin, gelinen noktadaki memnuniyetsizliğini ortaya koyan konuşmadaki şu cümleler de dikkat çekici:
“CHP de alternatif olma iddiasını ve çözüm gücü olma şansını İYİ PARTİ gibi milliyetçi bir partiyle hareket ederek ve ona dayanarak yitirmiştir. Irkçı iki parti adeta iki siyasi bloğu bloke ederek Türkiye siyasetini rehin almış ve tıkatmıştır. İki kanatta da Kürt düşmanlığını besliyorlar ve geliştiriyorlar. HDP olarak toplumsal kesimleri üçüncü yol çizgisi etrafında toparlayarak mücadeleye sevk edeceğiz.”
Evet..
Sıkıştığı yerden “Millet İttifakı”na “yerel seçim zaferi armağan etmek” suretiyle çıkabileceğini düşünen parti yönetimi, bugüne kadar umduğunu bulamamış gibi görünüyor.
Millet İttifakı'nın “alenî” unsurlarının kendilerini “çantada keklik” gibi görmesine tepkilerini her vesileyle dile getiriyor, “O koltuklarda bizim sayemizde oturuyorsunuz!” iğnesini fırsat buldukça batırıyor HDP Yöneticileri.
Özetimiz şöyle:
Millet İttifakı'nın “alenî” unsurları, “sonuç elde edebilmek için” HDP kitlesinin oylarına muhtaç.
Ne var ki, politikanın “yakar top”u olarak görülen HDP ile “alenen” yol yürümenin riski de göze alınamıyor.
Bir önceki yazımızda, Ak Parti Teşkilâtı mensuplarına defalarca “Kapı kapı dolaşmaya var mısınız?” diye soran Sayın Erdoğan'ın, her seferinde “Varıııız!” cevabını aldığını ancak, bu “söz”lerin alanda pek karşılık bulmadığını…
“Teşkilât”taki heyecan düzeyinin düşük olduğunu belirtmiştik.
Cumhur İttifakı'nda ve özellikle Ak Parti'de bir takım sıkıntıların olduğu muhakkak.
Amma velâkin, Millet İttifakı'ndaki sıkıntıların çok daha fazla olduğunu da gözden kaçırmamak gerek.
Millet İttifakı, “Çantada keklik değilim!” mesajını verip duran HDP'nin oylarına, “matematik gereği” muhtaç durumda.
Öte yandan;
Bir tarafın “Cumhurbaşkanı Adayı”, tartışmasız, Sayın Erdoğan,
diğer tarafta ise en az 10 “Aday Adayı” var.
Orada “birlik ve beraberliği” sağlamak yerel seçimlerdeki kadar kolay olmayacak.
“Sırtını Örgüt'e dayadığını” ilân eden HDP ile “bir ve beraber” olabilmek ve onca aday adayını “kırıp dökmeden” teke indirebilmek kolay iş mi?
Milat