Dolar

34,6448

Euro

36,6615

Altın

2.930,35

Bist

9.639,77

'HDP Türkiye partisi olsun isterim'

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, 'Devlet aciz değil, bunlar dağda devleti dize getiremediler, şehirde mi dize getirecekler?' dedi.

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-05-30 11:59:44

'HDP Türkiye partisi olsun isterim'

AA'nın haberine göre; Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Devlet aciz değil, bunlar dağda devleti dize getiremediler, şehirde mi dize getirecekler? Tehdit ve şantaj üzerine 'Ben insanlara şöyle yaparım, isyan çıkartırım, sokağa çıkartırım, alternatif parlamento kurarım, devleti tanımam' gibi böyle bir yaklaşım içerisinde girmek zaten demokrasiye inanmamaktır. Şimdi bunu fazlasıyla yapıyorlar" dedi.

Akdoğan, Kanal 24'te yayınlanan programda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.

Bazılarının "Bunlarla görüşüyordunuz" dediğini aktaran Akdoğan, "Biz onlarla terör son bulsun diye görüştük" ifadesini kullandı.  

Akdoğan, yol kesme, adam kaçırma gibi olayların Çözüm Süreci'ni zehirlediğine, devletin buna asla müsamaha göstermeyeceğine işaret etti.  

KCK gibi alternatif otorite kurma çabalarına karşı İç Güvenlik Paketi'ni çıkardıklarına dikkati çeken Akdoğan, "Devlet, meselenin üzerine gidiyor. Buna Türk milleti de izin vermez, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Hükümeti de bu tür şeylere izin vermez. Bunları da birbirine karıştırmamak lazım" değerlendirmesinde bulundu.   

HDP'nin barajı geçememesi durumuyla ilgili soru üzerine Akdoğan, "Devlet aciz değil, bunlar dağda devleti dize getiremediler, şehirde mi dize getirecekler? Bu bir kere demokrasiye inanmamaktır. Tehdit ve şantaj üzerine 'Ben insanlara şöyle yaparım, isyan çıkartırım, sokağa çıkartırım, alternatif parlamento kurarım, devleti tanımam' gibi böyle bir yaklaşım içerisinde girmek zaten demokrasiye inanmamaktır. Şimdi bunu fazlasıyla yapıyorlar. Devleti böyle bir şantaja bağlamak, 'Ben geçmezsem şöyle olur, böyle olur' devlet bunlara pabuç bırakmaz, kusura bakmasınlar. Kobani olaylarında gördük, olan gariban insanlara oluyor" diye konuştu.

"İşbirliği yaptığınız cephe eski Türkiye'yi arzuluyor"

Kürt meselesinde ne yapıldıysa hepsini AK Parti iktidarının hayata geçirdiğini dile getiren Akdoğan, HDP'nin ortamı gerdiğini ve sürecin daha hızlı gelişmesini engellediğini ifade etti. 

Akdoğan, "Bazen şunu diyorlar, 'Biz mücadele etmeseydik bunlar olmazdı'. Böyle bir şey yok. Siz, milletin başına bela oldunuz. Kürtlere siz zulüm ediyorsunuz, devlet dönüşüm geçirdi, demokratikleşti, hizmet ediyor, hak ve özgürlükleri geliştiriyor. Şu anda bölgede Kürtlere sadece siz zulüm ediyorsunuz. Şu anda işbirliği yaptığınız cephe eski Türkiye'yi arzuluyor" dedi.

Çözüm Süreci'nde HDP'ye birtakım rollerin verildiğini, süreç başladığında HDP'nin olmadığını vurgulayan Akdoğan, güçlü bir siyasi irade olursa Çözüm Süreci'nin olumlu bir noktaya gideceğini dile getirdi.

"Bu Baasçı bir anlayıştır"

Akdoğan, Haseki ile Kobani arasında koridor oluşturmak için oradaki herkesin kaçırtılmaya çalışıldığını, bunun kendilerine biat etmeyen Kürt aileleri oradan kaçırtma projesi olduğunu belirterek, "Orada bir ağırlık kurarken Kandil'den silahlı adamları getirdiler, bütün Kürt grupları eskiden 'PYD' diye bir şey mi vardı? Böyle bir yapı yoktu, bir sürü küçük küçük Kürt grupları vardı, bunların hepsini ezdiler, sindirdiler. Şimdi de oradaki diğer Türkmenler, Arapları kaçırtmaya çalışıyorlar. Bunlar yarın öbür gün Türkiye'de de aynı şeyi deneyebilirler" diye konuştu.

Kobani olaylarında bölgede, kendilerine bağlı olmayan Kürtleri, Türkleri, Arapları bölgeden kaçırtmak için sistematik birtakım çalışmalar yapıldığını belirten Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İnsanları tehdit ediyorlar. Bunu Kobani'de deniyorlar. Bu Baasçı bir anlayıştır, ceberut bir anlayıştır. Türkiye'de de Kobani olayları eğer başarılı olsaydı, öyle yapacaklardı, insanları tehdit ediyorlar. Orada yaşayamaz hale getiriyorlar, farklılıkları, kendilerine bağlı olmayanları bir şekilde kaçırtıp, 'Nasıl biz burada türdeş bir yapı kurabiliriz.' Yani insanlara zorla, tehditle oy verdirtemediler, AK Parti hala orada var, bu sefer kaçırtarak 'nasıl yapabiliriz'in arayışı içine girdiler. Bunun üzerine birtakım güvenlik tedbirleri getirmek zorunda kaldık."

"Siz kurumsal hilesiniz, sizin varlığınız zaten bu"

Akdoğan, "AK Parti'nin seçimlerde hile yapacağı" iddiasının sorulması üzerine HDP'nin batıda şirinlik yapıp, doğuda aynı şekilde tehdite devam ettiğini söyledi.

Kandil'in "Biz, seçime kadar bir şey yapmıyoruz" dediğini aktaran Akdoğan, "Bir kere senin varlığın demokrasiye tehdit. Senin adamların oralarda dolanıyor ve insanları tehdit ediyor. Muhtarlara geliyorlar ve diyorlar ki 'Burada AK Parti'ye bir tane oy çıkarsa şöyle yaparız.' Onun için seçim güvenliğini çok öne aldık ve tedbirler geliştirdik. Burada PKK üzerinden kampanya yapan bir örgüt var, Doğu'da tehditle oy almaya çalışıyor, Batı'da da şirinlik taslayarak. Merkez medyanın kartel yapısıyla PR çalışmalarıyla oy almaya çalışan bir yapı var" ifadesini kullandı. 

Akdoğan, Mayıs ayının ilk üç haftasında AK Parti binalarına, seçim bürolarına, adaylarına, seçim otobüslerine 96 saldırı gerçekleştirildiğine değinerek, "Bunu görmeyenler, bunun çok çok altında saldırıya uğrayan HDP ile ilgili açıklama yaptılar. Böyle demokratlık olur mu? Burada daha fazla saldırıya maruz kalan parti var. Niye bunu görmüyorsunuz? Demek ki sizin derdiniz bu değil" dedi.

Terör örgütleri ve illegal yapıların çok açık şekilde HDP'ye destek olduğunu ifade eden Akdoğan, "Burada bir mağdur varsa AK Parti iktidarıdır. Diğer meselede de gördüler, AK Parti geliyor, yine kazanacak başladılar su kaynatmaya. 'Nasıl mide bulandırabiliriz, nasıl gölge düşürebiliriz AK Parti'nin başarısına.' Tamamen paralel çetenin tezviratlarıdır bunlar" değerlendirmesinde bulundu.

Akdoğan, bu kadar çok yalan üretmek için hastalıklı bir zihne sahip olmak gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:

"O kadar senaryolar, oyunlar, yalanlar. Ruhunu şeytana satmamış bir insan, bu kadar yalanı nasıl söyler? Müslümanlığı geçtik, her yolu mübah görmelerini geçtik. Bir insan evladı, Müslüman olur ya da olmaz bu kadar yalanı nasıl söyler? Bunlarda her yol var, her türlü kumpası kurarlar. Öğrencilerin sorularını çalarlar, hak hukuk bilmezler, milletin seçilmiş iktidarını devirmeye çalışırlar, devletin kurumlarına kumpas kurmaya çalışırlar, bu kadar hastalıklı bir yapı var karşımızda. Şimdi bu yapının kaybedeceğini gördüler, hemen başladılar, 'Nasıl gölge düşürebiliriz, nasıl şaibe karıştırabiliriz.' Hile varsa siz kurumsal hilesiniz, sizin varlığınız zaten bu. Bir hile, hurda, kumpas, tertip, yalan varsa bunun arkasında siz varsınızdır. Bu kadar kurumsal olarak bunu yapabilen başka bir yapı yok Türkiye'de."

Akdoğan, "Seçim çalışmaları nasıl gidiyor ve Ankara'daki hava istediğiniz gibi mi?" sorusu üzerine, uzun süredir alanlarda olduklarını, hergün 3-4 ilçeye giderek çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.

AK Parti'nin yaklaşık bir ay önce seçim kampanyasına başladığını ifade eden Akdoğan, diğer partilerin alanlarda bulunmadığını kaydetti.

Akdoğan, bazı partilerde, adayından, siyasi kimliğinden, ideolojisinden utanan bir anlayış olduğunu belirterek, bu siyasi yapıların oy kaybı yaşamamak için meydanlara çıkamadığına dikkati çekti.

Bu durumun siyaset açısından iyi bir şey olmadığını kaydeden, Akdoğan, "Seçimlerde, projeler, vizyon, politikalar ve adaylar yarışacak. 'O adaylar ortaya çıkarsa veya siyasi ideolojim ortaya çıkarsa oy kaybederim' diye düşünüyorsan burada tuhaf bir durum var demektir" ifadesini kullandı.

Akdoğan, seçimlerde AK Parti'nin tek başına kampanya yürüttüğüne işaret ederek, "Diğer partilerde 'PR' çalışmaları var. Selahattin Demirtaş'ı mutfağa sokuyorlar, saz çaldırıyorlar. Diğer partilerin yaptığı bir takım mitingler var. 'Liderlerin performansı' diye baktığımızda da ciddi bir rekabet yok. Başbakan 81 ilde miting yapıyor. Onun ötesinde seçim yasaklarına kadar birçok açılışlar vardı, etkinlikler yapıldı. Bir çok etkinlikte arazideyiz. Miting olarak da AK Parti ile rekabet edemiyorlar. Bundan dolayı tansiyon yükselmiyor. O yüzden diğer seçimlere göre siyasi tansiyon biraz düşük" diye konuştu.

"Çözüm Süreci falan çöplüğe gider"

HDP'nin zorla parti olarak seçime sokulduğunu aktaran Akdoğan, "HDP hiçbir zaman inanmıyordu barajı geçebileceğine. Bundan dolayı da barajın düşürülmesi için çok büyük çaba gösterdiler. Çünkü onu zorladılar, parti olarak soktular. Aynı bu projeyi üretenler, 'HDP'ye barajı geçirtirsek AK Parti'nin tek başına iktidar olmasını engelleyebilirmiyiz.' Böyle bir arayışın içindeler" değerlendirmesinde bulundu.

Akdoğan, HDP'ye barajı geçirtmenin AK Parti'yi devirme planı olduğunun bilinmesi gerektiğini belirterek, AK Parti olmadan Çözüm Süreci'nin olmayacağının altını çizdi.

"HDP Türkiye partisi olsun isterim"

Seçimin ertesi günü Çözüm Süreci'ne ivme kazandıracaklarını kayden Akdoğan, "AK Parti tek başına iktidar olmazsa Çözüm Süreci'ni kim yapacak? Çözüm Süreci falan çöplüğe gider. AK Parti'nin olmadığı bir ortamda, Çözüm Süreci nasıl olacak? Ulusalcı CHP, kategorik olarak her şeyi reddeden MHP bu işi yapar mı veya HDP tek başına bir anlam ifade eder mi? Bu çok açık bir denklem" ifadesini kullandı.

Akdoğan, bu seçimlerde bazı partilerin terör örgütü ve illegal örgütle çok fazla angaje olduğunu ifade ederek, "Bir partinin genel başkan yardımcısı çıkıyor, DHKP-C'ye teşekkür ediyor, 'bizi destekliyor' diyor ve aday listelerinde bir şekilde bu örgütle ilişkili bir sürü insan var. Bunlar Meclis'e girecekler. Burada sağlıksız bir durum var. Ben buna dikkat çekmeye çalışıyorum. Yoksa bende HDP Türkiye partisi olsun isterim. Biz bunu hep destekledik ama şu an onun güçlenmesi olmuyor. PKK'nın amaçlarına hizmet eden, sadece bir basamak daha yukarı çıkma durumları oluyor" diye konuştu.

HDP'nin Çözüm Süreci ile seçim sürecindeki söylem farklılıklarına ilişkin soru üzerine Akdoğan, HDP'nin açık bir şeklide "makas" değiştirdiğini belirtti.

"Şubat ayında Öcalan'ın çağrısını 3 hafta yapmadılar" diyen Akdoğan, "Öcalan tarihi bir çağrı yaptığını düşünüyor ve 'PKK çıksın silahı bırakma kongresi yapsın' dedi. Selahattin Demirtaş çıktı, 'Önümüzdeki günlerde yapılacak açıklama çok büyük gelişmelere yol açacak gibi beklentinin içine girmesin, süreç rutin devam ediyor' diyerek, çağrıyı değersizleştiren, önemsizleştiren bir tavır içinde oldu. Ondan sonra Kandil buna sürekli ayak diredi. Öcalan sözlü talimat verdi olmadı, yazılı metin verdi olmadı. Hiçbir şeklide dinlemediler ve en sonunda mecbur kalarak açıklamayı yaptılar. Ben bu projeyi birazda 'İmralı karşıtı' olarak da görüyorum. Çözüm Süreci'ni nasıl bitirebiliriz arayışıyla makas değişimi başladı ve devam ediyor" değerlendirmesinde bulundu.

Haber Ara