B40 Balkan Şehirler Ağı'nın 24 Balkan kentinin belediye başkanının katılımıyla İstanbul'da düzenlenen ilk zirvesinde T24 ve Sputnik Türkçe'nin sorularını yanıtlayan İmamoğlu, atılan bu ilk adımın hem Balkanları hem de genel olarak Avrupa'yı olumlu yönde etkileyeceğini vurguladı.
B40'ın giderek daha fazla büyümesini hedeflediklerini ifade eden İmamoğlu, "ısrarcı bir insan olduğunu" ve B40 Balkan Şehirler Ağı'nın kendisi görevi bıraktıktan sonra da başarılı olması için mesai harcayacağını anlattı.
Daha önce Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile bizzat görüşen, Birleşmiş Milletler İklim Konferansı COP26'da konuşan ve son olarak B40'ın kurulmasında rol oynayan İmamoğlu'nun, Biden tarafından organize edilecek Demokrasi Zirvesi'ne davet edilmesi gündemde olan belediye başkanlarından biri olduğu iddia ediliyordu.
Henüz resmi bir davet almadıklarını ifade eden İmamoğlu, sözlerine "İstanbul her yere davet edilir. Dünyada üç şehir sayın deseniz herkes İstanbul'u sayar" diye devam etti.
İmamoğlu, Biden'dan davet alması durumdan katılıp katılmayacağı ile ilgili soruya, "Benim vazifem en güçlü, en doğru biçimde hem ülkemizi hem İstanbul'umuzu temsil etmek. Neresi olursa olsun, nereye davet edilirsek edilelim; tabii ki uygun, makul, doğru ve amacı önemli olduğu takdirde katılmaktan geri durmayız" yanıtını verdi.
2023 seçimlerinde Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adaylığı için adı öne sürülen isimlerden biri olan İmamoğlu, bu spekülasyonlar hakkında yorum yapmak istemediğini paylaşmakla yetindi.
İmamoğlu'nun sorulara verdiği yanıtlar şöyle...
T24: Balkanlar'da planlanan iş birliğini biraz açabilir miyiz? Siyasi veya turizm gibi alanlarda mı; yoksa daha genel bir çerçeve mi?
Genel bir çerçeve olduğu kesin, çünkü burada (B40'ta) 11 ülke var, 24 şehir var ve bu sayıyı arttırmak istiyoruz, çok kapsayıcı olsun istiyoruz. Güçlü bir başlangıç oldu ve bu güçlü başlangıcın sürdürülebilirliğini de aslında bugün ilk oturumda yaşadık. Hem önümüzdeki yıl bu toplantıyı çok ısrarlı biçimde düzenlemek isteyen Atina şehrinin talebini duyduk hem de diğer yıllarda da düzenlemek isteyen 5-6 şehrin talebini duymuş olduk. Bu aslında böyle bir ihtiyacın varlığını belirlemiş oldu. Ne kadar doğru bir yola çıkılmış olduğunu gösterdi bize. Bir yıl öncesinde düşünsel olarak arkadaşlarımla paylaştığımda pandemi vs. nedeniyle biraz zor gibi görünmesine rağmen bugün bunu başarmış olmanın keyfini yaşıyorum. Balkanlar'da bu kadar şehir, bu kadar farklı etnik kültür ve birçok sorunun olması; mülteci sorunundan tutun da daha evrensel kapsayıcı konulara, iklim değişikliğinden tutun birçok konuya kadar… Dolayısıyla biz oldukça geniş bakmak istiyoruz bu sürece. Ama bu tabii ki bir ilişki bütünlüğü içerisinde yürüyecek. Ben hem Balkan coğrafyasının hem de Avrupa'nın bundan çok pozitif etkileneceğini şimdiden hissediyorum.
Sputnik: Geçen hafta Yunan Kültür Bakanı bir açıklama yapmıştı. Orada dedi ki “Selanik ile İzmir arasında feribot seferi başlatacağız ve iki şehri birbirine çok yakınlaştıracağız.” İstanbul'da buna benzer bir çalışma yapılıyor mu?
Şu anda bu kadar spesifik konulara girmiş değiliz ama elbette İzmir-Selanik arasındaki bu süreci ben de biliyorum. Hatta biraz önce Selanik Belediye Başkanı ile sohbetimizde Tunç Soyer'in selamını da ona ilettim. Bu ilişkinin karşılıklı böyle bir bağlantıya dönüşmesi de kıymetli. Zira Selanik-İzmir ilişkisi çok tarihi bir ilişkidir ve karşılıklı çok sıkı göçlerin olduğu, ailelerin birbiriyle çok şey paylaştığı, iki yakanın İzmir'i diye konuşulan bir kenttir Selanik. Selanik'in bizimle olan bağlantısının bir başka maneviyatı da Atatürk'ün doğum yeri oluşu. Bu bağ devam ediyor ama biz biraz daha geniş eksende bakıyoruz Balkanlar'a. Yarınlar birbirine daha hızlı ulaşımdan başka konulara kadar neler önümüze koyar bilemeyiz.
T24: B40 dediğimiz Balkanlar ile ilgili bir organizasyon kuruldu, bunu Avrupa'ya genişletmek gibi bir planınız var mı?
Bence zaten Avrupa ekseninde bu tür birlikler, bu tür organizasyonlar var. Dünya ölçeğinde de var ama Balkanlar'da bu bir eksiklik. Balkanlar tarihte çok eski birlikteliklere sahne olmuş bir coğrafya. Sadece Osmanlı tarihi değil, öncesinde de bugün bahsettiğimiz bu 11 ülkenin hepsinin aynı anda bir ülkeye ait olduğu, bir imparatorluğa ait olduğu dönemleri ya da bölündükleri dönemleri sıklıkla yaşadık. Bu coğrafya biraz ayrışmayı, çatışmayı, kavgayı, savaşı çok tarifledi geçmişten bugüne ama artık bugünden sonra bu coğrafyada barışı, huzuru, hoşgörüyü, buluşmayı, bir arada düşünmeyi sağlama konusunda bir ihtiyacı biz karşılıyoruz. Avrupa için böyle bir talebimiz yok ama Avrupa'ya çok iyi gelecek hatta Avrupa'yı güçlendirecek, Avrupa'daki birliği beraberliği ya da beraber düşünmeyi, beraber iş geliştirmeyi çok güçlendirecek bir iş birliğine imza attığımızın farkındayız.
Sputnik: Bu isimleri bir araya getirme fikri nasıl aklınıza geldi, nasıl gelişti, bundan sonrası için ne düşünüyorsunuz? Çünkü bir araya geliyorlar ama bir sonuca varmıyor genelde...
Ben ısrarcı bir insanım. İnsanları birleştirmeyi seven bir insanım. Bunun peşini bırakmayacağımı şimdiden ifade edebilirim. Görevim döneminde, görevimden sonra da görevim ne olursa olsun bunun takipçisi olmayı düşünüyorum, bunu derinden de hissediyorum. Bana bunu hissettiren, düşündüren aslında İstanbul'un demografik yapısı. İstanbul'da Balkanlar'ın her kültürünü, her inancını görebilirsiniz, yaşayabilirsiniz, hissedebilirsiniz. Bu muazzam bir kaynak ve bütün ülkelerin izini İstanbul'da görmek mümkün. O zaman bu işi İstanbul başlatır ve hissettirirse, buradaki bağlantılardan, oradaki bağlantıları tetikler, zorlarsa bunun olabileceğini, yürüyebileceğini düşünmüştüm; yanılmadığımı görüyorum. Arkadaşlarımla sıkı bir çalışma yaptık. Kolay olmadı elbette bir araya getirmek, buluşturmak. Bu çok güçlü bir buluşma oldu, bundan sonrasının daha da güçleneceğini şimdiden görüyorum. Dediğim gibi herkes birbirini teşvik edecek, çevresini teşvik edecek. Arkadaşlarla konuşacağız, seneye Atina'da buluşmayı daha güçlü yapmak için gayret edeceğiz, sonraki daha daha güçlü olsun diye gayret edeceğiz. Dolayısıyla umarım bu kısa süren değil, iyi başlayan ve güçlü devam eden bir sürdürülebilir bölgesel bir işbirliğine dönüşür.
T24: İstanbul, Balkanlar'daki bu şehirlerden ne tür bir uzmanlık isteyebilir ya da İstanbul bu şehirlere ne tür bir uzmanlık sunabilir?
İstanbul'un uzmanlık sunabileceği çok konumuz var. Başka şehirlerin de bize aktarabilecekleri var. Bütün dünya için bu geçerli. Bazen küçücük bir şehrin uygulaması, bu büyük kentin birçok konusuna uyumlu olabilir ama burada esas olan şu: İstanbul bu işe lokomotif bir kent konumunda olması, bunu da sürdürmeli. Sürdürürse bu iş başarılır, her paylaşım da orada karşılık bulur. Yani 20 milyonluk bir kenti tariflemek kolay bir şey değil. Böylesi büyük bir gücün bir çekim kuvveti olarak böylesi bir süreci desteklemesi, bu süreci mutlak başarıya götüreceğini düşünüyorum.
T24: Siz uluslararası ilişkilerde normal belediye başkanı profiline kıyasla biraz daha aktif bir belediye başkanısınız. Bunu B40'da gördük, COP'a katılımınızda gördük. Medyada dolaşan bazı söylentiler var; ABD'nin Demokrasi Zirvesi'ne büyükşehir belediyelerinin de davet edileceği gibi. Böyle bir davet aldınız mı? Almanız durumunda katılmayı planlıyor musunuz?
İstanbul ile ilgili henüz resmi bir davet almadık ama İstanbul her yere davet edilir. Dünyada üç şehir sayın, deseniz herkes İstanbul'u sayar. En önemli üç şehir sayın deseniz, sayar. En kalabalık üç şehir sayın deseniz, sayar. En stratejik üç şehir sayın deseniz, sayar. Dolayısıyla İstanbul'un böyle davet edilmesi, böyle ortamlarda bulunması çok doğal. İstanbul Belediye Başkanı'nın da bunu temsil etmesi çok doğal. Benim vazifem en güçlü, en doğru biçimde hem ülkemizi hem İstanbul'umuzu temsil etmek. Neresi olursa olsun, nereye davet edilirsek edilelim; tabii ki uygun, makul, doğru ve amacı önemli olduğu takdirde katılmaktan geri durmayız.