Ankara'da yaşanan kanlı katliamı ve gündemi yorumlayan Davutoğlu'nun açıklamasından satır başları şöyle;
"Ankara'daki hain saldırıya ilişkin olarak hemen harekete geçtim. Titiz bir çalışmayla soruşturma yürütüldü. 24 saat içinde alandaki parçalar temizlendi, tutanaklar tutuldu.
"Hızla harekete geçtik"
Olayın oluş anından itibaren şüphelilere ilişkin veriler toplandı. Bizim için 4 olağan şüpheli: DAEŞ, PKK, DHKP-C ya da Suriye rejimi gibi dört ihtimal vardı. Burada istikrarı tehdit eden sürece dair harekete geçtik.
Kandil'de fedailerin intihar saldırları için yetiştirildildiğini ve Türkiye'ye gönderildiğini biliyoruz.
"Kılıçdaroğlu ve Bahçeli yer almadı"
Sayın Kılıçdaroğlu, keşke hükümet içinde yer almayı kabul etseydi bütün bu süreci birlikte yürütürdük. Ama elini taşın altına koymadı. Sayın Bahçeli de aynı şekilde. Seçim hükümetinde yer almak istemediler.
"Her tutuklamanın dellillendirilmesi lazım"
Potansiyel suçlku oldu diye birini tutuklayamazsınız, şüphelenirseniz taklip edersiniz. Türkiye, anti-demokratik bir ülke değil. Muhtemelle insanları içeri alamayız. Her tutuklamanın dellillendirilmesi lazım.
Demokratik hukuk devleti kuralları içinde büyün güvenlik tedbirlerini almak hassas bir terazide, ipin üzerinde yürütmek gibidir.
Genellikle canlı bombaların tümünün infilak etmesinden dolayı, ceset tespit edilemiyor.
3 el, 2 gün içinde 21 milyon parmak iziyle karşılaştırıldı. Birinin tespiti gerçekleştirilemedi ve detaylı açıklama yapıldı.
DAEŞ dediğimiz yapı, 3 sene öncesinde çıkmış ama Irak işgaline kadar kökü dayanan bir yapı. DAEŞ'e sürekli su akıyor, bu havuzun içinde kimler irtibat kuruyor ve Türkiye'de kimler katılıyor bun bakmak lazım.
Twitter'dan IP adresleri alındı o tweetleri atanlara dair. Bu isimlerden ikisi, geçmişte PKK'yla bağlantılı kişiler. Türkiye'de sansasyonel işlere imza atmış kişilerle irtibatları var. Tek bir çevreyle kastetmiyorum. Kamuyu yönlendirmeyle ilgili bazı kişiler. Bu işin arkasında kimler var bakıyoruz.
"HDP millet tahrik olmayınca özür diledi"
Birileri kolaylıkla ve sorumsuzca devlete katil diyen, halkı devlete karşı tahrik eden, uluslararası basına çıkıp devleti şikayet eden bir partinin eş başkanı olabilir. Buna karşı dikkatli davranmalıyız.
Şuanda 99 vatandaşımızın derdindeyiz ve onların kanı yerde kalmayacak. Çelişkili rakamlar konusunu gündeme taşıyorlar. Parti Eş Başkanı önce 128 ceset diyor sonra özür diliyor. Millet tahrik olmayınca özür diledi. Kan ihtiyacı varmış gibi davranıyorlar, millet hastanelere aksın ve kaos çıksın diye.
Teröre karşı her tedbir alınıyor. Türkiye'de seçime gidilirken, bir el seçimlere yönelik manipülasyon yapmak istiyor. 1977'de Taksim'de Ecevit'in mitinginde saldırı olacak denildiğinde, seçimlerin sonucunu etkilemiştir. Psikolojik olarak etkileniyor toplum.
Şuanda seçimin ana sorusu nedir; 'HDP, barajı geçecek mi?'. Herkes AK Parti'den, CHP'den ve MHP'den 7 Haziran'da emindi. Şuan seçimin ana sorusu 'AK Parti tek başına iktidar olacak mı?' sorusu.
28 Mayıs'ta üç örgüt anlaştı. Palmira'yı rejim, DAEŞ'e verdi. Rejim, DAEŞ'ten ılımlı muhalefete saldırılmasını istedi. Detaylar var elimizde. DAEŞ, PKK ve Esed rejimi anlaştı."
"PYD'ye yapılan silah yardımı herhangi bir şekilde Türkiye'ye yönelik tehdit halini alırsa bir an dahi tereddüt etmeyiz. PYD'yi masum olduğu için vurmamış değiliz, gerekirse vururuz, Türkiye'nin güvenliği ne gerektirirse onu yaparız".
"Şimdi Amerikalılara da verdiğimiz mesaj çok açıktır. Amerikalılara ve bütün müttefiklere ve Rusya'ya, Türkiye sınırlarına yakın bir yerde, PYD'ye yapılan silah yardımı, herhangi bir şekilde Türkiye'ye yönelik tehdit halini alırsa ve PYD de PKK gibi sızmalarla veya silah aktarımıyla Türkiye'ye zarar vermeye başlarsa hiç tereddüt etmeyiz, bir an dahi tereddüt etmeyiz. Eğer PYD Irak'a geçerek Irak üzerinden Türkiye'ye girmek suretiyle bir şeye kalkışırsa, yine tereddüt etmeyiz."
"Samimilerse çok kolay, bırakacaklar silahlarını. O zaman PYD'yi başka bir denkleme alırız. Ama PYD, PKK ile bu kadar iç içeyken ve PKK Türkiye'ye saldırırken, bakın Türkiye'de terör yaparak demiyorum, Türkiye'ye saldırırken, müttefik bir ülkenin ya da dost ve komşu bir ülkenin Rusya gibi PYD'ye verdiği silahları kimse meşru kılamaz. Eğer meşru kılınması gereken bir şey varsa o zaman PYD'ye yardım edilmesin, Özgür Suriye Ordusu'na yardım edilsin, Özgür Suriye Ordusu içindeki Kürt tugaylarına, taburlarına yardım edilsin. Onlar gelsinler. Türkiye'ye saldırmayan müzahir bir yapı olarak yanımızda, başımızda bulunsunlar ama kimse ikili bir oyuna kalkışmasın. Kimse Türkiye'yi bu yolla içeride ve dışarıda tedirgin ederek, Türkiye'nin istikrarını tehdit altına alabileceğini düşünmesin."
"Yeni bir güvenlik konseptine geçeceğiz. Terör örgütünün bilemeyeceği önlemler alınacak. Emniyet müdürleri soruşturmanın selameti açısında açığa alındı. Bir sorumluluk varsa ben dahil hukuk önünde hepimiz hesap veririz"