Işık: Onlar Türkiye'yi hâlâ eski Türkiye zannediyorlar
Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Almanya'nın tutumunu eleştirerek,'Almanya üzerinde genelde de Batı devletlerinde Türkiye'deki değişimi okuyamama gibi bir problem var. Onlar Türkiye'yi hala eski Türkiye zannediyorlar' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2017-08-22 18:56:42

Güncelleme Tarihi: 2017-08-22 18:56:42


Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, çeşitli ziyaretler için geldiğini Bilecik'te ilk olarak geçtiğimiz ay Bilecik Valiliği görevine atanan Tahir Büyükakın'ı ziyaret etti. Burada Valilik Şeref Defterini imzalayan Işık daha sonra valilik makamında Vali Tahir Büyükakın, AK Parti Bilecik Milletvekili Halil Eldemir, Bilecik Belediye Başkan Vekili Nihat Can, AK Parti Bilecik İl Başkanı Fikret Karabıyık ve protokol üyeleriyle bir araya geldi. Bilecik'in Osmanlı tarihinde büyük bir rol oynadığı anlatan Işık, "Bilecik bizim milli değerlerimin hayata geçtiği en önemli merkezlerden bir tanesi. 400 çadırlık bir beylikten bir cihan devletine yürüyüşün başlangıç noktası. Sadece beldeler, ilçeler fethetmek değil oraya adaleti ve medeniyeti götürmek Osmanlının en temel düsturuydu. o düsturun yeşerdiği geliştiği topraklar Bilecik toprakları. Bilecik sadece kuruluş ve dirilişin şehri değil aynı zamanda kurtuluşunda önemli merkezlerinden bir tanesi. Bizim medeniyet değerlerimizi bütün Osmanlı coğrafyasına hakim olmasının manevi mimarlarından bir tanesi de Şeyh Edebali Hazretleri. Bugün hem Şeyh Edebali Hazretlerini ziyaret edelim, hem de Bilecik'e yeni atanan valimiz Tahir Büyükakın beye bir hayırlı olsun ziyaretinde bulunalım dedik" dedi.

"ALMANYA BU ÇİFTE STANDARTTAN VAZGEÇMEK ZORUNDADIR"

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Almanya'nın tutumunu eleştirerek, "Maalesef Almanya üzerinde genelde de Batı devletlerinde Türkiye'deki değişimi okuyamama gibi bir problem var. Onlar hala Türkiye'yi eski Türkiye zannediyorlar. Bir ayar verdiğimizde hemen hizaya gelir, aman efendim kusura bakmayın der, biz hata ettik der, en haklı olduğu konuda bile aman ha Almanya ile takışmayalım, aman ha bir sıkıntı olmasın gibi bir anlayışın Türkiye'de devam ettiğini zannediyorlar ama bunda yanıldıklarının farkındalar. Biz Türkiye olarak elbette Almanya ile ilişkilere önem veriyoruz ama bu ilişkilere önem verirken Türkiye'nin egemenlik haklarında ve bir egemen ülkeye yapılması gereken muamelenin Türkiye'ye yapılmasını da bekleme hakkımız var. Bu yapılmadığı zamanda verdiğimiz tepkiyi onların başka bir yere çekmesini de kesinlikle kabul etmiyoruz. Bakınız Almanya Şansölyesi Sayın Merkel, 'Biz Türkiye'de Erdoğan karşıtlarını cesaretlendirmeliyiz' dediği zaman bu Türkiye'nin iç siyasetine müdahale olmuyor ama Sayın Cumhurbaşkanımız 'Almanya'daki Türk düşmanı partilere oy vermeyin' dediği zaman bu hemen siyasete müdahale oluyor. Bunu anlamak mümkün mü? Eğer karşılıklı saygı olacaksa önce siz 'Türkiye'deki Erdoğan karşıtlarını biz desteklemeliyiz' gibi bir ifadeyi Türkiye'nin iç siyasetine saygısızlık olarak görmelisiniz ondan sonra karşıdan saygı beklemelisiniz. Bu tam bir çifte standarttır. Yine aynı şekilde biliyorsunuz Türkiye'de darbeye teşebbüs etmiş açıkça ihanet içerisinde bulunmuş askerler ve bazı siviller. Artık askerler de demiyoruz onlara, eski askerler, Almanya'dan siyasi sığınma talebinde bulunmuş. Türkiye bunları istediği zaman, 'Efendim bizde yargı bağımsızdır' ama Türkiye'de bir espiyonaj faaliyetinden dolayı tutuklanan bir gazeteci kılığındaki kişi ile ilgili talepte bulunulduğu zaman Türkiye'de yargının bağımsızlığını hiç akıllarına getirmiyorlar ve Türkiye'ye güya baskı uygulamaya çalışıyorlar. Bunların tamamı çifte standarttır. Almanya bu çifte standarttan vazgeçmek zorundadır. Türkiye ile Almanya'nın köklü ilişkileri var. Tarihi yüzyıllara dayanan köklü ilişkileri var. Bu köklü ilişkilerini gelecekte de sağlıklı olarak devam etmesinin ön şartı karşılıklı saygı ve egemenlik haklarına gösterilecek titiz bir saygıdır.Dolayısı ile bu olursa Türkiye ve Almanya ilişkileri zedelenmeden yoluna devam eder ama o eski müsteşlik yaklaşımı ile buyurgan yaklaşımı ile Türkiye'ye davranmalarının kesinlikle Türkiye'nin kabul etme durumu yok. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konudaki tavrını da hepiniz biliyorsunuz" diye konuştu.

"2025'TEN İTİBAREN ARTIK BAZI ÜLKELER İÇTEN YANMALI MOTORLARI YASAKLAYACAK"

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, otomotiv endüstrisinin büyük bir dönüşüm içerisinde olduğunu anlatarak, "Artık dünyada içten yanmalı motorların yerine elektrikli araçların aldığı bir süreç yaşanıyor. Elektrikli otomobillerin her gün hayatımıza girdiği bir dönemdeyiz. 2025 yıllarından itibaren artık bazı ülkeler içten yanmalı motorlar yani; benzinli ve dizel motorlu araçları yasaklayacaklarını şimdiden duyurdular. Şehir içerisindeki hava kirliliği, emisyon değerlerinin yüksekliği artık bu tip tedbirlerinin daha da artarak hayata geçeceğini gösteriyor. Onun için benim Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığım döneminde başlattığım elektrikli yerli otomobil projesi tüm bu saydıklarımdan yola çıkarak hazırlanmış bir projeydi. Şimdi projenin yatırım aşamasına gelmiş olması özel sektör marifetiyle yatırıma dönüşmüş olması Türkiye için büyük bir kazanım olacak. Detayları şu an Sayın Bakanımız biliyor tabi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile birlikte bir çalışma yaptıklarını biliyorum" ifadelerine yer verdi.

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık'a konuşmasının ardından Bilecik Valisi Tahir Büyükakın hediye takdim etti. Ardından AK Parti Bilecik İl Başkanlığına geçen Işık, son olarak Şeyh Edebali Türbesi'ni ziyaret ederek, Bursa'daki programı için ketten ayrılacak.