Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'deki terör olaylarının, Türkiye'nin Cerablus operasyonu ile birlikte artmasının dikkat çekici olduğunu belirten Kamalak, şöyle devam etti:
"Biz, Saadet Partisi olarak, Türkiye'nin güvenliğini, Suriye'nin bütünlüğünü sağlamaya yönelik her türlü operasyonu destekleriz. Bölgenin huzur ve barışını yeniden tesis etmeye yönelik her türlü girişimin arkasındayız. Ordumuzun muvaffakiyeti için dua ediyoruz. Ancak bütün bunları yaparken oyuna da gelmemeliyiz. Türkiye'nin bir bataklığın içine çekilmesine izin vermemeliyiz.
ABD ve koalisyon güçlerinin plan ve yönlendirmeleriyle değil, kendi inisiyatif ve irademizle hareket etmeliyiz. Çünkü başkasının oyununa göre oyun kuranlar mücadeleyi baştan kaybetmeye mahkumdurlar. ABD'nin ve onun emrinde olan NATO'nun bölgedeki hedefi bellidir. Bunu ABD yönetimi, 'Büyük Ortadoğu Projesi' olarak açıkça deklare etmiştir. IŞİD, PYD, PKK, YPG hepsi İslam coğrafyasının parçalanmasına ve Büyük İsrail Devleti'nin kurulmasına hizmet eden taşeronlardır. ABD'nin destek ve yönlendirmesi ne Türkiye'nin ne de İslam dünyasının hayrına netice vermez."
"Haçlı zihniyeti en sinsi oyunlarını oynuyor"
Ülke olarak çok hassas ve kritik bir süreçten geçildiğine işaret eden Kamalak, "Hem içeriden hem dışarıdan bizi karıştırmaya çalışıyorlar. Bu çerçevede CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu'na yönelik Artvin'de yapılan suikast girişimini bir kez daha bütün nefretimizle lanetliyor, Sayın Kılıçdaroğlu'na bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz." ifadesini kullandı.
Kamalak, hem devlet hem de millet olarak çok dikkatli olunmasını isteyerek, "Çünkü milletimizi mertçe yenemeyeceğini defalarca tecrübe eden haçlı zihniyeti, son dönemde en sinsi ve en kirli oyunlarını sahneye koyuyor." diye konuştu.
Yeni başlangıç
Bu noktada 15 Temmuz darbe kalkışmasının başarısız kılınmasının, milli birlik ruhu adına yeni bir başlangıç fırsatı ortaya koyduğunu vurgulayan Kamalak, "Bu iklimi daha da güçlendirecek bir üslup ve yaklaşım ortaya koymalı, toplumda gereksiz alınganlık ve kamplaşmalara neden olacak yaklaşımlardan hassasiyetle kaçınmalıyız." görüşüne yer verdi.