Milli Gazete'de yer alan habere göre; Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, gündeme ilişkin açıklamalarda İran ve Suudi Arabistan arasında yaşanan gerginliğe değinerek, Türkiye'nin arabulucu olması gerektiğinin altını çizdi.
TÜRKİYE, İRAN VE ARABİSTAN ARASINDA ARABULUCU OLMALI
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, haftalık olağan basın toplantısında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Partisinin Genel Merkez binasında düzenlenen toplantıda konuşan Kamalak, etnik ve mezhepsel temelli çatışmalar neticesinde Büyük İsrail Projesinin projesinin her geçen gün ilerlediğini belirterek, uyarılarda bulundu. Siyasi iktidarın ‘Başkanlık Sistemi' adıyla milleti oyalamaktan öteye geçemediğine de değinen Kamalak, liderleri terör konusunda bir araya toplanmaları yönünde çağrı da bulundu.
TÜRKİYE, İRAN VE ARABİSTAN ARASINDA ARABULUCU OLMALI
Kamalak, konuşmasının başında etnik ve mezhepsel sıkıntıların her geçen gün arttığının altını çizerek, “İslam coğrafyası, etnik ve mezhep farklılıkları tahrik edilerek daha da bölünmeye çalışılıyor. Kürt, Türk, Şii, Sünni, Arap, Acem denilerek, yeni fay hatları oluşturulmaya gayret ediliyor. Suudi Arabistan ve İran arasında yaşanan idam krizi hiç şüphe yok ki bu sinsi planın bir parçasıdır. Ülkemizde, Kürt-Türk çatışması çıkararak Türkiye'yi parçalamak isteyenlerle, İslam dünyasında Sünni-Şii çatışması çıkararak bölgemizi kan gölüne çevirmek isteyenler aynı planın sahipleridir. Bu plan ırkçı emperyalizmin karanlık odalarında hazırlanmıştır. Amacı da adım adım Büyük İsrail Projesini (BİP) hayata geçirmektir. Bu noktada hem Suudi Arabistan'a, hem de İran'a bir kez daha akl-ı selim ve sağduyu çağrımızı yineliyoruz. Böylesine hassas bir dönemde öfke ve nefretle hareket etmek sadece iki ülke açısından değil tüm İslam coğrafyası açısından telafisi imkânsız zararlara neden olacaktır. Türkiye taraf olmak yerine iki ülke arasında arabuluculuk yapmalıdır. Krizin çözümü, tansiyonun düşmesi için devreye girmeli ve iki ülke arasında sağlıklı bir müzakere ortamının oluşması için çalışmalıdır” çağrısında bulundu.
ÇATIŞMA BİZİ, BATI'NIN ORTAÇAĞ'INA GÖTÜRÜR
Konuşmasında mezhepsel uyarılarını da yineleyen Kamalak, Avrupa'nın Ortaçağ'daki karanlık dönemini örnek gösterdi. Kamalak, “Bölgemizde yaşanacak bir mezhep çatışması İslam dünyasını Batı'nın karanlık çağına, ortaçağına götürecektir. Bu noktada Suudi Arabistan ya da İran tarafından atılacak yanlış bir adım Müslümanların değil, Batı'nın ve Siyonizm'in İslam Coğrafyası üzerindeki karanlık emellerine hizmet etmiş olur. Çünkü Küresel Emperyalizm ve Irkçı Siyonizm kendisinin geliştirdiği ölüm makineleriyle Müslümanları Müslümanlara kırdırmayı planlıyor. İslam'a karşı İslam savaşı çıkarmaya çalışıyor. Hiçbir İslam ülkesi bu oyunu gelmemeli, İslam'a karşı İslam savaşına alet olmamalıdır. Kısacası, iki Müslüman ülke arasındaki bu gerilim bir an evvel düşürülmelidir. Bir an evvel akl-ı selim ve sağduyu devreye girmelidir. Türkiye'ye bu noktada tarihi bir görev düşmektedir. Türkiye bu krizde kesinlikle taraf olmamalı, bugüne kadar dış politikada yaptığı yanlışlara bir yenisini daha eklememelidir. Şunu herkes bilmelidir ki, hiçbir strateji, bir müslümanın tek bir damla kanından daha önemli değildir. İster Arap, ister Acem olsun, ister Sünni ister Şii olsun bir Müslüman'ın felaketi üzerine başka bir Müslüman asla mutluluk inşa edemez” uyarısını yaptı.