Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 7. Olağan Van İl Kongresi'nde konuştu. Karamollaoğlu, Türkiye'nin kuraklığın etkisiyle birçok ürünü ithal edeceğine ilişkin olarak "Bu sene çok daha büyük paralar ödeyerek ihtiyacımızı giderecek ürünleri ithal etmek mecburiyetinde kalacağız. Nasıl ödeyeceğiz? Borç alacağız. Borç alan emir alır, taviz verir" dedi.
"İKTİDAR HAZIRLIKLI OLMAK MECBURİYETİNDE"
Karamollaoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
"Başımız sıkıştığı zaman derdimize derman olacak imkanımız yok. Şu anda Türk Hava Yolları'nın hangarında bekleyen uçaklar var. Ama işin garibi Van'a uçak bileti bulmak dert. İnsanlarımız uçak bileti fiyatlarından şikayet ediyor. Bu gariplikler ülkenin her noktasında var. İktidar imkanı kullanmaktan imtina ediyor. Hasta var, ilaç var ama o ilacı oradan alıp hastaya getirmek olmuyor. Gerçek bu. Van'da meydana gelen sel nedeniyle doğan zararları üzüntüyle karşılıyorum. Her zaman iktidar bunlara karşı önceden tedbir alamayabilir ama hazırlıklı olmak mecburiyetindedir.
"BORÇ ALAN EMİR ALIR"
Dünyada iklimler değişiyor. Çünkü sanayileşmenin getirdiği sıkıntılara karşı tüm dünya tedbir almadı bugüne kadar. Bugün Türkiye'de yağışların yeterli miktarda olmaması ciddi bir dert. Kuraklıktan dolayı ekinlerden aldığımız verim düştü. Zaten çiftçimiz her yerde ekinini yapamıyordu. Bir de kuraklık eklenin de sıkıntı arttı. Bu sene çok daha büyük paralar ödeyerek ihtiyacımızı giderecek ürünleri ithal etmek mecburiyetinde kalacağız. Nasıl ödeyeceğiz? Borç alacağız. Borç alan emir alır, taviz verir.
Dünya çapındaki kuraklığı önleyemezsiniz ama siz memleketinizde suyun daha verimli kullanılmasını sağlayabilirsiniz.
"BU BİR VAHŞET"
Konya'da yaşanan felaketi de şiddetle kınıyorum. Bu bir vahşet. Biz bunun neden meydana geldiğini anlamak ve memleketimizde kardeşliği pekiştirmek mecburiyetindeyiz.
Siyasi parti olmak, ülkenin problemlerini çözmeye talip olmaktır. Siyasete itibar kazanmak için girenler sonunda itibarsızlaşırlar.
Huzurlu yaşamak istiyoruz. Kanunlarla sağlanabilecek hususlar vardır. Ama bir de üslup var. Biz önce siyasiler olarak konuşmasını öğrenmek mecburiyetindeyiz. Bu ülkede yaşayan herkese insanca muamele etmeliyiz. Bu kanunla olacak iş değil, bu tamamen bir davranış.
"BARIŞ VE HUZUR OLMADAN OLMAZ"
Farklılıklarımızı kabul edeceğiz. Senin gibi düşünmeyen, senin gibi inanmayan insanların da güvenliğini sağlamak zorundasın. Barış ve huzur olmadan olmaz.
Bizim şeffaf olma mecburiyetimiz var. Her şeyin hesabını vermek mecburiyetindeyiz.
Üretimle milli gelir artar. Üretime gerekli desteği versek üretim birkaç sene içerisinde milli geliri yükseltir.
Her yerde problem var. Problemler kavga ederek çözülmez.
İşsizlik çok ciddi bir problem. Geçim sıkıntısı var. Adalete ihtiyaç var. İşleyen bir devlet mekanizmasına ihtiyaç var."