Kılıçdaroğlu: 82 milyon insan bir arada huzur içinde yaşamak istiyoruz
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, '82 milyon insan bir arada huzur içinde yaşamak istiyoruz. Kardeşçe, dostça yaşamak istiyoruz. Bizim ülkemizde her kimlikten insan var. Bayrağına, vatanına bağlıysa benim başımın üstünde yeri vardır.' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2019-03-19 09:11:11

Güncelleme Tarihi: 2019-03-19 09:11:11

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, NTV'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

18 Mart Çanakkale Zaferi'nin, bir ulusun dirilişi, bağımsızlığın ve özgürlüğün korunması, milli Kurtuluş Savaşı'nın ön sözü, Mustafa Kemal'in kendisini ilk gösterdiği savaşlardan birisi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bu savaşta İstanbul'un kurtulduğunu ancak 3 yıl sonra düşman güçlerinin tek bir mermi atmadan Dolmabahçe'nin önüne demirlediğini kaydetti.

Bu durumu gören Mustafa Kemal Atatürk'ün "Geldikleri gibi giderler" dediğini ve öyle de olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, Çanakkale'nin her karışında şehitlerin kanı, acısı ve gözyaşının olduğunu, burada güçlü bir destanın yazıldığını ifade etti.

Çanakkale'de o dönemin düşman askerlerinin de yattığını anımsatan Kılıçdaroğlu, Atatürk'ün burada ölen düşman askerleri için "Burada ölen çocuklarınız bizim evlatlarımızdır. Bizim bağrımızda yatıyor" diyerek, bir insanlık dersi verdiğini vurguladı.

"Yerel seçim kampanyalarının nasıl gittiği" sorusuna Kılıçdaroğlu, belediye başkan adaylarının 24 saat çalıştığını, kendisinin de elinden geldiği kadar çalıştığını söyledi.

Kampanyalarının ana unsurunun "mutfaktaki yangın, işsizlik, ekonomik kriz" olduğuna, çalışmalarını büyük ölçüde bu çerçevede götürdüklerine değinen Kılıçdaroğlu, sadece sorunu değil, nasıl çözüleceğini de vatandaşlara anlatmaya çalıştıklarını dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, iki ayaklı bir seçim çalışması yürüttüklerini, bunlardan birincisinin sivil toplum örgütleri, kanaat önderleri, meslek kuruluşlarının başkanları, muhtarlarla küçük toplantılar yapmak, ikincisinin ise mitinglerle doğrudan doğruya vatandaşın ayağına gitmek olduğunu aktardı.

"Niye tamamını yayımlamıyorsun?"

"Kapalı salon toplantıları seçmene ulaşabiliyor mu?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, görüştükleri kişilerin kanaat önderi olduğunu, bunların pek çok kişi ile konuştuğunu anlattı.

"Yeni Zelanda'daki terör saldırısından sonra yaptığınız 'İslam dünyasından kaynaklanan terör bütün dünyadan kaynaklanan terör bütün dünyada farklı yorumlara yol açtı. İslam dünyasının da oturup düşünmesi gerekiyor neden benim ülkemde terör var?' açıklaması ağır tepki aldı. Bununla ilgili ne demek istersiniz?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Bir öncesini de okuyabilir misiniz o açıklamanın. Açıklama bir bütün." yanıtını verdi.

Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"En başta bir, Yeni Zelanda'daki terör olayını kınadım, kınanması gerekiyor. İki, lanetlenmesi gerekiyor. Üç, bunu sadece İslam dünyasının değil, Hristiyan dünyasının da lanetlemesi lazım. Dört, asıl olan bu teröristin yetiştiği atmosferin nasıl oluştuğuna bakılması lazım. Bir makinalı terörist içeri giriyor. Öyle bir terörist ki önceden bilinçli, programlı, insanları nasıl öldürdüğünü kameraya alıyor. Bütün dünyanın bunu izlemesini istiyor vesaire. İslam dünyasında da dünyanın her tarafında da terör olayları var. Dolayısıyla biz bütün bu olayları dikkate alarak, batısı, doğusu, İslam, Hristiyan dünyası neyse bu atmosferin önlenmesi konusunda ortak çaba harcamak zorundayız bütün dünya olarak. O söyleniyor. Oradan bir cümle çıkarıyor Erdoğan, 'İşte Kılıçdaroğlu geldi, şunu söyledi' diye. Eğer yayınlayacaksanız orada niye benim konuşmamın tamamını yayınlamıyorsunuz? Çok kısa, 5 dakika bile sürmüyor. 5 dakika ver, vatandaş da öğrensin benim ne söylediğimi."

"Bay Kemal vatandaşın derdini dile getirdi"

Bunun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın vatandaşa söyleyecek bir şeyinin olmamasından kaynaklandığına işaret eden Kılıçdaroğlu, "İşsizlik dese felaket, 8 milyona yaklaşıyor geniş tanımlı işsizlik. 'Ekonomi' dese, mutfaklarda yangın var. 'Enflasyon' dese, almış başını gidiyor. 'Zam' dese, zamlar var, bugün yine akaryakıta zam geldi. 'Çiftçinin durumu iyi' dese, çiftçinin durumu felaket, hacizli, borç batağında. 'Esnaf' dese, doğru dürüst siftah yapamıyor. Erdoğan ne diyecek?" şeklinde konuştu.

"Erdoğan'ın tek konusu benim, 'Bay Kemal, Bay Kemal ne yaptı?' Bay Kemal sadece ve sadece vatandaşın derdini dile getirdi, bundan rahatsız. Rahatsız olduğunu biliyorum ama birisinin bu ülkenin sorunlarını dillendirmesi lazım." diyen Kılıçdaroğlu, işsiz iki kişiden birinin TBMM duvarının dibinde kendini yaktığını, diğerinin ise çatısına çıktığını söyledi.

"Şunu merak ediyorum, 17 yıldır bu ülkeyi yöneten bir insan nasıl oldu da 17 yılın sonunda 82 milyonu soğan kuyruğuna sokuyor?" diye soran Kılıçdaroğlu, ekonomik krizden nasıl çıkılacağı konusunda 13 maddelik bir açıklama yaptığını, iktidarın bununla ilgili bir şeyler söylemek yerine kendilerini "teröristlikle, bir şey bilmemekle" suçladığını ifade etti.

Ekonomide yaşanan sorunun çözülemeyeceğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Mümkün değil çözemez. Ekonomi nedir bilmiyor. Nereye, ne yapacağını bilmiyor. Türkiye ekonomisini, devasa bir ekonomiyi, Hazineyi damada teslim ediyorsun, ondan sonra 'ben ülkeyi yönetiyorum' diyorsun. Ülkeyi yönetemezler. Ülke bir kaosa doğru gidiyor. Türkiye freni patlamış bir kamyon gibi yokuş aşağı gidiyor. Ne olacağını yarın kimse bilmiyor." diye konuştu.

"Teröristin istediği neydi"

"Yeni Zelanda'daki saldırı konusunda yaptığınız açıklamaya itiraz 'İslam dünyası ve terör neden aynı cümle içinde geçiyor?' şeklinde geliyor. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, terör olayını yaratan atmosferin dünyada sonlandırılmasını istediğini, bu konuda Batılı ülkeleri de suçlayarak "Sizin, İslam karşıtı söylemleriniz ve olaylara ırk temelli yaklaşımınız böyle bir atmosferin doğmasına yol açıyor" dediğini aktardı.

Erdoğan'ın bunu söylemediğini, bu konuşmasını miting meydanlarında yayımlamadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, bunun, iç politikada kullanılacak bir malzeme olmadığını vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Kalktı ne yaptı? O terörist, alnına bağladığı kamerayla insanları nasıl öldürdüğünü kayda alıyor ve bütün dünyanın bunu görmesini istiyor. Erdoğan ne yaptı? O teröriste yardım ve yataklık yaptı. Teröristin istediği neydi? 'Benim yaptığım katliamı bütün herkes görsün.' Kim gösteriyor miting meydanlarında? Erdoğan. Erdoğan, o cinayetleri, teröristin insanları katletmesini kendi torunlarına gösterebilir mi? Sarayda oturup onu seyredebilir mi? Acaba her kahvaltıdan sonra onu mu seyrediyor? İnsanda biraz insanlık olur, insanda biraz vicdan olur. Ölen insanlar oraya gelip ibadetlerini yapan tertemiz insanlar ve sen bu insanların nasıl katledildiğini miting meydanlarında gösteriyorsun. Bu, insanlık mıdır? Dünyanın her tarafında yasaklandı, bizde de eğer Erdoğan göstermeseydi RTÜK de diğer bütün kanallar da bunu gösteremezdi. Siz kalkıyorsunuz gösteriyorsunuz. Terörist neyi istiyor? 'İnsanları nasıl öldürdüğümü dünya görsün.' Kim ona hizmet ediyor? Erdoğan hizmet ediyor. Nasıl öldürüldüklerini gösteriyor herkese. Şimdi o tutuklanan terörist herhalde Erdoğan'a teşekkür ediyordur, 'Benim yaptığım terör eylemini, Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan sözde zat, 81 milyona gösteriyor.' Aklın alacağı bir şey değil. Aklın, vicdanın alacağı bir şey değil. İnsan biraz utanır."

"Teröre ortaklaşa karşı çıkılmalı"

Hollanda'da da bugün silahlı bir saldırı gerçekleştiğinin anımsatıldığı Kılıçdaroğlu, "Terör kimden ve nereden gelirse gelsin, teröre karşı çıkmak zorundayız. Teröristin kimliğinin hiçbir önemi yoktur. Rahmetli Mumcu derdi, 'Katil katildir, katilin sağcısı, solcusu olmaz.' Terörist, teröristtir. Teröristin 'a-b' kimliğine sahip olması, şu veya bu ülkenin vatandaşı olmasının hiçbir önemi yoktur." karşılığını verdi.

Teröre bütün dünyanın ortaklaşa karşı çıkması gerektiğini, bunun bir insanlık suçu olduğunu yineleyen Kılıçdaroğlu, masum insanların öldürülmesine dünyanın izin vermemesi gerektiğini vurguladı.

Bu teröristleri yetiştiren ortamın yok edilmesi gerektiğine ifade eden Kılıçdaroğlu, bunu yok etmek için dünyanın bütün politikacılarının, kanaat önderlerinin, düşünce insanlarının nefret söyleminde bulunmaması gerektiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, nefret söyleminin dünya gelinde politikacılarla yaygınlaşırsa terörün, teröristlerin çıkacağını, masum insanların katledileceğini ifade etti.

"BM çalışmalar yapabilir"

Kılıçdaroğlu, saldırıda ölenlere rahmet, yaralılara şifa dilemenin yetmediğini, benzer olayların bir daha olmamasının sağlanması gerektiğini vurgulayarak, gerekirse Birleşmiş Milletler'in (BM) nefret dili konusunda daha ciddi çalışmalar yapabileceğini dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, masum insanların öldürülmesini hiçbir vicdanın kabul etmeyeceğini vurguladı.

"HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli'nin açıklamaları, iktidar tarafından 'gizli bir ittifakın gün yüzüne çıkması' şeklinde değerlendiriliyor. Temelli'nin açıklamalarını duyduğunuzda ne hissettiniz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, açıklamayı dinlemediğini ancak gazetelerden okuduğunu kaydetti.

Bir siyasi partinin eş genel başkanının yaptığı açıklamanın kendilerini ilgilendirmediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, her seçmenin oyunu istediklerini, bu yüzden "sandıkta ittifak" dediklerini belirtti.

Kılıçdaroğlu, bu kapsamda en çok da AK Partili ve ülkücü-milliyetçi seçmenlere hitap ettiğine değinerek, "Hiçbir vatandaşın oyu, bir partinin siyasi ipoteği altında değildir. Sonuçta insanlar sandığa gidecek, oylarını kullanacaklardır. CHP, herkesin oyuna taliptir." dedi.

"Yazık günahtır bu memlekete"

"Hükümet vergi alırken vatandaşlar arasında ayrım yapıyor mu? Herkes vergi ödüyor. Herkes oy kullanacak. Herkes oy kullanacaksa bir siyasi parti herkesin oyuna taliptir. Biz de herkesin oyuna talibiz." diyen Kılıçdaroğlu, şunları ifade etti:

"Eğer etnik kimlik üzerinden bir siyaset güdülüyorsa 'Kürtlerin oyu kabul edilemez, çünkü Kürtlerin tamamı teröristtir' diye söylüyorsa Erdoğan, ülkesine ihanet ediyor demektir. Ne demek? Kimlik üzerinden politika mı yapılır Allah aşkına? 82 milyon insan bir arada huzur içinde yaşamak istiyoruz. Kardeşçe, dostça yaşamak istiyoruz. Bizim ülkemizde her kimlikten insan var. Bayrağına, vatanına bağlıysa benim başımın üstünde yeri vardır. Nokta. Ben onun yaptığı gibi siyaset yapmam, ben onun yaptığı gibi insanları ayırmam, kutuplaştırmam, germem. Bu ülkenin taşında, toprağında Yunus'un, Mevlana'nın sözleri var. Bunları tamamen unuttuk."

Her şeyin insafsızca kullanıldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Yazık günahtır bu memlekete. Yeni Zelanda'da terörist kalkar nasıl insanları katlettiğini filme alır, sen kalkarsın o teröriste hizmet edersin, o filmi getirirsin seçim meydanlarında gösterirsin. Aklın alacağı şey değil. Götür sarayda ailecek seyredin günün 24 saati, eğer ondan zevk alıyorsan. Bir insanın öldürülmesinden nasıl insanlar zevk alır? Bu acımasız bir şey değil midir?" diye konuştu.

"Toplumun yarısı düşman oldu"

Hitler döneminde telle boğulan muhaliflerin filme alınıp Hitler'e izletildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bu, insanlık mı? Ayrışma değil, beraber birlikte. Kimliği Türk olur, Kürt olur, Laz, Çerkez, Roman, Arnavut, Boşnak olur, biz hepimiz büyük Türk milletini oluşturuyoruz. Biz hepimiz Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni oluşturuyoruz. Biz hepimiz bayrağımızın altında huzur içinde yaşamak istiyoruz. Huzursuzluk kaynağı kim? Beyefendi. Toplumu bölüyor, ayrıştırıyor. Toplumun yarısı düşman oldu. Pazarcı esnafını 'terörist' diye suçladı. Hal esnafı, diğer esnaf 'terörist' oldu. Onun gözünde kendisine oy vermeyen herkes terörist. Nereden çıktı bu? Nasıl oldu bu? Hangi siyasi anlayıştır? Hangi vicdani, dini, kültürel anlayıştır? Ben bunları anlamış değilim."

"Eğer teröristse tutuklasınlar"

Antalya'da CHP'den belediye meclis üyesi adayı olan Abdülbaki Karaağaç'ın BDP il başkanlığı yaptığının hatırlatılıp bu konudaki eleştirilerin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Belediye meclis üyemiz olabilir. CHP'ye gelmiştir. Vatan haini mi bu? Eğer teröristse tutuklasınlar. Benim bildiğim bütün dünyada bir insanın suçlu olup olmadığına hakimler karar verir. Bu beyefendiye bu yetkiyi kim verdi? Ona bakarsanız kendisinin belediye başkan adayı doğuda, ismini vermek istemiyorum çünkü hiç kimseyi suçlamak istemem. Kardeşi bilmem ne yapmış, yeğeni bilmem ne yapmış. İnsanları bu kadar karalamak yazıktır, günahtır. Babası yapabilir, amcası yapabilir, yeğeni yapabilir ama adam masum bir insandır. Bu adam suçluysa buyursunlar bu ülkenin sözde adaleti var, savcısı var, emniyeti var, milli istihbaratı var. 

Bu adam elini kolunu sallayarak geziyor. Adam, 'Ben CHP'li olmak istiyorum, ben CHP'de hizmet etmek istiyorum.' diyor, olmaz mı, olabilir. Bizim belediye meclis üyemiz. Ben Erdoğan'a şunu sormak isterim: Fettah Tamince niye geziyor ortalıkta? 17/25'ten sonra Pensilvanya'ya gitti. 17/25'ten sonra Bank Asya'ya para yatırdılar. Niye yanında gezdiriyor? Kendi avukatları Fettah Tamince'yi niye savunuyor? İstanbul'daki Atatürk Kültür Merkezini Fettah Tamince'ye nasıl veriyor?"

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli'nin destek açıklamaları ve HDP'nin desteğiyle ilgili bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, şu karşılığı verdi:

"Biz herkesin oyuna talibiz. Erdoğan da 'İstanbul'da Ekrem İmamoğlu'na destek veririz.' açıklaması yapsa çok memnun olurum. Sayın Bahçeli de 'Ankara'da Mansur Yavaş'a her türlü desteği vereceğiz.' dese çok memnun olurum. Biz vatandaşlarımız arasında ayrım yapmayız. Seçme ve seçilme hakkına sahip olan birisi, Yüksek Seçim Kurulu tarafından seçim listelerinde adı yazılı birisi gelecek CHP'ye oy verecek, ben 'Bir dakika dur, sen bana oy veremezsin.' diyemem. Böyle saçma şey olur mu?"

"Arkadan dolanıp çelme takmak siyasetin gündeminde olmamalı"

Kılıçdaroğlu, partisinin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş ile ilgili iddiaların anımsatılıp bu iddialardan haberdar olup olmadığının sorulması üzerine şunları kaydetti: 

"Bunlar uzun süre sağda solda yazılıp duruyor, kimsenin de ciddiye aldığı bir şey yok. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, kalktı 'acaba Mansur Yavaş'ın önünü nasıl keseriz' diye açıklama yaptı. Bütün televizyon kanalları bunu canlı verdi. 'Saygın bir iş adamı bu iddialarda bulunuyor.' diyerek. Ertesi gün Mansur Yavaş basın toplantısı yaptı, o saygın kanalların hiçbiri Mansur Yavaş'ı canlı vermedi. Niye vermedi? Niye bu çifte standart? İktidardan mı korkuyorlar, versinler. İddiayı verilebilir mi verilebilirler elbette haber ama o iddianın cevabı var. Cevabı da vereceksiniz. Vatandaş cevabı da duymak istiyor. Ona gelince vermiyor. Sonra 'saygın' dedikleri iş adamının çocuk tacizcisi olduğu, şizofren olduğu çıktı ortaya. Mesele bu kadar basit. Duvarlara Kürtçe sloganlar yazanların kimliklerini tespit ettik. AK Partililer. Niçin? Algıyı değiştirmek için, Mansur Yavaş'a oy verilmesin diye. Bunun adı en hafif deyimiyle ahlaksızlık değil mi? Rekabetse buyrun rekabet. Arkadan dolanıp çelmek takmak siyasetin gündeminde olmamalı."

İddiaların ayrıntılarını bilmediğini belirten Kılıçdaroğlu'na, "Bu kadar tartışılan bir konu dikkatinizi çekmedi mi?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Bunları hiç ciddiye almadık ki. Ciddiye alınacak bir şey değil. Mansur Yavaş uzun yıllar Beypazarı belediye başkanlığı yaptı. Beypazarı'nda oldukça parlak bir belediye başkanlığı süreci var. Mal varlığını açıkladı zaten. Dolayısıyla temiz bir insan. Bir insanı yenecekseniz yüzüne karşı konuşacaksınız. Yavaş, 'Televizyona buyur gel tartışalım.' dedi. O ise 'Cumhurbaşkanı'ndan izin alırsam çıkarım.' dedi. Sevgili Özhaseki sen Ankara'yı nasıl yöneteceksin? Çıkıp televizyona konuşamıyorsan, sen Ankara'yı yönetemezsin zaten. Ankara'yı da bilmiyor zaten. Bırakın Kızılay'a, sorun 'Bala nerededir?' bilmez. Nereden bilecek adamcağız, haberi bile yoktur." diye konuştu.

"Elbette biz de zaman zaman oturup öz eleştiri yapıyoruz"

İYİ Parti ile ittifak kapsamında yarın Antalya'da da ortak bir miting düzenleyeceklerini bildiren Kılıçdaroğlu, CHP olarak Antalya, Adana, Bursa ve Mersin'e daha da yoğunlaşacaklarına değindi.

CHP'nin Ataşehir Belediye Başkan adayı Battal İlgezdi'nin partiyi eleştiren açıklamalarının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Kendisiyle konuşmadım. Aktarıldı, elbette biz de zaman zaman oturup öz eleştiri yapıyoruz. Ben de seçim meydanlarında da diğer mekanlarda da vatandaşlarla konuşurken, mesela Sason'a gittiğimde orada 'Oyumuz düşük, kabahat sizde değil kabahat bizde.' dedim. 'Oysa gelmeliydik, çayınızı içmeliydik, derdinizi dinlemeliydik.' dedim... Ben izlemedim ama büyük bir ihtimalle de Battal Bey, böyle gelen bir soruya karşılık böyle bir yanıt vermiş olabilir." dedi.

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bir numaralı sorununun ülkenin üretimden koparılması olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

"Türkiye tarımda da sanayide de üretimden koparıldı. Üniversitede de bilgi üretmekten koparıldı. Sanattan, kültürden koparıldı. Bu alanlarda giderek yoksullaşan bir Türkiye kimliği çıktı ortaya. Neden? İran üniversitelerinin ürettiği bilgi sayısı Türk üniversitelerini geçiyor? Ne oldu da saman ithal eder hale geldik. Sadece 2018'de Yunanistan'dan 115 milyon dolarlık pamuk aldık. Türkiye'de pamuk ekecek alan mı kalmadı? Aynı Yunanistan'dan 28 milyon dolarlık buğday aldık, aynı Yunanistan'dan 13 milyon dolarlık tütün aldık. Ne hale geldik."

"Atatürk'ü sadece ben değil herkes sevmeli"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İzmir mitinginde CHP'nin Atatürk'ü istismar ettiği yönündeki eleştirilerini Kılıçdaroğlu, şu şekilde yanıtladı:

"Ne yapmışız da Atatürk'ü istismar etmişiz merak ediyorum. Atatürk'ün ilkelerine bağlıyız, bir sorunumuz yok. Günün 24 saati 'Atatürk' demiyoruz. Atatürk sadece bizim değerimiz değil 82 milyonun değeridir. Bu ülkenin ortak değeridir. Atatürk'ü sadece ben değil herkes sevmeli."

Bütün dünyanın saygı duyduğu bir lider olan Atatürk'ün ülke için önemine değinen Kılıçdaroğlu, Atatürk'ü herkesin sahiplenmesi gerektiğine vurgu yaptı. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Beni üzen ne biliyor musunuz? Diyanet İşleri Başkanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı aynı tarihte kurulmuştur. Bugün 18 Mart Çanakkale Savaşı, Atatürk'ün en büyük başarılarından birini elde ettiği bir tarihtir, aynı zamanda şehitleri anma günüdür. Diyanet açıklama yaptı, içinde Atatürk yok. Niye yok? İnsana saygı olur. Hadi hiç sevmiyorsun diyelim, Diyanet İşleri Başkanlığını kurdu. Bari en azından, bu teşkilatı kuran kişiye de 'Allah rahmet eylesin.' de. Bu kin, öfke nedir? Din üzerinden kin, öfke duyulur mu?"

"Herkesin oyuna saygı duyarız"

"MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'İzmir'i çantada keklik görüyorlar, kimsenin arka bahçesi değil.' dedi. Siz İzmir'i çantada keklik olarak mı görüyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, hiçbir yeri çantada keklik olarak görmediklerinin altını çizdi.

Bu tanımı yapmanın vatandaşa saygısızlık olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Onlar çantada keklik görüyorlar. Biz hiç kimseye 'Neden o partiye oy verdin.' diye suçlama yapmayız. Herkesin oyuna saygı duyarız." diye konuştu.

"CHP İstanbul'u, Ankara'yı alırsa sistem tartışması başlatır mısınız? Erken seçim çağrısı yapar mısınız?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmede bulundu:

"Ankara'yı, İstanbul'u, Adana'yı, Mersin'i, Bursa'yı alacağız. Halkın iradesiyle alacağız. Bu aynı zamanda bütün dünyaya bütün baskılara rağmen halk demokrasiye sahip çıktı algısını güçlendirecektir. Biz özel bir tartışma alanı yaratma niyetinde değiliz. Niye özel tartışma yapalım ki? Yerel seçim yapıyoruz, cumhurbaşkanı, milletvekili seçmiyoruz. Seçtiğimiz muhtar, belediye meclis üyesi, il genel meclis üyesi, belediye başkanı, büyükşehir belediye başkanı. Bu genel seçim değil ki. Onlar ne yaparlar ben onu bilmiyorum. Türkiye'nin bu kadar derdi var. İnsanlar seçimden yoruldu artık. Belediye başkanlarını seçeceğiz, bu belediye başkanları iyi hizmet ediyorlarsa başımızın üstünde... Bütün mesele bu, gerginliği yaratan ben değilim onlar gerginlik yaratıyorlar."

"Suriyeliler birinci sınıf, bizimkiler de ikinci sınıf vatandaş"

Ülkenin iyi yönetilmediğini savunan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin kalkınma planı olmadığını belirtti.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Ülke ne halde biliyor musunuz? Londra'daki bir avuç tefeciye teslim edilen bir Türkiye var. Son 16 yılda Londra'daki bir avuç tefeciye ödenen faiz 149 milyar dolar. 149 milyar dolarla ikinci Türkiye inşa edilirdi. Suriyelilere 35 milyar dolar verdiler. Erdoğan diyor ki, '35 milyar dolar verdik ama bu bütçeye yük olmadı.' Formülü açıkla da sana Nobel ödülü versinler. 35 milyar doları nereden ödedin? Borç alıp ödediysen o borcu biz ödeyeceğiz. 'Benim 35 milyar dolarlık mal varlığım var, bunu Suriyelilere verdim.' diyorsa ona hiçbir itirazım yok ama 35 milyar dolar harcadıysan bu ülkede tüyü bitmemiş yetimin hakkını verdin sen ona. Bizim ülkemizde Suriyeliler birinci sınıf vatandaş, bizimkiler de ikinci sınıf vatandaş." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin Suriye ile süratle masaya oturup konuşması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, devletler arasında düşmanlığın ilelebet devam etmeyeceğini, diplomatik ilişkiler kurulup barışılması gerektiğini söyledi.

"Son ana kadar kapı kapı, köy köy gezeceksiniz"

Her gittiği yerde provokasyonlara gelinmemesi uyarısında bulunduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, örgütlerini rehavete kapılmamaları konusunda da uyardıklarını vurguladı. 

Kılıçdaroğlu, "'Efendim, anket geldi, çok başarılı'. Bırakın anketleri. Gideceksiniz son ana kadar kapı kapı, köy köy gezeceksiniz, anlatacaksınız. Derdi anlatacaksınız, çözümü de anlatacaksınız." dedi.

"İstanbul'u, Ankara'yı, Bursa'yı, Mersin'i, Adana'yı, başka illeri de alacağız.' diyorsunuz. Olur da eğer bu hedefler gerçekleşmezse bir başarısızlık olarak nitelendirilebilir. Kendi adınıza bir tasarrufunuz olur mu?" sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, "Hayır, başaracağız çünkü. Türkiye'nin başarıya ihtiyacı var, rahat bir nefes almaya ihtiyacı var. Türkiye'de evlerde yangın var, bunun söndürülmeye ihtiyacı var. Vatadaş niçin, nasıl oy kullanacağını iyi biliyor." diye konuştu.

"Televizyonlarda seçimin ertesi günü partileri temsil eden renklerle harita yaparız. O haritaya göre CHP'nin kıyılarda varlık gösterebildiğini görüyoruz. İddianız 1 Nisan'da bu haritanın değişeceği yönünde mi?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Orta Anadolu'da da, Doğu Anadolu'da da olacak. Güzel yerlerde olacak." dedi.

Seçim güvenliği konusunda ise Kılıçdaroğlu, örgütlerini oluşturduklarını, pilot uygulamaları yaptıklarını ve bunların başarılı olduğunu söyledi.

Her okulda bir avukatın görev yapacağı bilgisini veren Kemal Kılıçdaroğlu, güçlü bir bilgisayar altyapılarının bulunduğunu bildirdi.