Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Serpil Çevikcan ve gazeteci Mehmet Tezkan'a konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, "Yine aynı tablo çıkarsa Ak Parti ile masaya oturur musunuz?" sorusu üzerine "Bizim önceliğimiz Türkiye'nin çıkarları'' dedi.
Kılıçdaroğlu, Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'in MHP'nin kararının dışına çıkarak seçim hükümetinde yer alma teklifini kabul etmesiyle ilgili olarak ise "Bir partiden seçilen milletvekilinin, parti disiplinine partinin aldığı kararlara uyması lazım, siyasi ahlak bunu gerektirir" ifadelerini kullandı.
Serpil Çevikcan'ın Milliyet gazetesinde, "Ağız dalaşı istemiyoruz" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 1 Kasım seçimlerinin sonucunda yeniden koalisyonu zorunlu kılan bir tablo ortaya çıkması halinde önceliklerinin Türkiye'nin çıkarları olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, "Ne zamandır bir ağız dalaşı, bir kavgadır gidiyor. Biz ağız dalaşı, kavga istemiyoruz. Zaten Türkiye'de yeteri kadar kavga var. Seçim kampanyamızda da var olan sorunları nasıl çözeceğimizi halka anlatacağız" dedi.
CHP lideri, iktidara gelmeleri halinde Kürt sorununu bir iktidar döneminde çözebileceklerini belirterek ‘Çözemezsek de gideriz' ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu, seçim kampanyasında, emekliye iki maaş ikramiye benzeri yeni sürprizleri olacağını da söyledi. CHP lideri, Genelkurmay'a, şehit kardeşinin cenaze törenindeki sözleri nedeniyle hakkında soruşturma açılan Yarbay Mehmet Alkan'a sahip çıkması çağrısında bulundu. Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:
CHP'YE İHTİYAÇ VAR
Seçim kampanyamızda Türkiye'nin gündemine paralel bir takım şeyler söylemeniz lazım. AKP'nin 13 yılda Türkiye'yi getirdiği nokta belli. Türkiye kan gölü içinde. İçeride ve dışarıda büyük itibar kaybı var hükümetin. Her şeye itiraz eden bir MHP var. Asla Türkiye'yi sağlıklı yönetemez. HDP ise siyasette denklem dışı bırakılmış bir parti konumunda. Geriye tek parti kalıyor CHP. CHP'nin kadroları en iyi kadrolar. "Sosyal devlet güçlü olmalıdır, gelir dağılımı dengeli olmalıdır; emeklisi, asgari ücretlisi, köylüsü bir şekliyle yaratılan katma değerden hak ettiği payı almalıdır" diyen CHP. İşsizliği ve ekonomiyi temel sorun olarak ortaya koyan parti yine CHP. Kürt sorununu 13 yılda çözemediler. Bu sorunu çözme konusunda en samimi iradeyi ortaya koyan yine CHP. "Bu sorun Meclis'te çözülür" dedik, kıyamet kopardılar. Ama bugün artık onlar da diyor ki, "Meclis'te çözülür."
Türkiye'nin bu ateş çemberinden çıkması için CHP'ye ihtiyacı var. Koalisyon görüşmelerinde de bütün iyi niyetimizi ortaya koyduk. Ne kendimizi, ne kırmızı plakaları hiçbir zaman düşünmedik. Tek düşündüğümüz Türkiye'nin sağlıklı bir sürecin içine girmesiydi. Bunun için çaba harcadık. Anlatacağımız hikaye bu. Koalisyon meselesini de anlatacağız. Niye kurulmadı? Biz niye seçime gidiyoruz? Bunun cevabını bütün vatandaşlarımızın düşünmesi gerekiyor. Çünkü milletin iradesini birileri beğenmedi. Kendi iradesini millete dikte ettirmeye çalışıyor.
'MİLLETVEKİLLERİ SADECE YEMİN ETTİ'
Kampanyamızda yeni ve güzel şeyler göreceksiniz. Güzel sürprizlerimiz olacak. Hiçbir partiyle didişmeyeceğiz. Milletvekili listelerini yüzde 99.9 değiştirmeyeceğim. Milletvekilleri parlamentoda yemin etme dışında faaliyette bulunmadılar. Parti üyelerimiz de bunlar acaba parlamentoda kendilerine verdiğimiz görevi yeteri kadar yerine getirdiler mi getirmediler mi diye bir kanaate de sahip olamayacaklar. O nedenle onları değiştirmemiz de etik olarak doğru değil. İlke olarak, bizim YSK'ya başvurup da ‘ön seçim yapmayalım' dememizin sebebi buydu.
'AVRUPA'DA YILLARDIR KOALİSYON VAR'
(Kampanyanızda ‘koalisyona gireriz, hükümet ortağı olmaktan kaçınmayız' diyecek misiniz?) Bu aşamada hayır. Her parti tek başına iktidar olmak ister. Avrupa'nın 4'te 3'ü koalisyonlarla yönetiliyor yıllardır. Türkiye'de de anayasanın 65 maddesi koalisyonla değişti. Bankalar Yasası koalisyonla çıktı, çok önemli yasalar çıktı. Kaosu yaratan onlar aslında. Halka şantaj yapıyorlar. "Ya bana oyunu vereceksin, ya seni inim inim inleteceğim" diyorlar.
'RESEPSİYONA GİTMEYECEĞİM'
30 Ağustos resepsiyonu için Beştepe'ye gitmeyeceğim. 30 Ağustos'u kutluyoruz. Anıtkabir'e ve stadyuma gideceğiz. Ancak anayasal ve olağanüstü bir şey olursa gideriz. Anormallik olur gidersiniz, hükümet kurmak için anayasa gereği sana görev verilecek gidersiniz.