CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk canlı yayınında Fehmi Koru ve Fuat Keyman'ın gündemle ilgili sorularını yanıtladı. Bölgedeki çatışmalar üzerinden hükümeti suçlayan Kılıçdaroğlu, hükümetin PKK'nın faaliyetlerine göz yumduğunu belirtti.
Kemal Kılıçdaroğlu, Ece Üner'in modere ettiği programda Habertürk Gazetesi Yazarı Fehmi Koru ve Prof. Dr. Fuat Keyman'ın sorularını cevapladı. Şırnak ve Diyarbakır'da bazı ilçe merkezlerinde askerin de katıldığı operasyonları değerlendiren Kılıçdaroğlu, "terörle mücadelede" güvenlik güçlerinin gösterdiği çabayı gördüklerini; ancak bölgede PKK ile arasına mesafe koyan fakat PKK'dan büyük mağduriyet yaşayan insanların da olduğunu ve bunlara sahip çıkılması gerektiğini söyledi.
DUYGUSAL KOPUŞ UYARISI
Bölgedeki operasyonlar nedeniyle ağır kış şartlarına rağmen insanların evlerini terkettiğini de söyleyen Kılıçdaroğlu, bölgede duygusal bir kopuş yaşanması halinde bunun Türkiye'ye faturasının çok daha ağır olacağını ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, bütün siyasi partilerin sorunu çözmek için ortak çaba göstermesi gerektiğini de söyleyerek, sorunun toplumsal uzlaşmayla çözülebileceğini anlattı.
"HENDEK KAZAN ARKADAŞLAR" SÖZÜ
Diyarbakır ziyaretinde kullandığı "Hendek kazan arkadaşlar" ifadesine de açıklık getiren Kılıçdaroğlu, bölgede PKK'lıların baskısıyla terörle arasına mesafe koyan vatandaşların da zorla hendek kazmak zorunda bırakıldığını iddia etti. O ifadenin de sivil vatandaşlar için kullandığını söyleyen Kılıçdaroğlu, CHP'nin teröre karşı tavrının da duruşunun da belli olduğunu kaydetti.
GİZLİ AJANDA İDDİASI
PKK'nın 13-14 yıllık dönemde şehirlere silah depoladığını ve buna hükümetin göz yumduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, sorunun çözümü için kimsenin gizli ajandası bulunmaması gerektiğini ifade etti.
"Gizli ajanda nedir?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "başkanlık sistemi" tartışmalarını işaret etti."Bu kaos ortamı başkanlık için bilerek, isteyerek mi yaratılıyor diyorsunuz?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Tam böyle başkanlık için yaratılıyor demek çok doğru olmayabilir. Ancak, sürecin iyi yönetilmediği, tarafların beklentiler içine girdiği, güven üzerine inşa edilmediği, masada oturan tarafların birbirine güvenmediği ve her iki tarafın da kendine göre tahkime gittiği bir süreci yaşadık. İşin özeti bu" yanıtını verdi.