Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şu şekilde:
Hepimiz güzel bir Türkiye'de huzurla yaşamak isteriz. Her evde bereket olmasını isteriz. İnsanların gururla yürümesini isteriz. Türkiye'nin dünyaya örnek olan davranışlar sergilemesini isteriz. Ülkeyi yöneten siyasetçilerin eleştirilere sabırla bakmasını isteriz. Hepimizin ortak arzusu bu. Hangi inançtan, kimlikten olursa olsun herkes bunu ister.
Devleti yönetmek ayrıdır, devlet denen kuruma saygı gösterilerek yönetilir. İktidarın adalete, anayasaya, kanunlara, kuvvet ayrılığına uyması lazım. Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olduğuna inanması lazım. Ancak böyle devlet adaletle yönetilir. Ama alana çıktığınızda karamsar bir tablo görüyorsunuz.
Hafta sonu belediye başkanlarımızla Kayseri'deydik. Orada belediye başkanımız yok diye orayı seçtik. Halk demokrasi kültürümüzü görsünler istedik. Belediye başkanlarının halkına nasıl hesap verdiklerini görsünler istedik. İhaleleri nasıl yapıyoruz görsünler istedik. Yaşanan ekonomik buhran nedeniyle kış aylarında vatandaşlar perişan. Önce hükümete çağrı yaptık, zammın altında insanlar ezilir, kara kış fonu kurun, destek verin fakire fukaraya, benim değil senin oyun artacak dedim; yapmadılar. Ama biz belediye başkanlarımıza çağrı yaptık. Sağ olsunlar belediye başkanlarımız çalışmalarını sürdürüyorlar. Belediye başkanlarıma teşekkür ederim, tarih yazıyorlar.
Belediye başkanlarıma teşekkür ederim, bütün baskılara rağmen tarih yazıyorlar.
Dış güçler diye kıyamet kopardılar. Yeni atanan bakan Nebati "Dış güçler falan yok, doları bilinçli olarak yükseltiyoruz" dedi.
İyi bir siyasetçi alkıştan çok eleştiri ister. Hz. Ömer 'bana kusurlarımı söyleyenler benim gerçek kardeşlerimdir' der.
Taç giyen baş akıllanır. Bir sorumluluk üstlendiği için akıllanır. Her şeyi ben bilirim dediği zaman, kişi kendini bilmez.
Devleti yöneten kişi doğruları duymaya tahammül edemiyorsa makamından ayrılmalıdır.
Bugün bankalardaki tasarruf mevduatının yüzde 66,4'ü dövizdedir. İnsanlar ülkenin para birimine güvenmiyor. Edirne'yi ve Kars'ı korumak neyse Türk Lirası'nın itibarını korumak aynı şeydir.
Zamlar yağmur gibi yağarken dövizi yerinde tutamıyorsanız o ülkede bir sorun var demektir. Sorunu yaratan kurum sorunu çözemez. Türkiye'yi bu hale getiren siyasi iktidar, ülke sorunlarını çözemez. Sorunun çözülmesi için seçim yapılması lazım. Milletin iradesine gidilmesi lazım.
13. cumhurbaşkanımız inşallah Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı olacak.
İktidar olduğumuzda ilk yapacağımız iş, güveni tesis etmek. Güveni tesis etmenin yolu sorunu yaşayanla sorunu çözecek olanın yan yana gelmesidir. Bizim 13. Cumhurbaşkanımız da hakem olacak orada. İki tarafı yan yana getirecek. Buna ne diyoruz? Ekonomik ve Sosyal Konsey.
İkinci olarak, ilk 1 hafta içinde düzenleyici ve denetleyici kurumların tamamı liyakatli kişiler olacak ve atanacak. Güveni sağlamanın ikinci yolu güvenilir kişileri bu kurumlara atamak.
Üç; İlk bir haftada, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kurulan fakat bankacılıktan anlamayan kişilerin atandığı Para Politikası Kurulu'nu kapatacağız. Bu görevi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası yerine getirecek. Merkez Bankası'na liyakatli kişiyi atayacağız.
Dördüncü madde, 13. cumhurbaşkanımız makama oturduğu gün İsrafla Mücadele Genelgesi yayınlayacaktır.
İnşallah Millet İttifakı'nın TBMM Başkanı da olacak. TBMM Başkanı, Sayıştay'a yazı yazacak. Gelen denetim raporlarında asla sansürleme yapmayacaksınız diyecek. Ne demek yolsuzluğun üstünü örtmek ya? Kul hakkı yiye yiye şiştiler.
Altıncı madde; Döviz garantili ihaleler var. TL'yi pul ettiler, yandaşa verdikleri ihaleyi döviz bazında yaptılar. Bu milletin sırtına yıkılan soygun düzenine son vereceğiz.
Yedinci madde; Derhal bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Stratejik Planlama Teşkilatı kurulacak.
Bu 7 madde ile vatandaşla siyasetçi arasında güvenli ilişki oluşacak.
'ERDOĞAN'I DOĞRUDAN MUHATAP OLMAK KADAR YANLIŞ BİR ŞEY YOK'
Erdoğan'ı doğrudan muhatap olmak kadar yanlış bir şey yok. Ülkeyi bu hale getirene ne söyleyeceğiz? Ama maalesef işin ucunda milletin kaderi var, mecburen bir şeyler söylemek zorunda kalıyoruz. İkinci kez Beytülmal'e el uzattılar. 128 milyar doları kime verdiler öğreneceğiz. 13. cumhurbaşkanının yapacağı işlerden birisi de bu paranın ne yapıldığını öğrenmek olacak.
Devletin hazinesiyle kumar oynanmaz. Hazinede olmayan bir parayla garanti verdiler. Dün yaptıkları budur. Gizli faizin dik alasını uyguladılar. Türkiye'yi daha da büyük bir girdabın içine soktular.
Kurla TL arasında fark çıkarsa bunu hazine ödeyecek. Garibanın parasıyla bankada doları olanı finanse ediyorsun. Nas bunun neresinde?