CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin İstanbul İl Başkanlığı'nın çalışma ve değerlendirme toplantısının açılışında, şu anda Türkiye'de ciddi bir yönetim sorunu olduğunu, Türkiye'nin yönetilmediğini ve bir rüzgâra kapılmış gibi sürüklendiğini savundu.
Gazetelerde 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün aynı kaygıları paylaştığına dâir ifadelerinin yer aldığına değinen Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanlığı yapmış, üstelik iktidar partisinin ana omurgalarından birisi, aynı kaygıları paylaşıyor. Öyle bir noktaya geldik ki işsizin işsizliğini, emeklinin geçim derdini, dünyanın en pahalı mazotunu kullanan bir Türkiye'yi neredeyse düşünmüyoruz. Düşündüğümüz, 'Ne olacak bu ülkenin geleceği?" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, yönetimde ciddi bir boşluk olduğu ve Türkiye'yi kimin yönettiği konusunda ciddi kaygılar bulunduğunu öne sürerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yönetici, aynı zamanda sorumluluk üstlenen kişidir. Eğer bir yönetici sorumluluk üstlenmiyorsa orada sorun var demektir. Anayasanın 112. maddesi başbakanlığı tanımlarken maddenin başlığı 'Görev ve Siyasi Sorumluluk'. Görev var, başbakanı da var, yani görevli, siyasi sorumlu kim? Eğer bir ülkeyi sağlıklı yönetiyorsanız hem görevinizi yapacaksınız, aksadığı zaman da siyasi sorumluluğu üstleneceksiniz. Bombalı son 6 saldırıda ki ikisi Ankara'dır, 234 vatandaşımız hayatını kaybetti. Hiçbir ülke, savaş içinde olmayan hiçbir ülke bu kadar derin bir travmayı yaşamamıştır. 234 kişi son 6 ayda hayatını kaybeder ama hiç kimse siyasi sorumluluğunu üstlenmez. Kim bunun sorumlusu? Kayseri'deki bakkal Adem mi bu işin sorumlusu? Kahramanmaraş'ta kalaycılık yapan Ökkeş mi bunun sorumlusu? Rize'deki Temel mi bunun sorumlusu? Kim? Kim bunun sorumlusu? Birisinin çıkıp bu siyasi sorumluluğu üstlenmesi lâzım. Kimin siyasi sorumluluğu var? Açıyoruz anayasaya bakıyoruz, Başbakan ve bakanlar. Bunlar sorumlu. Peki sorumluğu üstlenen var mı? Hiç kimse üstlenmiyor."
Ankara'da 10 Ekim'deki saldırının ardından basının önüne "gülerek" çıkan üç bakanın hiçbir sorumluluk almadan açıklama yaptığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bir siyasetçi sorumluluk üstleniyorsa, yüksek ahlâki değerlere sahip demektir. Yüksek ahlâki değerlere sahip olmayan bir yönetici sorumluluk almaz. Biz neden ısrarla 'Siyasi ahlâk yasası çıksın' diyoruz. Bu sorumluluğu ahlâkla perçinlemek için. İnsanlar ölecek, hayatını kaybedecek, siz sadece ve sadece sorumluluk olarak gidip cenaze törenlerine katılacaksınız, 'Ben sorumluluğumu yerine getirdim' diyeceksiniz. Bu, sorumluluk değildir, görev üstlenmek de değildir. Cenaze törenine katılacaksınız elbette, 'Niye katıldınız?' diye kimse eleştiri getirmiyor. Bu ülke, nasıl oluyor da son 6 ayda bombalar yoluyla 234 yurttaşını kaybediyor ve bunun Allah için bir tek sorumlusu çıkmıyor?" ifadelerini kullandı.
"Görevimi bir başkası üstleniyorsa, ben sadece boynunda davulu olan kişiyim demektir"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidar partisinin 7 Haziran'da halka, "Bizi tek başına iktidara getirmediniz, ülke kaosa sürüklendi. Bizi tek başına iktidara getirirseniz, söz veriyoruz, hiçbir şehit cenazesi gelmeyecek" dediğini aktararak, sorumluluk üstlenmeyen bir siyasetin Türkiye'yi yönetemeyeceğini, bu nedenle Türkiye'nin yönetilemez konumda olduğunu savundu.
Yönetici pozisyonunda olan kişinin, görevleri konusunda kararlılık sergileyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, "Ben başbakansam, yasaların bana verdiği başbakanlık görevini ve sorumluluğunu bir başkasıyla paylaşamam. Benim görevimi bir başkası üstleniyorsa, ben sadece boynunda davulu olan kişiyim demektir. Benim boynuma davul asılacak, tokmağı başkası çalacak, ondan sonra ben bu ülkeyi yöneteceğim... Türkiye'nin önündeki tablo bu kadar vahim bir tablodur. Bu tablo, sadece içeride değil, dışarıda da sorun yaratan bir tablo konumuna getirmiştir Türkiye'yi" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, CHP'nin sorumlu bir muhalefet üstlendiğini, yeri geldiğinde eleştirdiğini, öneri getirdiğini, yeri geldiğinde yanlışları söylediğini ve neden yanlış yapıldığını yazıyla bildirdiğini, çözüm önerdiğini anlattı.
"Ülkenin yakın tarihini bilmiyorlar"
Kılıçdaroğlu, bugün Türkiye'yi yönetenlerin, ülkenin yakın tarihini de bilmediğini ileri sürerek, şunları söyledi:
"Mustafa Kemal Atatürk'ün, İsmet İnönü'nün birer Osmanlı paşası olarak Ortadoğu'da nasıl çalıştığını, cephelerde neler yaptığını emin olun bilmiyorlar. Filistin'de, Yemen'de, Suriye'de hangi olaylarla ve sorunlarla karşı karşıya geldiklerini açıp okumuyorlar ve Türkiye'yi Ortadoğu bataklığına sürüklediler. Suriye, bir dönemin Afganistanı'na dönüştü. Afganistan'ın etkisi ne oldu? Pakistan çıktı ortaya. Bütün terör örgütlerinin yuvası Pakistan olmaya başladı. Biz gene uyardık, 'Eğer siz Türkiye'yi Pakistan haline getirmek istemiyorsanız, Suriye'yi Afganistan haline getirmeyeceksiniz'. Suriye, hepimizin gözleri önünde Afganistan'a dönüştü. Bütün cihatçı gruplar, ihvancı gruplar, vahabici gruplar, hepsi orada şu anda. Oraya nasıl gittiler? İktidarın kol kanat germesiyle Türkiye üzerinden gittiler. Bugün Türkiye, Pakistanlaşma süreci içinde. Bütün acı tablo bu. Sanki bir terör örgütü yetmiyordu bize? Sanki PKK azdı, bir de başımıza IŞİD belası çıkardılar. 70 ilden IŞİD'e militan devşiriliyor. Nasıl oldu bu? Bunun için 'Türkiye yönetilmiyor' diyoruz. Her türlü ajanın cirit attığı bir ülke konumuna geldik. Düne kadar 'Biz bölgenin en güçlü ülkesiyiz. Kimse Türkiye'nin gücünü test etmeye kalkmasın, biz gereğini yaparız' diyorlardı. Öyle konuma geldik ki Ortadoğu'daki kabile reisleri bile Türkiye'ye kafa vurmaya başladı. Ne gücünü test etmesi, açıkça tehdit ettiler ve Türkiye bu konuma geldi."
Kılıçdaroğlu, Türkiye'yi bu tablodan CHP'nin çıkarabileceğini öne sürdü.
Asla umutsuz olmadıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bugün Türkiye'den yana olanlar, Türkiye'nin ve halkının çıkarlarını savunanlarla cebini dolduranların ayrışımı var. Köşeyi dönenlerin, halkın yoksulluğunu görmeyenlerin, bütün bu belaları halkın önüne koyanlarla bu belalardan Türkiye'yi kurtarmak isteyenlerin ayrışımı var. Biz, ülkesini seven, ülkesinin çıkarlarını savunan, her ortamda bunu dillendiren, bütün yurttaşlarımızı kucaklamak zorundayız, hiçbir ayrım yapmadan" dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, "terör örgütlerine yardım ve yataklık yapan bir siyasal partinin ülkeyi yönetemeyeceğini" savunarak, bu konuda cumhuriyet savcılarını da göreve çağırmak gerektiğini söyledi.
TOPLANTI PAZAR GÜNÜ BİTİYOR
CHP İstanbul İl Örgütü'nün göreve geldiğinden bu yana yaptığı çalışmaların, gelecek döneme ilişkin hedefleri ve planlamalarının ele alınacağı çalışma ve değerlendirme toplantısı pazar günü sona erecek.
Toplantıya CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, aralarında İlhan Cihaner, Aykut Erdoğdu, Dursun Çiçek, Selina Doğan, Eren Erdem, İlhan Kesici, Gürsel Tekin'in bulunduğu İstanbul milletvekillerinin yanı sıra parti meclisi üyeleri, il yönetim kurulu üyeleri, ilçe başkanları, İstanbul'un CHP'li 14 belediye başkanı katılıyor.