Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Kılıçdaroğlu'nun Guardian, Frankfurter Allgemeine Zeitung, Der Standart gibi gazetelerde çıkan yazısı hakkında yazılı açıklamada bulundu. Perinçek 'Kılıçdaroğlu'nun ABD ve AB'ye müdahale çağrısı utanç vericidir' dedi.
ATLANTİK MEDYASINDAKİ KAMPANYA
Perinçek'in açıklaması şu şekilde;
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Atlantik sistemi gazetelerinde kampanya halinde yayımlanan yazısında, emperyalist merkezleri Türkiye'ye müdahaleye çağırmaktadır. Bu yazıda, Türk milletine veya Türkiye halkına güvenen bir sözcüğe rastlanmıyor. Kılıçdaroğlu, bütün Atlantik âleminde örnekleri görüldüğü üzere, “dünya” adını verdiği Küresel Efendilere seslenmekte ve onları Türkiye'ye karşı harekete geçmeye davet etmektedir. “Adalet Yürüyüşü”nün amacı böyle açıklanmaktadır.
BATI ASYA ÜLKELERİNE KARŞI EMPERYALİSTLER VE SİYONİSTLERLE BİRLİKTE
Kılıçdaroğlu, yazısının sonunda “yalnız değiliz” dedikten sonra, kimlere karşı ve kimlerin yanında olduğunu şöyle vurguluyor:
“Yalnız değiliz. Dünya, aşırılık yanlısı, liberal olmayan popülistlerin ve diktatörlerin yükseldiğini görüyor. Diktatörler birbirlerinden öğreniyorlar.
Demokrasilere karşı birlikte komplo kuruyorlar. Ülkelerini mahvettiler ve halklarını yurt dışına sığınmaya zorladılar. Liberal demokratlar nasıl tepki vermeli?
“Yürüyüşümüz, rejimin kurbanlarının bir çoğunu barındıran İstanbul'daki cezaevinin kapılarında sona erecek. Ancak umarız adalet için yeni bir toplumsal hareket, Türkiye sınırlarının ötesinde yankı bulacak bir hareket başlatacaktır.”
SURİYE, İRAN, RUSYA VE IRAK DÜŞMAN İLAN EDİLİYOR
Bu satırlarda da görüldüğü üzere Kılıçdaroğlu, düşmanlarını tıpkı ABD emperyalistleri ve İsrail gibi, “Aşırılık yanlısı, liberal olmayan popülistler ve diktatörler” diye tanımlamaktadır. Dahası Kılıçdaroğlu o “diktatörlerin” kim olduğunu da açıklıyor: “Ülkelerini mahvettiler ve halklarını yurt dışına sığınmaya zorladılar.” Suriye ve Beşar Esad açıkça düşman ilan edilmektedir.
Kılıçdaroğlu, “diktatörlerin birbirlerinden öğrendiğini, demokrasilere karşı birlikte komplo kurduklarını” söyleyerek, Batı Asya'da ABD emperyalizmine ve İsrail'e karşı kurulan cepheyi hedef almaktadır. Rusya, Türkiye, İran, Irak ve Katar, düşman kamp olarak tanımlanmaktadır. Böylece Kılıçdaroğlu, ABD ve İsrail'in mevzisinden Batı Asya'nın Mazlum Ülkelerine karşı atışlar yapıyor.
CHP Genel Başkanı, ABD emperyalizminin BOP Eşbaşkanlığı görevini üstlendiğini dünyaya bildirmektedir.
ABD'NİN MÜDAHALE VE İŞGAL GEREKÇESİ: “DİKTATÖR” SUÇLAMASI
Bütün insanlık, ABD'nin “diktatör” suçlaması yönelttiği kampanyalardan sonra, “demokrasi götürmek” adına, Irak'a, Libya'ya ve
Suriye'ye silahlı müdahalede bulunduğunu çok iyi bilmektedir. Şimdi hedefte Türkiye var. ABD emperyalizmi, 15 Temmuz darbe girişiminde başaramadığı silahlı müdahale tehdidini gündeme almış gözükmektedir.
ÇÜNKÜ TÜRKİYE ABD'NİN PİYONLARINA KARŞI SAVAŞIYOR
Bu, beklenen bir gelişmedir. Çünkü Türk Ordusu, ABD'nin “Kara gücü” olan PKK/PYD/YPG'ye karşı harekete geçme hazırlığı içindedir. Rusya ve İran, Türkiye'nin bu harekâtını destekliyor. Öte yandan Barzani, Irak'ın kuzeyinde sözde “Kürdistan”ın bağımsızlığı için 25 Eylül 2017 günü “Referandum” yapacaklarını ilan etmiştir.
Türkiye, Rusya, Irak, Suriye, İran ve Katar, ABD emperyalizmine ve İsrail'e karşı toprak bütünlüklerini korumak için aynı cephede toplanmış bulunuyorlar. CHP Genel Başkanı, Türkiye'yi ve dostlarını “diktatörlükle” suçlayarak kendi safını belirlemiş bulunmaktadır. Kılıçdaroğlu, ABD ve İsrail cephesindedir ve onların Türkiye'ye karşı iç cephedeki harekâtlarına alet olmaktadır. HDP/PKK ve FETÖ mensuplarıyla kol kola yürümesi de bu rolle bağlantılıdır.
İÇ CEPHEDE VATAN VE CUMHURİYET YIKICILARIYLA İTTİFAK
Kılıçdaroğlu'nun yazısında Türk milletine, Türkiye halkına güven adına tek bir cümle bulunmuyor. Buna karşılık müttefik sayılanlar, HDP/PKK ve FETÖ'dür.
Açıkça “rejim kurbanları” olarak ilan edilen cezaevindeki FETÖ ve PKK/HDP mensuplarını hapisten kurtarmak için yürüdüklerini dünyaya bildirmektedirler.
Kılıçdaroğlu, “105 bin” sayısını vermeye ısrarla devam ederek, Ordu, Polis, Yargı ve Devlet kurumlarından temizlenen FETÖ ve PKK bağlantılı herkese sahip çıkmakta ve Gladyo'nun yeniden Devlet ve Ordu içine yuvalanmasından başka bir anlama gelmeyen ABD ve NATO talebini yinelemektedir.
FETO DARBESİNİ BASTIRAN DEVLETE VE MİLLETE KARŞI MÜCADELE ÇAĞRISI
Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz FETÖ Darbesine karşı konumlanmıyor, tam tersine FETÖ darbecilerine karşı yürütülen mücadeleyi “darbe” olarak suçlamakta ve açıkça NATO Gladyosunun taleplerini dile getirmektedir. Kılıçdaroğlu'nun talepleri, son günlerde CIA şeflerinden Rubin tarafından aynı ifadelerle vurgulanıyor (Bkz. Rubin'in yaydığı “Gerçeğin Peşinde” başlıklı 138 sayfalık CIA-FETÖ Raporu ve sosyal medya paylaşımları).
REJİM GAYRİMEŞRU İLAN EDİLİYOR
Devlete ve millete karşı mücadelenin hukuki zemini de oluşturulmaktadır. Kılıçdaroğlu, Türkiye'deki anayasa rejimini “gayri meşru” ilan etmeye devam ediyor. Bu “gayri meşru” saptaması, Türk Hukukuna ve Türk Yargısına değil, emperyalist merkezlerin kararlarına dayandırılıyor.
Türk Ordusunun ABD emperyalizmi ile cephe cepheye geldiği bir durumda, Kılıçdaroğlu emperyalist “standartlara” gönderme yaparak, Mehmetçiğimizi ve Polisimizi sırtından vurma girişimi içindedir.
Dahası bir üst perdeye çıkılarak, dünyanın “liberal demokratları” tepki vermeye davet ediliyor. “Liberal demokrat” diye adlandırılanların emperyalist-kapitalistler olduğunu bütün insanlık bilmektedir.
Kılıçdaroğlu, PKK ve FETÖ'yü koluna takarak yaptığı yürüyüşün “sınır ötesinde yankı” bulmasını umut etmektedir. İlan edilen “kriz”, bu emperyalist müdahale için fırsat olarak gösterilmektedir.
ABD VE İSRAİL GÜDÜMÜNDE HDP/PKK VE FETÖ İLE STRATEJİK İTTİFAK KARARI
Kılıçdaroğlu'nun emperyalist dünya tarafından desteklenen bu açıklaması, bir kararı, bir teslim oluşu ilan etmektedir.
Kılıçdaroğlu, Türküyle ve Kürdüyle bütün Türk milletini, Türkiye'nin vatansever birikimini, Türk Ordusunu, Türk Polisini, Türk Yargısını ve bütünüyle Türkiye Cumhuriyeti devletini hedef alan emperyalist tertibe teslim olmuştur.
Bu tertip çerçevesinde PKK/HDP ve FETÖ, müttefik olarak seçilmiştir.
HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Avrupa'daki kaçak Can Dündar'ın son günlerdeki açıklamalarına göre, bu ittifak “Ankara'yı ele geçirme” hedefine yöneliktir.
Soros'un TESEV Kuruculuğuna devam eden CHP Genel Başkanı'nın bu açıklaması, ABD ve İsrail'in savaş planı içindedir. Kılıçdaroğlu, Atatürk'ün kurduğu CHP'yi, Atatürk'le kazandığımız istiklâlimize, vatan bütünlüğümüze ve Cumhuriyet değerlerimize karşı ateşe sürmektedir.
TÜRKİYE YENİLMEZ
Bütün dünyaya ilan ediyoruz:
Türkiye, ABD ve İsrail saldırganlığına karşı Vatanını ve Cumhuriyetini savunacak kuvvete ve birikime sahiptir.
“Kürdistan'da referandum” planı, Türk milletini ve Batı Asya ülkelerini birleştiriyor.
Vatan Partisi görev başındadır. Vatan Savaşımız, kesinlikle zafere ulaşacaktır.