Başbakan Binali Yıldırım, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 103. yıl dönümü törenindeki konuşmasında, 1915'te "Çanakkale geçilmez" ifadesini tüm dünyaya gösteren şehitleri andığını, kendilerine rahmet dilediğini söyledi.
Yıldırım, Çanakkale'de sömürgeci, işgalci güçlere karşı verilen mücadelenin dünya tarihinde birçok devletin istiklal mücadelesine de örnek olduğunu vurguladı.
Çanakkale'de kazanılan zaferin Cumhuriyet ile birlikte Türk milletinin dünya sahnesinde yeniden yükselişine zemin hazırladığını ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti:
"Biz, en zor zamanlarda dik durmayı, yeniden şahlanmayı, yeni başlangıçlar yapmayı başaran bir milletin evlatlarıyız. Çanakkale Destanı, bu yeniden dirilişin göstergesidir. Kut'ül Amare'de, Hicaz Müdafaası'nda, İstiklal Savaşı'nda Çanakkale Savaşı'nın devamı yazılmıştır. Varını, yoğunu, gencecik evlatlarını istiklal uğruna feda eden bu yüce millet, Milli Mücadele zaferiyle yeniden ayağa kalkmış, güçlü bir devlet olarak bugünlere ulaşmıştır. Türkiye Cumhuriyeti, Allah'ın izni, milletimizin birliğiyle ilelebet payidar olacaktır. Tarihteki bütün savaşların kendine has, siyasi ve askeri özellikleri vardır. Çanakkale Savaşı'nı ayıran en önemli özellik, Mehmetçiğin aynı zamanda insani değerleri ayakta tutmak için verdiği gayrettir. Karşılıklı siperlerin uzaklığının 10 metreye kadar indiği bir cephe düşünelim, her metrekareye 6 bin mermi düşmüş. Toplamda 500 binden fazla insan hayatını kaybetmiş, bütün bu zorluklara rağmen savaşanlar arasında ilişki kaybolmamış. Askerimiz karşısındaki düşman olarak değil, kendisi gibi ümitleri, hayalleri, özlemleri olan insan olarak görmüştür."
'TSK AFRİN'DE BAŞARILI BİR HAREKAT YÜRÜTÜYOR'
Başbakan Yıldırım, Çanakkale'de Türk askerlerinin bazen düşmanlarını omuzlayıp tedavi bölgesine taşıdığını, matarasındaki bir yudum suyu dahi ikram ettiğini ifade ederek, "Doktorumuz, hemşiremiz hem Mehmetçiği hem de yaralı düşman askerlerini iyileştirmek için cansiparane gayret göstermiştir. Fakat ne hazindir ki bizim bu hassasiyetimize karşılık, karşı taraf hastanelerimizi bombalamaktan çekinmemiştir. Savaş hukukunu hiçe sayan bu tutum, vicdanlarda mahkum olmuştur." diye konuştu.
Yıldırım, Türkiye'nin küresel ve bölgesel krizleri çözmeye yönelik barışçıl tutum sergilediğini, hiçbir zaman kavganın, çatışmanın yanında yer almadıklarını, asıl olanın "barış" olduğunu söylediklerini belirtti.
Birleşmiş Milletler'de, İslam İşbirliği Teşkilatı'nda üstlendikleri sorumlulukların barış ve adalet temelli olduğunu dile getiren Yıldırım, bir ülkede yaşanan istikrarsızlık, ekonomik ve siyasi sorunların bütün bölgeyi, hatta dünyayı etkisi altına alabildiğini dile getirdi.
Suriye'de son 7 yılda yaşananların bununu en iyi göstergesi olduğunu belirten Yıldırım, "Türkiye de uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanarak teröre karşı Afrin'de, Fırat Kalkanı bölgesinde Özgür Suriye Ordusu mensuplarıyla başarılı bir harekat yürütüyor. Güvenlik güçlerimiz terör karşısında gösterdiği cesaret ve dirayet her türlü takdirin üzerindedir. PKK, PYD, DEAŞ terör örgütlerinin hem ülkemize hem de Suriyeli kardeşlerimize yönelik baskı ve zulümleri kısa süre içerisinde bitecektir inşallah. Kimse bu işi yarım bırakacağımızı düşünmesin." ifadelerini kullandı.
'GELECEĞİN GÜÇLÜ TÜRKİYE'Sİ İÇİN MİLLETÇE BİR MÜCADELE YÜRÜTÜYORUZ'
Yıldırım, Çanakkale Zaferi'nin aziz millete muazzam bir güven duygusu aşıladığını ve Türkiye için el ele verildiği takdirde her türlü zorluğun üstesinden gelineceğini gösterdiğini söyledi.
Bugün aynı sabrın ve aynı dayanışmanın gösterildiğini belirten Yıldırım, şunları kaydetti:
"Geleceğin güçlü Türkiye'si için milletçe bir mücadele yürütüyoruz. Milletin inancı hiçbir beşeri güce boyun eğmeme iradesi önünde çıkan engelleri aşmamızda en büyük rehberimizdir. Rabbimiz yardımcımız oldukça aşamayacağımız hiçbir zorluk oktur. Yeter ki daima bir olalım, beraber olalım, birlikte Türkiye olalım. Yeter ki adaletten, merhametten asla taviz vermeyelim. Ülkemiz Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğinde 2023 hedeflerine doğru emin adımlarla ilerliyor. Kalkınma yolunda çok önemli mesafeler katettik. Bugün gelişen dünyanın saygın ülkeleri arasında yerimizi aldık. Büyüyen ekonomimiz, güçlü demokrasimiz, etkin dış politikamız dünyanın yükselen değerleri arasında yerini alıyor. Türkiye dev projeleri ve sosyal alanlarda yaptığı reformlarla bölgenin parlayan yıldızı olmaya devam ediyor. İnşallah Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıl dönümünü kutlarken ülkemizin yeni başarılarına hep birlikte şahit olacağız. El ele, gönül gönüle vererek aziz şehitlerimizin bize emanet ettiği bu vatanı özgürlüklerle muasır medeniyetler seviyesinin ötesine birlikte taşıyacağız."