Dolar

34,5424

Euro

36,0063

Altın

3.006,41

Bist

9.549,89

KKTC’de açıklanacak müjde ve “Kıbrıs Türk Devleti”

Türk dünyasını yakından takip eden Prof. Dr. Kürşad Zorlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KKTC'de açıklayacağı müjdeye ilişkin yorum ve değerlendirmede bulundu

4 Yıl Önce Güncellendi

2021-07-19 13:42:47

KKTC’de açıklanacak müjde ve “Kıbrıs Türk Devleti”

KKTC'de açıklanacak müjde ve “Kıbrıs Türk Devleti” tartışması...

Doğu Akdeniz'deki mücadelenin ortaya çıkardığı ya da zorunlu kıldığı jeo-stratejik pozisyon ve ardından Karabağ'da elde edilen zafer iklimi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde de birtakım gelişmeleri beraberinde getiriyor.

Sonrasındaki bazı diplomatik adımları eleştirsem de eğer Türkiye Doğu Akdeniz'de savunmada kalsaydı başta KKTC ve Türkiye'nin egemenlik alanı küresel bir blok tarafından kuşatılmış olacaktı. Kaldı ki bu tehlike henüz geçmiş değil ve işte bu noktada Türkiye'nin önceki bazı adımları (bölgesel yalnızlaşma) telafi edilmeye çalışılmaktadır.

Bugün her şeye rağmen ve sadece Türkiye resmi olarak tanısa da KKTC kendi geleceğini inşa edebilme potansiyelini sürdürmektedir. Asıl önemli olan da bu cendereden hangi yol ve yöntemle çıkılacağının bulunabilmesidir. KKTC halkının iç bütünlüğünü (veya yüksek bir uzlaşma) olabildiğince koruyarak hedefe ilerleyebilmek ise vazgeçilmez hususlardan biri olmalıdır.

Bununla birlikte Karabağ savaşının Azerbaycan lehine sonuçlanması ve işgal edilen yerlerin %80 ölçüde geri alınmış olması KKTC açısından yeni bir gelişme sebebidir. Zira uzun yıllar boyu Azerbaycan KKTC'yi tanımak istese de karşısında hep Dağlık Karabağ kozunu (“biz de orayı tanırız”) bulmuştur. Şimdi Azerbaycan'ın eli daha rahat gözükmektedir. Her ne kadar ateşkes anlaşmasında Hankendi merkezli bölgenin statüsü netleşmemiş olsa da tanınma konusu daha konuşulabilir durumdadır. Dahası Pakistan vaktiyle KKTC'yi tanımanın eşiğinden dönmüştür. Sebebi de o dönem yutturulmak istenen Annan Planı sürecidir.

İşte böyle bir dönemde 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı gerçekleştiriliyor. Yarın aynı zamanda Kurban Bayramı… Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bugün adaya gidiyorlar. Bayram namazını Lefkoşa'da kılacak ve iki gün boyunca çeşitli etkinliklere katılacaklar. Bu gece gerçekleştirilecek Şafak Nöbeti'nde çıkarma gemisinden meşalelerle sahile yürünecek, tüm gece aralıklarla dualar okunacak. Yarın ise Lefkoşa'daki ilk tören saat 08.30'da Lefkoşa Atatürk Anıtı önünde düzenlenecek.

Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklayacağı müjde merak konusu… Kamuoyunda bazı ihtimaller seslendiriliyor. Benim edindiğim bilgilere göre iki başlıkta gelişme yaşanması çok yüksek ihtimal. Birincisi Maraş bölgesindeki kamu mallarının kullanıma açılması. Dikkat edin özel mülkiyet değil. Burada plajlar, okullar, hastaneler, vb kamu binaları var. Bunlar üzerinde Türk tarafının hakkı olduğu için bu alanlar özel sektöre sunulabilecek. Bu hususta bir bakanlar kurulu kararı alınacak. Daha önce kurulan Taşınmaz Mal Komisyonuna güneyden başvurulara açılacak. Eğer geçerli bir belge ibraz edilebilirse malın iadesi, tazminat ödenmesi ya da takas yolundan biri seçmeleri istenecek. Maraş bölgesi Türk Vakıfları üzerine kurulduğu için burada “malın eski kullanıcıları” kavramına önem veriliyor. Yapılan hesaplamalara göre Maraş bölgesinin onarımı yaklaşık 5 milyar dolarlık bir bütçeyi öngörüyor. Bu proje hayata geçirilebilirse KKTC ekonomisi için de ciddi bir kaynak demek.

İkincisi ise kardeş ülkelerce tanınma meselesi. Azerbaycan ve Pakistan'dan da bir heyet şu an orada bulunuyor. Aslında her iki ülkeyle de gayri resmi ilişkiler söz konusu. İslam İşbirliği Örgütü'nde yer alıyorlar. Ancak bu kez diplomatik ilişkilerin başlatılacağı bir süreç planlamasının açıklanması gündemde.

Şüphesiz her iki başlıkta da çok dikkatli olmak ve uluslararası hukuki dayanaklarını, meşruluğunu iyi anlatmak gerekiyor. Bu yapılabildiğinde Türk Konseyi üyesi diğer ülkeler için de benzer kararların alınabilmesi mümkün hale gelecektir. Zaten KKTC'nin de Türk Konseyi'ne uygun bir pozisyonda katılması artık irdelenmelidir.

Diğer yandan bir başka tartışma konusu da KKTC'nin “Kıbrıs Türk Devleti” adını alması… Zaman zaman gündeme gelen bu tartışmanın adadaki en önemli savunucusu Başbakan Yardımcısı ve Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı Erhan Arıklı. Dün de bir TV kanalına benzer bir açıklama yaptı. Aynı açıklamada yeni bir anayasa ile KKTC'de sistem değişikliği yapılması gerektiğini de vurguladı.

Arıklı, hükümetteki görevinin dışında yukarıdaki ihtimaller açısından da önemli bir isim. KKTC özel temsilcisi olarak Azerbaycan'da görev yaptığı dönemde Azerbaycan'dan ilk ve tek uçak seferi yapılmıştı. Aynı şekilde Kırgızistan'da bulunduğu dönemde de benzer adımlar atıldı. Türk Dünyasını çok iyi tanıyan bir siyasetçi. Yarın yine onun öncülüğünde bir ambargo daha kalkmış olacak. Kırgızistan Milli Basketbol takımı ile KKTC Milli Basketbol takımı karşılaşacaklar. Sembolik ama önemli...

KKTC'de sistem değişikliği yapmak için anayasa değişikliği gerekiyor ve bu parlamento koşullarında çoğunluğu sağlamak neredeyse imkansız. Ülkenin seçmen yelpazesi de buna imkan vermiyor. Geçenlerde bir referandum da “hayır” çıkmıştı. Arıklı'ya göre anayasa değişikliği için en etkili yol ülkenin ismini değiştirmek. Buna göre Kıbrıs Türk Devleti olduğunda yeni bir anayasa yapılabilecek. Buna eleştiri getiren önemli isimler var. Emekli Büyükelçi Tugay Uluçevik bu kararın böylesine kritik bir dönemeçte KKTC halkı arasında ayrışmayı artıracağı ve KKTC'nin haklı davasını savunurken yeni bir tartışmanın içine çekeceğini düşünerek doğru olmayacağını ifade ediyor. Arıklı buna ek olarak KKTC'de çok sık hükümet değiştiğini (44 hükümet 40 yılda) bunu bir istikrara kavuşturmak gerektiğini söylüyor.

Tüm bu tartışmalar nereye gider bilmiyorum ancak altını çizmek isterim ki bunun olup olmayacağına biz değil KKTC halkı karar vermeli diyorum. Değilse toplumsal uzlaşma hedefi daha da kötü bir noktaya gidebilir endişesindeyim.

Sanırım 4 ay sonra parlamento seçimleri için yine sandık başına gidecek KKTC'de tartışma konularından biri de bu olacak.

Habertürk

Haber Ara