Sabah gazetesinden İsa Tatlıcan'ın haberine göre; 7 Haziran seçimlerinin hemen ardından HDP'lilerin bölgedeki şiddetin dozunu yükseltmesi, Kandil'den gelen siyasete müdahale mesajları ve bölgeden yansıyan seçim günü görüntüleri sandık güvenliğini yeniden tartışmaya açtı. Seçim sonrasında HDP destekli PKK tarafından gerçekleştirilen saldırılarla yeniden Türkiye gündemine gelen Hüda- Par'ın Genel Başkan Yardımcısı Said Şahin, seçimlerde ve sonrasında bölgede yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. PKK'nın seçimler öncesi bölgede halk üzerinde korku yarattığına dikkat çeken Şahin, "Kendini güvende hissetmeyen halk özellikle kırsalda tercihini korkudan yana yaptı. Halk büyük çoğunlukla oyunu, korkularının baskın geldiği bir irade ile kullandı" dedi.
'HDP'LİLER SİLAHLANDIRILDI'
Çözüm sürecine kadar silahın PKK'nın dağ kadrosunun elinde olduğunu sonrasında boşluktan faydalanan örgütün şehir içlerini de çok ciddi silahlandırdığını söyleyen Şahin, "Bunu 6-7 Ekim olaylarında bütün Türkiye net olarak gördü. Şehir içi silahlanma HDP'nin sadece taban kitlesinde yaşanmadı bilfiil HDP'nin yönetici kadrosunun da silahlanmış olduğu ortaya çıktı son süreçte. Örneklendirecek olursam; geçenlerde yol aramasında, HDP'nin Diyarbakır Çınar ilçesi belediye meclis üyesinin arabasında birkaç adet uzun namlulu silah yakalandı. Birkaç ay önce Mardin'in Dargeçit ilçesinde Mehmet Uğurtay adlı kardeşimizin katili olarak HDP ilçe yöneticisi yakalandı. 7 Haziran öncesi seçim çalışmaları kapsamında İdil'in Kozluca köyüne giden HDP konvoyunun tahrikleri ile köylüler arasında çıkan tartışmada, HDP'lilerin uzun namlulu silahlarla taradığı köylülerden iki üyemiz şehit edildi. Bu örnekler zannedersem her şeyi ifade ediyor" diye konuştu.
'İŞTE DEMİRTAŞ BUDUR'
Selahattin Demirtaş'ın şiddetle, silahla ilişkilerinin olmadığı söyleminin kandırmacadan, yalandan ibaret olduğunu söyleyen Şahin, şunları anlattı: "Hatırlarsanız yerel seçim çalışmaları kapsamında Lice'ye giden Diyarbakır Büyükşehir Belediye başkanımız Hüseyin Yılmaz, ki partimizin genel başkanıydı, HDP binasından çıkan 50 kişilik bir grubun taşlı sopalı saldırısına maruz kalmıştı. Demirtaş yaptığı açıklamada saldırganları savunarak, oraya giden belediye başkan adayımızı suçlamıştı: "orada bir üyeleri yok, neden oraya gidiyorlar" demişti. İşte S. Demirtaş budur! Şimdi biz, Demirtaş'ın pratiğine mi bakacağız, yoksa iki yüzlü söylemine mi?"
'KOBANİ SEÇİM YATIRIMIYDI'
Bence Kobani üzerinden sokakların savaş alanına çevrilmesi ve işlenen vahşi katliamlar, Kobani'ye yönelik olmakla birlikte, parti olarak girecekleri seçim için toplumsal bir dehşet yatırımıydı. Yani önce "kıyameti koparma"nın pratiğini yaşattılar topluma, sonra bunu barajı aşamamanın tehdidi olarak toplumun önüne koydular.
KANDİL'DEN DEMİRTAŞ'A REST
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, silah bırakma konusunda Öcalan'ı işaret ederken, PKK'nın Kandil'deki uzantısı KCK yönetimi ise silah bırakma çağrısını ne HDP ne de Öcalan'ın yapabileceğini, bu iradenin tamamen kendilerinde olduğunu savundu. Örgüte yakın ANF internet sitesinde yer alan KCK açıklamasında "Türkiye'nin demokratikleşmesini ve Kürt sorununun çözümünü isteyen çok farklı kesimler ve bireyler HDP içinde yer almaktadır. Dolayısıyla böyle bir çağrıyı HDP yapamayacağı gibi, mevcut İmralı koşullarında bulunan Önder Apo'nun da böyle bir çağrıyı yapması mümkün değildir" denildi. KCK açıklamasında, çözüm sürecinin devam edebilmesi için üç adımın atılması gerektiği de ileri sürüldü. KCK'ya göre bu üç adım şunlar: Tahkim edilmiş ateşkes, Öcalan'ın serbest bırakılması, Meclis'in devreye girerek üzerinde anlaşılan çözüm adımlarını yasal ve anayasal güvenceye kavuşturması.