Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "11 Temmuz 1995 de büyük bir insanlık dramı yaşayan Srebrenitsa halkının yanında olmanın bizim için bir insanlık ödevi insanlık görevi olduğunu ifade etmek istiyorum. Ölen bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. 8 bin 375 kaybın bir kısmı zaman içerisinde bugünkü törenle defnedeceğimiz 70 kişi gibi kemikleri bulunarak defnediyoruz. Ama aynı zamanda bu törenler dolayısıyla bütün insanlık alemi olarak da yeniden kendimizi gözden geçirmek fırsatını buluyoruz. Bendeniz iki sene evvel de burada bu salonda yapan törenlere ve ardından defin törenlerine katıldım. Hayatımın en acı günlerinden birisi, en acı hatıralarından birisiydi. Ancak bu tören dolayısıyla bir kere daha hep beraber hem Srebrenitsa katliamının boyutlarını iyice hatırlamak onları yeniden gözden geçirmek hem de bugün dünyanın dört bir tarafında devam eden katliamlara iç savaşlara baskılara soykırımlara karşı neler yapabiliyoruz, niye vazifelerimizi yapamıyoruz sorularını da kendimize sormak mecburiyetindeyiz" dedi.
"20. yüzyılın sonunda şu binada 1995 yılının temmuz ayının 11. günü biten bir dram yaşandı" diyen Kurtulmuş, "Dünyanın gözü önünde çağdaş modern Avrupa kıtasının hem de en modern en çağdaş ülkelerinden birisinde maalesef herkes gözlerini kapattı kulaklarını tıkadı. Ve burada yükselen insanlık çığlıklarını görmez oldu. Burada aylar süren büyük bir hazırlıktan sonra açıkça bir katliam açıkça bir soykırım ortaya konuldu. Ne yazık ki bütün dünya bu soykırımı seyretti. Duymadı görmedi. Şimdi dünya olarak hep beraber bunun hesabını vermek zorundayız. Zalimden hesap sormayan en azından zalimlerden nefret etmeyenlerin mazlumların yanında yer alması mümkün değildir. Biz bu geçmiş olayları bir nefret bir kin vesilesi olarak asla hafızalarımızda tutmayacağız. Ama zalimlerden hesap sormanın mazlumlar için yapılabilecek en önemli hizmet olduğunun da farkında olacağız. Ben mazlumun yanındayım demek kuru bir sözle geçerli değildir. Mazlumun yanında olmak zalimin karşısına dikilmek sen zulmediyorsun ve zulmettin demekten geçiyor. Onun için buradaki katliamda hayatını kaybedenler için derin üzüntüler duyuyoruz. Ancak aynı şekilde de bu süreç içerisinde zalimlere karşı neler yapabiliriz, zalimlerin zulmünü nasıl engelleyebiliriz onu da gözden geçirmemiz gerekiyor" diye konuştu.
"SREBRENİTSA'YI UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ"
Kurtulmuş, "Birleşmiş Milletlerin değerli eski Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Srebrenitsa katliamı BM tarihinin en önemli kara günlerinden kara lekelerinden birisidir diyor. Doğru ama eksik söylüyor. Srebrenitsa Katliamı sadece BM tarihinde kara lekesi olan bir olay değildir. Bütün insanlık tarihinin kara lekelerinden birisidir. Bu lekeyi üstümüzden temizlemek bu soykırımın bütün sorumlularının yargı önüne çıkarılarak uluslararası yargı önünde sonuna kadar hesap vermesini sağlamak ve hele hele bundan sonra bu tür katliamların olmaması için elimizden gelen her türlü çabayı her türlü desteği ortaya koymaktan geçiyor. BM'nin artık savaşları önleyemeyen baskıları, zulümleri, katliamları önleyemeyen bir kurum olmaktan çıkarılmasından geçiyor. Onun için uluslararası camia olarak hem Srebrenitsa acısını gönlümüzde hissedeceğiz unutmayacağız unutturmayacağız. Hem de aynı zamanda dünyada güçlü bir birleşmiş milletlerin güçlü bir uluslararası sistemin kurulmasına gayret göstereceğiz.
Bu katliamla ilgili Hollandalı 3 yüz askerin, Hollanda yüksek yargısı tarafından suçlu bulunması evet bir miktar gönlümüzü içimizi ferahlatmıştır. Ama yeterli değildir. Buradaki bütün suçluların bütün yönleriyle ortaya konulması gerekiyor. Tekrar ifade ediyorum Srebrenitsa Katliamı üzerinde özellikle genç ve güçlü Bosna Hersek Cumhuriyeti yeni bir kin yeni bir nefret dalgası üzerine kendisini bina etmeyecek şüphesiz. Biz Srebrenitsa da kinleri nefretleri taze tutalım diye konuşmuyoruz. Ama Srebrenitsa'dan ders çıkarılmadığı takdirde önümüzde çok fazla Srebrenitsa tehditlerinin olduğunun da bilinmesini arz ediyor. Çok şükür Bosna Hersek o kadar şehit verdikten sonra özgür bir ülke olarak yeniden ayağa kalktı. Biz Türkiye olarak Bosna Hersek'i kendi parçamız olarak görüyoruz. Srebrenitsa'da, Mostar'da yada herhangi bir başka bir yerde bir Boşnak kardeşimizin içi acırsa gönlü burkulursa İstanbul'da da Bursa'da da Edirne'de de bizim milletimizin kalbi acır içi burkulur, burnu sızlar. Onun için Bosna'nın bütün acılarını kendi milli acılarımız olarak kabul ediyor. Bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet ediyoruz.
Bosna'daki yaşanan trajedilerin gün yüzüne çıkarılması için gayret sarf eden hem Boşnak kardeşlerimiz hem uluslararası camiada destek verenleri tebrik ediyor ve teşekkür ediyoruz. Bu vesileyle bir kez daha Srebrenitsa anneleri başta olmak üzere bütün kurbanların ailelerine bir kez daha başsağlıklarımızı diliyoruz, acılarını paylaşıyoruz" ifadelerini kullandı.