Mehmet Özhaseki'den Kılıçdaroğlu'na 'Bakırköy' cevabı
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Bakırköy sahilleri ile ilgili ortaya attığı iddialara cevap verdi. Özhaseki, 'Bakırköy sahillerinde o yüksek katlarda benim imzam yok. Kemal Bey bu kadar yalanı bir araya getirip nasıl söylüyor' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2017-10-30 07:46:12

Güncelleme Tarihi: 2017-10-30 07:46:12


Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna katıldı. Bakan Özhaseki, resepsiyona katılmadan önce ana muhalefet partisinin Laiklik ve Cumhuriyetin yıkılacağı yönündeki söylemleri ile ilgili bir soruya, "Aslında muhalefet o tezi terk etmişti. Bundan birkaç sene öncesine ait Cumhuriyet mitingi yaptıkları ve laik elden gidiyor, tehlikede dedikleri dönemler hep geride kaldı. Son günlerde bunu söylemenin hiç prim yapmadığını anlamışlardı ama bazen ara ara depreşiyor sızıları söylüyorlar. Herhalde bunu diyen herkes de gülümsüyordur. Ne demek istiyor bunlar ya demek istiyorlardır. Çünkü hiç kimsenin laiklikle ilgili bir problemi yok. Eskiden olan problemler dindar insanlara yapılan baskı ve zulümden dolayıydı. Laikliğin herkesçe eşit şekilde, hür bir şekilde yaşaması esas değil midir? Eskiden başını örten çocuk yaşamıyordu. Okula gideceği zaman önü kesiliyordu. O zaman da büyük bir kavga sebebiydi. Meclise giren bir hanımefendiye yaptıklarını biliyorsunuz. Hep birlikte bağırarak dışarıya atmışlardı. Milletvekilliğini de elinden almışlardı. Şimdi o dönem geride kaldı. Mecliste ben soruyorum başı açık ve örtük bir çok hanımefendi var. Valla ben bakınca hangisi örtük hangisi açık aklıma bile gelmiyor. Kendi aralarında dostça geçiniyorlar. Orada milleti temsil görevini hakkıyla yerine getiriyorlar. Peki soruyorum Türkiye'de laiklik güçlendi mi ? Yoksa tehlikeye mi girdi ? O manzara ortaya çıkınca başörtülü çocuklar istedikleri gibi okullarına gidiyorlar. Laiklik tehlikeye mi girdi ? Cumhuriyet'e bir şey mi oldu ? Böyle bir şey yok. Artık bizim ana muhalefetin bu istismardan bir an önce vazgeçmesi lazım. Doğrular üzerinde bir araya gelmemiz lazım. Onların da artık insanların inançlarına saygı göstermesi lazımdır. Kimse nasıl ki bir hanımefendiye niye başın açık demiyorsa o tiplerinde birine niye başın kapalı dememesi lazım. Bu kimsenin hakkı da değildir, haddi de değildir. Türkiye öyle bir yere geldi ki müthiş bir olgunluk içerisinde herkes hürce yaşayabiliyor. Ben öyle bir sıkıntı olabileceğini sanmıyorum" cevabını verdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Bakırköy sahilleri ile ilgili iddialarına ise Bakan Özhaseki, şu şekilde cevap verdi:

"Geçenlerde bir kanalda yine arka arkasına benimle ilgili yalanlarına devam etti. Bakırköy sahillerinde kendi imzasıyla çıkan diye bir şeyler söyledi. El insaf ya, Allah'tan korksun. Kemal Bey bu kadar yalanı bir araya getirip nasıl söylüyor ben merak ediyorum. Bakırköy sahillerinde o yüksek katlarda benim imzam yok. Belediye başkanlığı yaptığı dönemde neler yaptığını biliyoruz. Hadi yaptığımı söyle. Çıktın daha önce bir dosya ile ne yaptığını söylemeye çalıştın. Bende senin burnundan fitil fitil getirdim. Daha önce bir dava açılmıştı. Orada masumiyetim tescillendi. Sonra söylediği yalanları mahkeme tek tek ibraz etti. Benim arkadaşlarım 100 bin liraya yakın tazminat aldık. Onunla da sucuk dağıttık. İstiyorsa bir daha gündeme getirsin büyün evraklarını yeniden dağıtayım. Kemal Bey'in de böyle bir yol izlediğini açıkçası merak ediyorum. Aslında ana muhalefetin inşalara ümit vermesi lazımdır. Ana muhalefetin dediğinin hepsinin doğru olması lazımdır ki inşalar güvensinler. Zaten inandırıcılıkları olmadığı için bir yere çakıldılar. Oradan da ileriye gitmiyorlar. Kendileri bilir, güya bizim belediyelerde yaptığımız parti olarak işlemden dolayı bir cephe kazanmanın sevinci ve hevesiyle böyle bir şey teklif ediyorlar. Hakikaten Sayın Cumhurbaşkanımız söyledi, hadi seçime desek kaçacak delik ararlar. Sanki yarın belediye seçimleri olsa insanlar bunların yaptığı belediyeciliğe bakıp aferin ne güzel yaptılar deyip bunlara mı dönelim diyecekler. Yok öyle bir şey. Siyasi bir heyecan içindeler. Allah sonlarını hayır getire. Bunlar demokrasi de olağan şeylerdir. Bunlara gülünüp geçilir. Bizde söyledikleri zaman cevaplarını veririz.