Musul'da Batılı güçler ve koalisyonun derdi 'güç dengesinden pay almak' olduğunu söyleyen Metehan Demir, IŞİD'in alalade bir "terör örgütü" olmadığını, iki yıldır zemin kazandığını belirten Demir, "Ankara şunu söylemeye çalışıyor: Sadece Irak ordusunun 45 bin askeri ile bu iş olmaz, bir süre sonra işler karışır ve mecburen davet edersiniz" dedi. Demir, Barzani'nin ikili oyun oynamak zorunda olduğunu da belirtti.
Sputnik'in haberine göre; Irak ordusu ve güvenlik güçleri, uluslararası koalisyon desteğiyle ülkenin ikinci büyük kenti Musul'u IŞİD'den temizlemek üzere düğmeye bastı. Irak Başbakanı Haydar el İbadi'nin canlı yayında ilan ettiği operasyona Irak nüfusunun yüzde 65'ini oluşturan Şiilerin yanı sıra Sünni, Ezidi, Hıristiyan milislerin yer aldığı Haşdi Şabi güçleri ile Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne bağlı Peşmerge de eşlik ediyor. Operasyonda Türkiye'nin Başika'daki üste eğitimden geçirdiği Sünnilerin de katıldığı haberleri gelirken, Ankara ile Bağdat arasındaki gerilim henüz dindirilmiş değil. Türkiye, sonunda Irak başkentine bir Dışişleri Müsteşarı başkanlığında bir heyet gönderdi.
'ANKARA SİYASİ KAZANIMLARI HESAPLIYOR'
Türkiye'nin masada yer almak istediği için Musul'a girmek istediğini belirten Demir, "Ancak şu anda girmiyor ve bu şartlarda girmesi mümkün değil. Savaş veya silahlı çatışmanın mutlaka bir siyasi amacının olması lazım. Zevk için ben de giriyorum denilmiyor. Türkiye de mutlaka bunun siyasal kazanımlarını hesaplayarak bunu söylüyordur. Musul'un enerji kaynaklarını ve stratejik konumunu yan yana koyduğumuzda, Türkiye'nin tarihsel geçmişindeki konumuna da baktığınızda, Ankara mutlaka bu denklemin bir yerinde olmak istiyor" diye konuştu.
'MUSUL HALKINI DÜŞÜNEN YOK'
Türkiye'nin Musul operasyonunda yer alma arzusunu anlayabilmek için, Musul operasyonunun ne anlama geldiğini bilmek gerektiğini söyleyen Demir, "Bu operasyona birlikte, Musul halkının refahı mutluluğu, özgürlüğünden ziyade Batı ve diğer koalisyon güçlerinin derdi, buradaki güç dengesinde bir pay almak. Türkiye ben bu operasyonda yer alacağım diyerek aslında şunu söylemeye çalışıyor: Bu, sadece Irak ordusunun 45 bin askeri ile olmaz. Bir süre sonra bu işler daha karışık hale gelir ve Türkiye mecburen davet edilir" değerlendirmesi yaptı.
'İKİ SENEDİR IŞİD'E GÖZ YUMULDU DA ŞİMDİ NE DEĞİŞTİ?'
Irak hükümeti dahil olmak üzere, uluslararası ve bölge güçlerinin IŞİD'in Musul'u alması sırasında kendi çıkarlarını gözetip, bu operasyonu geciktirdiğini ifade eden Demir, "Şimdi Musul'a operasyon düzenleyen Irak ordusu, 2014 Haziran'da IŞİD'den arkasına bile bakmadan kaçan Irak ordusu. Ne değişti de bu kadar hassasiyetlerini dile getirdi? İki sene sessiz kaldı da şimdi neden alınması gündeme geldi? Konvoylarını vursaydın, IŞİD'in gelişini engelleseydin. Hava saldırılarıya koalisyon olarak yapabilirsin. Ama bu yapılmadı. İki sene sonra muazzam bir hassasiyet gündeme geldi. Neden? Çünkü Musul'da yeni dengelerin oluşturulması çalışmaları var. Aktörlerden kimi mezhepsel, kimi etnik perde arkasında bir şeyler inşa etmeye çalışıyor. Kimsenin buna iki sene boyunca ses çıkarmayıp şimdi dillendirmesinin sebebi kendi menfaatleri" saptamasında bulundu.
'RİSKLERİ İYİ DEĞERLENDİRMEK LAZIM'
Musul operasyonunun sadece askeri anlamda değil, tamamen başarıya ulaşması ve IŞİD'in temizlenmesi için, sokak sokak güvenliğin sağlanması gerektiğine dikkat çeken Demir şu değerlendirmeyi yaptı:
"Dünden bu yana hep ‘Şu kadar köy alındı. Üç koldan girildi' tarzında haberler, açıklamalar var. Dünya savaş tarihinde bunları böyle yazarsınız ama bilgisayar oyunu gibi gibi olmuyor bunlar. Karşındaki IŞİD'in, alelade bir terör örgütü olmadığı ve iki seneden beri orada yer tuttuğu, zemin kazandığı, tecrübe kazandığı ortada. Petroller satıldı, madden de kazandı. IŞİD nasıl bir tavır alacak? Musul'u sessiz sedasız bırakıp başka bir yere mi çekilecek? Başka bir misilleme içine mi girecek? Şehir savaşları söylendiği gibi olacak mı? Bunu tek başına Irak ordusu çekip çevirebilecek mi? Savaşın ilk günlerinde hiçbir şey anlaşılmaz. Kimi top atıyor, havan atıyor. Ama asıl işgalin durdurulması, IŞİD'in temizlenmesi için sokak sokak buraların güvenliğinin sağlanması lazım. Asıl o zaman gerçek tablo ortaya çıkıyor. Çok kan akmaya başladığında, Türkiye sen de gel bu işlere el at dendiğinde, girip bu safhada el atması ne kadar riskli onu da çok iyi değerlendirmek lazım."
'BİRÇOK TÜRKMEN GRUP YANLIŞ POLİTİKALAR YÜZÜNDEN YÜZ ÇEVİRDİ'
Ankara'nın Türkmenlerle ilgili yıllarca yanlış politikalar yürüttüğünü ve birçok Türkmen grubun artık neredeyse Türkiye'ye yüz çevirdiğini ifade eden Demir, Türkiye'nin Musul ile ilgili en büyük sıkıntısının, koalisyonun tavrından çok ‘onlarca yıllık bir algı duvarının kırılabilmek' olduğunu söyledi:
“Türkiye askerinin her Irak'a girişinde, ‘Eyvah eski hayallerini yeniden gerçekleştirmek mi istiyor' algısı çok prim yapan birşey. Ortadoğu'da daima prim yapan bir söylem bu. Türkiye'nin bunu yönetmesi lazım. Ama şu da var ki Irak bağımsızlıkla ilgili nutuklar atarken, Irak'ın toprak bütünlüğünün hali içler acısı. Bunun ne kadar sentetik bir tepki olduğunu da ben gördüm. Türkiye'ye yönelik sloganlar, bayrak yakmalar.. Bunların ben altının sağlam olmayan bilinçli yönlendirilen spekülatif şeyler olduğunu düşünüyorum. Sadece Irak'ta bir Başika'dır gidiyor. Ama bir yanda Cerablus'ta Türkiye ilerlerken, Türkiye'nin Suriye'deki askeri varlığının kat be kat üstünde Irak'ta askeri var. Çünkü Başika'nın haricinde Türkiye'nin 5 askeri üs bölgesi daha var Irak'ta. Aynı zamanda 3 de irtibat noktası var. Türkiye aslında yıllardır orada. 1992'den beri yani 25 yıldır Türkiye'nin askeri varlığı orada var. Irak bunu işine geldiği zaman ortalığa biraz velveleye vermek için sık sık gündeme getiriyor. Türkiye'nin ilk önce bu algı duvarını kırması lazım. Küstürdüğü gruplarla ilişkisini tesis etmesi lazım.”
'BARZANİ İKİLİ OYNUYOR, OYNAMAK ZORUNDA'
IKBY'nin hem Ankara hem de Bağdat ile birlikte ilişkileri yürüttüğünü ve ikisiyle de anlaştığını belirten Demir, Mesud Barzani'nin zoraki olarak Türkiye ile de bir samimiyet içine girdiği görüşünde. İran tarafından ve Irak tarafından gelen baskıyı dengelemek için IKBY'nin güçlü bir müttefik aramak durumunda olduğunu belirten Demir şu değerlendirmeyi yaptı:
"15 Temmuz sonrası Barzani'nin ziyaretinin FETÖ için olduğu düşünülmüştü. Ama Barzani'nin biraz canı yanmak üzereydi ve biraz da Ankara'ya ‘Benim yanımda ol' demek için geldi. Bu nedenle Türkiye gibi bu aralar kendisine çok lazım olan bir ülkeyi karşısına almaz. Aynı zamanda Bağdat ile ilişkilerini de devam ettirmek durumunda. Yani kendi aralarında zımni bir anlaşmaları var. Bu işler çok kaygan. Bugun iyiyiz, yarın ilişkilerde neler olur bilemiyor. Ama Türkiye'nin Musul denklemini anlayabilmek için şunu anlaması gerek: Irak denklemi Suriye'den bağımsız, Suriye denklemi de Irak'tan bağımsız değil. Çünkü Musul'dan sonra Telafer, sonrasında da Rakka'dan bahsediliyor. Musul ile ilgili atılacak bir adım doğrudan Suriye politikalarını etkiler. Bu şuna benziyor; bir satranç masasında oturuyorsunuz, karşınızda aynı anda çok iyi hamleler yapabilen 10 tane rakip var, siz de bunların hepsine aynı anda en doğru hamlelerle cevap vermek zorundasınız. Biz ise zar atarak satranç oynamaya çalışıyoruz, ama bizden başka kimse zar atmıyor."