Mevlüt Çavuşoğlu: 1996 yılında Kardak krizinden sonra...
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ege adalarına yönelik olarak, '1996 yılında Kardak krizinden sonra adaların filli ve hukuki durumunda hiçbir değişiklik olmamıştır' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2017-12-18 08:08:52

Güncelleme Tarihi: 2017-12-18 08:08:52


TBMM Genel Kurulu'nda 2018 Merkezi Yönetim Bütçe ve 2016 Kesin Hesap Kanun Tasarısı ile Sayıştay Raporları görüşmeleri devam ediyor. Dışişleri, Ekonomi, Sağlık, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlıkları ve bağlı kuruluşların bütçesi görüşüldü.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye'de çatışmaların büyük oranda durdurulduğunu söyleyerek, Türkiye'nin proaktif bir dış politika izlediğini ifade etti. Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin itibarına ilişkin olarak, "Doğru olanların yanında durursak Türkiye'nin itibarı artıyor. UNESCO İcra Komitesi'ne aday olduk. Bizimle birlikte dört ülke aday oldu. Dünyadaki ülkelerin UNESCO'ya üye olan ülkelerin üçte ikisinin oyunu alarak Almanya gibi bir ülkeyi saf dışı bırakarak seçildik. Biz doğru bildiğimiz istikamette ilerleyeceğiz, istikametimizden sapmıyoruz" ifadelerini kullandı.

Terör örgütleri ile mücadele ettiklerini belirten Çavuşoğlu, 15 Temmuz hain darbe girişimini gerçekleştirenler ile mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini kaydetti. Çavuşoğlu, FETÖ ile mücadeleyi beş temel eksende yürüttüklerini söyleyerek, "FETÖ'nün üyelerinin değişik ülkelerde yakalanması ve teslim edilmesi. FETÖ terör örgütünün uluslararası alanda terör örgütü ilan edilmesi. FETÖ ile mücadeleyi sonuna kadar devam ettireceğiz. Türk bayrağını kullanmalarına izin vermeyeceğiz. FETÖ iltisaklı okulların, kuruluşların kapatılması için çalışıyoruz" şeklinde konuştu.

Avrupa Birliği ile sorunları olmadığını belirten Bakan Çavuşoğlu, "Avrupa, Büyük Avrupa'yı göremiyor. Avrupa Birliği'nin geleceği parlak değil. Türkiye düşmanlığı sadece Erdoğan düşmanlığı. Fakat en son Norveç'te Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü düşman hedefi olarak hedefe koymalarının sebebi, bunu yapanlar ve destekleyenlerdeki İslam düşmanlığıdır" diye konuştu.

Çavuşoğlu, Başbakan Yıldırım'ın Myanmar'a gideceğini de sözlerine ekledi.

Bakan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Amerika'nın aldığı karar uluslararası hukuka ve Birleşmiş Milletler kararlarına aykırıdır. Ameri attığı adım bölgede sorunları karmaşık hale getirdi. İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısında çok önemli kararlar aldık. Amerika'yı kararından vazgeçirmemiz gerekiyor. Bağımsız Filistin Devleti'nin tanıtımı için yoğun çaba sarf etmemiz gerekiyor."

Ege adalarına ilişkin Çavuşoğlu, "Genel Başkanlar ne zaman çağırırsa geliriz. Bu konunun sebebi, 1914 altı devletin imzaladığı anlaşma var. 1923 Lozan Barış Anlaşması, 1947 Paris Anlaşması. Bu anlaşmalarla kara suları, kıta sahanlığı, uçuş hatları belirlenmediği için bazı adacıklar konusunda boşluklar olmuş. Türkiye 'bizim' demiş, Yunanistan 'bizim' demiş. 1996 yılına kadar devam etmiş. Kardak sorununa kadar ne olduysa olmuştur. 1996 yılında Kardak krizinden sonra adaların filli ve hukuki durumunda hiçbir değişiklik olmamıştır" bilgilerini verdi.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, kamu bankalarının 2001 yılındaki kamu zararları 22,9 milyar TL olduğunu hatırlatarak, "Peki, bugün ne oldu? Halkbank, Vakıfbank ve Ziraat Bankası son on beş yılda 82,8 milyar TL sadece kâr etti. Söz konusu bankaların aktif toplamı 2002 yılında 67 milyar TL, bugün 805 milyar TL. Türkiye ekonomisinden kâr ediyor bunlar, Türkiye'nin büyüyen ekonomisinden kâr ediyor, gelişen ekonomisinden kâr ediyor" ifadelerini kullandı.

Zeybekci, şunları kaydetti:

"'Türkiye'nin kurla ilgili zafiyet yaşamasına gerektirecek hiçbir şey yoktur' diye bunu defalarca belirttik, defalarca söyledik. En sonunda, bir gün bir açıklamada bulundum dedim ki: Türkiye'nin toplam mükellefiyetleri, toplam kamu ve özel mükellefiyetleri, kısa vadeli borçları 114 milyar dolardır. Merkez Bankasının stokları altınla beraber 120 milyar dolardır. Sadece özel sektörün döviz tevdiat hesaplarında olan yurt içinde 220 miyar dolar veya 260 milyar dolar. Fazlası var eksiği yok. Soruyorum, böyle bir şirketin pasifinde borçları var kısa vadeli, aktifinde de Merkez Bankasının varlıkları, altını artı özel sektörün de varlıkları."

Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, sağlıkta şiddetin kabul edilemez olduğunu söyleyerek, "Şifa dağıtan ellere el kaldırmak, bir topluma, halka hakikaten o çalışanlara karşı yapılmış büyük bir haksızlıktır. Toplumumuza şiddetin yakışmadığını düşünüyoruz. Böyle davranışta bulunanları halkımızın da, milletimizin de kınadığını biliyoruz. Bir düzenleme yapılmıştı. Sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanlar tutuklu yargılanıyordu. Ceza Muhakemeleri Usul yasasına uyumadığı gerekçesiyle iptal edildi" şeklinde konuştu.

Bebek ölüm hızının bin canlı doğumda 31.5 olduğunu hatırlatan Demircan, "2015'te 7.5, 2016'da 7.3. Elbette ki göstergelerin iyileşmesi için gayret göstereceğiz. Mutlaka değiştirmek görevimiz. Beş yaş altı ölüm hızı 40'tan, 9.4'e, anne ölüm oranı yüz bin canlı doğumda 64'ten 2015'te 14.6'ya, 2016'da 14.7" diye konuştu.

Bakan Demircan koruyucu ve temel sağlık bütçesi konusunda, "Reel rakamlarla kıyasladığımızda 2002 yılında 3.5 milyar lira olan koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan para onun 3.5 katı şimdi 12.7 milyar lira. Sağlığı kaybettikten sonra kazandırmak zordur. Koruyucu sağlık hizmetleri yaptığımız çalışmaların en büyük adımı aile hekimliğidir. Şu anda 23 bin civarında aile hekimimiz çalışıyor. Nu sayısı 35-40 bin düzeyine getirip, doktor başına düşen nüfusu 2 bin- 2 bin 500 düzeyine indirmek istiyoruz" ifadelerini kullandı.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, 2013-2016 sonu itibarıyla ulaştırma altyapısında yapılan yatırımın toplamının 144 milyar dolar olduğunu hatırlatarak, "Bunun 76 milyar doları kara yolları, 22 milyar doları demir yolları, 9 milyar doları hava yolları, 2 milyar doları denizcilik ve 35 milyar doları da haberleşme sektöründe. Bütün bu çalışmaların gayrisafi yurt içi hasılaya etkisi 286 milyar dolar yani oluşan hasılanın yaklaşık üçte 1'i bu sektörden oluşuyor ve yine istihdama katkısı, her yıl oluşturulan ilave istihdama katkı yaklaşık 639 bin kişi. Yine, yapılan bu 144 milyar dolarlık yatırımda sadece 2016 yılında 11 milyar dolarlık tasarruf sağlanmış. Zaman tasarrufu 2,7 milyar dolar, araç işletme giderleri ve yine yakıt tasarrufundan dolayı 3,9 milyar dolar, kazalardaki azalma ve bunun iş gücüne tesiri 3,4 milyar dolar, çevreye olan faydaları da kurtarılan 3 bin ton kâğıt ki bu 50 bin ağaç, bir başka anlamda 20 hektar orman anlamına geliyor. 782 bin ton da karbondioksit salımında azalma olmuştur" diye konuştu.

Arslan, şunları kaydetti:

"Kara yollarıyla ilgili elbette ki şöyle bir ifadede bulundu 'Kara yolu ağı oranı artmıyor'. Doğrudur ancak mevcut ağın standardının yükseltilmesi, bölünmüş yol, sıcak asfalt hâline getirilmesi çok önemli, bu konuda da yaptığımız herkesin malumu, 6 bin 100 kilometrelik bölünmüş yol bugün itibarıyla 26 bin 17 kilometredir, 26 binin üzerine çıktık değerli arkadaşlar. Yine, değerli arkadaşlar, sadece bölünmüş yollardan dolayı yıllık elde ettiğimiz tasarruf 17 milyar Türk lirasının üzerinde. 2017 yılında 2 bin 318 kilometre bölünmüş yol yapmışız. Bu da AK Parti'nin de kendi rekorudur. Bunu da saygıdeğer hazirunun bilgilerine arz etmek isterim. İnşallah bu bütçeyle önümüzdeki yıl bu rekoru da kıracağız, 2 bin 225 kilometre sıcak asfalt yapacağız ve rekorumuzu yenilemiş olacağız. Bunu saygıdeğer hazirunun bilgilerine sunmak isterim. Bu sene yaptığımız tünel miktarı 42 adet, tam 87 kilometre. Seksen yılda ülke olarak yaptığımız 50 kilometre tünel, 2017 yılında rekorla 87 kilometre tünel bitirdik. Böylece toplam tünel uzunluğumuzu 433 kilometreye çıkardık. Hakeza köprü ve viyadüklerde de yine 2017 yılı içerisinde tam 57 kilometre köprü ve viyadük bitirdik. Bu da yine kendi rekorumuzdur. On beş yıldır rekorları kırdığımız gibi bununla da rekorları artırmaya devam ettik."